Audemars Piguet deyince çoğumuzun aklına marka ile özdeşleşmiş olan sekizgen bezel tasarımı gelir. Markanın kurucularından birinin ismini taşıyan Jules Audemars serisi ise her bileğe uyum sağlayan klasik tasarımı ile markanın prestij sembollerinden biri olarak göze çarpıyor.
Mekanik saatlere ilgi gösterenlerin kesinlikle göz ardı edemeyeceği markalardan biri olan Audemars Piguet her ne kadar Royal Oak ve Royal Oak Offshore modelleri ile öne çıkıyor olsa da Jules Audemars serisinin de ciddi bir hayran kitlesi olduğunu söyleyebilirim.
Kendine özgü kasa şekli, sekizgen bezel tasarımı ile sportif bir görüntü veren Royal Oak/Royal Oak Offshore modellerinden tamamen farklı olarak Jules Audemars, ince yapısı, yuvarlak kasası ve zarif görünümü ile kendini belli ediyor.
Geçtiğimiz hafta serinin “Dual Time” modellerinden birini test etme şansım oldu. 41mm çaplı çelik kasası olan saatin bana göre en etkileyici özelliği kadran rengi. Bileğinizde taşırken meraklı gözlerin dikkatlice baktığını fark ediyor ve kendinizi normalden daha fazla saatinize bakarken buluyorsunuz.
“Sunburst” diye tabir ettiğimiz parlak mavi kadran, gümüş gri indekslerinde yardımıyla daha fazla göze çarpıyor. Kişisel olarak çok tercih etmesem de indekslerde kullanılan Roma rakamları saate farklı bir hava katmış. Jules Audemars modellerinde kullanılan “yaprak” şekilli kollar serinin imzası haline gelmiş durumda.
Barındırdığı komplikasyonların kadran üzerindeki dizilimi için çok başarılı diyemeyeceğim ama “Dual Time” dediğimizde de kadran tasarımı olarak aklıma farklı bir konsept gelmiyor. Kadranın 6 yönüne ikinci zamanı takip edebildiğiniz küçük bir gösterge yerleştirilmiş. Tam yanında ise gece/gündüz indikatörü var. Zaten çok kalabalık olan kadranda üzerine Day ve Night yazmadan sadece koyu ve açık renkler olarak bırakılsa daha iyi olabilirmiş. Modele ismini veren “Dual Time” yani çift zaman özelliğini kullanabilmek için tepeyi açarak bir kez çekmeniz gerekiyor. Küçük saatin akrebi birer saatlik aralıklarla ileri ya da geri alınabiliyor. Bu sayede seyahat ederken ya da başka bir sebeple ikinci zamanı bu gösterge üzerinden takip edebiliyorsunuz.
Kadranın 2 istikametine ise tarih göstergesi yerleştirilmiş. Üzerindeki küçük kol sayesinde tarihi görebiliyorsunuz. Saatin eleştiriye en açık noktası ise tarihi hızlı değiştirme fonksiyonunun olmaması diyebilirim. Ayarlamak için devamlı olarak saati 12.30 a kadar getirip daha sonra 21.30 a kadar geri almanız gerekiyor. Eğer uzun bir süre saatinizi takmamışsanız tarihi ayarlamak maalesef sizin için sıkıcı bir hal alacaktır.
Bir mekanik saat tutkunu olarak genelde anlam vermediğim noktalardan biri otomatik kurmalı saatlere neden “power reserve” yani güç göstergesi koyulduğudur. Kullandığınız sürece kendini kurmakta olan saatlerin özellikle ön yüzüne eklenen güç göstergesinin kadranı gereksiz bir şekilde kalabalıklaştırdığını düşünüyorum. Keza bu modelde de fazlasıyla büyük bir alan işgal eden güç göstergesi akrep ve yelkovan ile üst üste geldiği durumlarda farklı ışık yansımalarının da etkisiyle saatin görünülebilirliğini azaltıyor. 38 saat gibi kısa diyebileceğimiz güç rezervine sahip kalibre ile hayat bulan saatin, kadranın neredeyse dörtte birini kaplayan güç göstergesine pek de ihtiyacı olmadığını söyleyebilirim.
2011 yılında SIHH fuarında tanıtılan model de 2329/2846 referanslı kalibre kullanılmış. Her ne kadar kalibre kaynaklı bazı fonksiyon eksikliklerinden bahsetmiş olsak da Jaeger LeCoultre tarafından üretilmiş, mekanik saatçilikte bilinen adıyla JLC 889 bazlı mekanizma teknik olarak çok başarılı. İnce yapısı ile Jules Audemars “Dual Time” gibi zarif model için şüphesiz çok doğru bir seçim.
Saatin kasa ve kadran işçiliği alıştığımız Audemars Piguet kalitesinde. Kusursuz kıvrımlar, hem mat hem parlak yüzeylerin işlenişi ve kadran detayları kesinlikle üst düzey.
Saatin bilekteki konforu ise benden tam not alıyor. Çapı ve kalınlığı ile her boyutta bileğe uyum sağlayabilecek olan saatte gördüğüm en kaliteli ve aynı zamanda yumuşak deri kayış kullanılmış. Normalde katlanabilir klipsle gelmesine rağmen benim denediğim saatte toka vardı ki bu da konforu arttıran ekstra özelliklerden biri.
Sonuç olarak bazı negatif noktaları olsa da takmaktan kesinlikle keyif aldığım bir model olduğunu söyleyebilirim. Takım elbise segmenti için güzel bir alternatif olarak gösterebileceğim saatin güncel koleksiyonda sadece kırmızı ve beyaz altın kasa seçenekleri mevcut. Bu modellerin liste fiyatı bölgelere göre farklılık göstermekle beraber 40.000 usd civarında. Benim denediğim çelik kasalı model ise 25.000 usd civarında bir fiyat ile satışa sunulmuş.
Kısaca özetlemek gerekirse:
+ Marka prestiji
+ Kasa ve kadran işçiliği
+ Mükemmel konfor
- Kullanışsız tarih değiştirme fonksiyonu
- Düşük okunabilirlik
- Kalabalık kadran dizilimi
- Yüksek fiyat
