Audemars Piguet, yeni tanıttığı Royal Oak Perpetual Calendar Cactus Jack modeliyle sevenlerini ikiye böldü.
Saat sektörünün sınırları tam olarak kestirilemeyen hiyerarşik sıralamasında Audemars Piguet’in yeri hep üst basamaklardadır. Uzun yıllar ezeli rakipleri ya da yoldaşları Patek Philippe ve Vacheron Constantin ile ismi yan yana anılan marka, son yıllarda geçirdiği kimlik değişimiyle saat severleri şaşırtıyor.
Holy Trinity yani kutsal üçlü; bu tanım AP, PP ve VC markalarının oluşturduğu grup için kullanılan en gururlu ve en iddialı tanımlardan biriydi. Kolayca hak edilmiş bir unvan değildi kutsal üçlüye dahil olmak. Yüksek saatçiliğin de zirvesini temsil eden markalar gerek zamansız tasarımları gerek horolojinin sınırlarını zorlayan kalibreleriyle ulaşılması güç bir noktada yer alıyorlardı. Tabii olay sadece mühendislikle de ilgili değildi. Bu üç markayı talep eden, o saatleri kollarına takmayı “hak etmiş” beyefendiler, şıklığın ve zarafetin de yılmaz emanetçileriydiler.
Şimdiki durum biraz farklı. Para el değiştirdi, bu bilinen bir gerçek. Artık bu “lüks” ürünler belirli bir kültür ve yaşanmışlık sahibi saat severlerden ziyade gösteriş peşinde koşan yeni zenginlerin hizmetine sunuluyorlar. Ya da markalar daha çok para kazanacaklarına emin oldukları tarafa, herhangi bir gelecek ve prestij kaybı kaygısı gütmeden daha çok yatırım yapıyorlar. Bu üçlü arasında özünden en kolay vazgeçen marka da Audemars Piguet olmuş gibi görünüyor.
Bu öfkeli satırları bana yazdıran saatin ne olduğunu başlıktan anlıyorsunuz. Audemars Piguet, Royal Oak ve Perpetual Calendar kelimelerinin bir araya gelmesinin saatçilik açısından ne kadar önemli bir kombinasyon olduğunu tekrar tekrar anlatmama gerek yoktur sanıyorum. Hali hazırda AP’nin ürün gamı içerisinde yer alan ve kıymetli metallerden üretilen sonsuz takvimli Royal Oak modellerinin şıklığı, albenisi, nefes kesiciliği ve bu saatlere sahip olma şansı yakalayan o şanslı azınlığın yüksek sevinci ve elbette ayrıcalığı zaten bilinen gerçekler.
Yeni model, 200 adetle sınırlı sayıda üretildi. 41mm çapında kahverengi seramik kasaya ve kendi başına son derece sportif ögeler barındıran kumaş görünümlü deri kayışa sahip. Kadrandaki yazı fontu ciddiyetten uzak, saatin şıklığını yok eden cinsten. Ne de olsa bu saati arzulayanların da ciddiyetle alakaları yok. Ay fazı penceresi ardında görünen simge de saatle bağlantılı şahsın şirketinin logosu.
Artık gettolarda mafya olma hayaliyle büyümüş çocuklar, pantolonlarını dizlerine kadar indirip, yüzbinlerce insanın karşısında, küfürler eşliğinde anlamlı/anlamsız kelimeleri sıralayıp eğleniyorlar. Audemars Piguet de bu güruha sponsor oluyor. Gerald Genta’nın kemikleri sızlıyor olmalı...
