“Ay” teması konusundaki tutkusunu birçok modelinde gözler önüne seren Arnold & Son, limitli modeli Luna Magna ile horoloji ev astroloji arasındaki güçlü bağa vurgu yapıyor.
Lüks saatçiliğin butik isimleri arasında yer alan Arnold & Son, klasik modelleri kadar geleneksel komplikasyonlara getirdiği yeni bakış açısı ile de saat severlerin beğenisini kazanan markalar arasında yer alıyor. Horobox olarak ilk limitli saatimiz olan Globetrotter modelinde de birlikte çalıştığımız marka, bugün yeni limitli modeli Luna Magna ile inceleme köşemize konuk oluyor.
Arnold & Son klasik komplikasyonları işlemeyi seven bir marka olsa da bunu klasik boyutlarda yaptığını söylemek biraz zor. Üstün el işçiliği ve farklı malzemeleri şiirsel bir yorumla kullanmayı seven markanın modelleri, bu unsurların doğal bir sonucu olarak, klasik kabul edilen ebatlardan bir hayli büyük tasarlanıyor.
Arnold & Son Luna Magna için de benzer bir durum geçerli. Yeni model, 44mm çapında ve 15.90mm kalınlığında tasarlanmış bir kasa ile geliyor. Meraklı bakışların hedefi olmaya aday kasa, 18K pembe altından üretiliyor. 30 metre su basıncına dayanabilen kasanın ön yüzünde, çift taraftan yansıma önleyici kaplamaya sahip, bombeli safir kristal cam yer alıyor. Kasanın arka yüzünde yer alan safir kristal cam bölmeli kapak ise, Arnold & Son standartlarına göre dekore edilmiş muhteşem mekanizmayı gözler önüne seriyor.
Arnold & Son modelleri söz konusu olduğunda dikkatimi çeken durumlardan biri de saati bir araya getiren temel bileşenlerde aynı özen ve emeğe yer veriliyor olması. Yani bir A&S modeli için “favori kısmı kadranı” veya “en göz alıcı yeri mekanizması” demek zor.
Luna Magna için de durum farklı değil. Modelin kadranına baktığımızda bizleri Aventurine (yıldıztaşı) koyu zemin üzerine yerleştirilmiş beyaz zaman alt-kadranı ve elbette şimdiye kadar görüp görebileceğimiz en güzel Ay Fazı göstergelerinden biri karşılıyor. Yıldızlı bir gecenin berraklığını bileklere taşıyan kadran, açık/koyu kontrastının da yardımıyla, mükemmel bir okunabilirlik sunuyor. Romen rakam markörler ve zarif kollar, beyaz lake zemin üzerinde zamanı gösteriyor.
Ay Fazı göstergesi ise başlı başına bir sanat eseri... Ay’ın evrelerini gösteren minyatür Ay figürü, 12mm’lik çapıyla küçük bir misketi andırıyor. Ay’ın karanlık yüzeyini temsil eden kısım yine yıldıztaşından üretilirken, aydınlık tarafı gösteren kısım mermerden üretiliyor.
Daha önce de bahsettiğim gibi, Arnold & Son Luna Magna sadece bir değil her detayı ile etkilemeye devam ediyor. Saatin arkasını çevirdiğimizde karşımıza çıkan görüntü mikro-mekaniğin sınırlarını zorlarken yüzyıllar boyu devam eden geleneksel el işçiliğini de günümüze taşıyor.
In-house tasarlanıp üretilen elden kurmalı Caliber A&S1021, 3Hz frekansında çalışıyor. Mühendisliği kadar süslemeleriyle de büyüleyen mekanizma, güç sağladığı merkezden kayık yerleştirilmiş zaman alt-kadranı ve mermer/taş karışımı üç boyutlu Ay Fazı göstergesine rağmen, tam kurulumda tam 90 saatlik güç rezerv süresi sunuyor.
Sadece 28 adetle limitli üretilen modele timsah derisi kayış ve A&S imzalı 18K pembe altın standart toka eşlik ediyor. Şık model, CHF 43,900 (vergiler hariç) liste fiyatı ile satışa sunuluyor.
Horobox ekibi olarak Arnold & Son markasına özel bir sevgimiz olduğu bir gerçek. Ben de hem o ekibin bir parçası hem de bir saat tutkunu olarak markaya karşı büyük bir sevgi ve saygı duyuyorum. Saat hobisinin birkaç marka ve model ile birlikte anılır hale geldiği günümüzde, gelenekselliği modern zamanlara bu derece başarılı şekilde taşıyabilen çok az marka olduğunu düşünüyorum. Arnold & Son da bu sayıca az ancak ortaya çıkarttıkları işler açısından çok değerli olan bu özgün azınlığın içinde özel bir yerde duruyor.
