Arzulanan saat Audemars Piguet Royal Oak Perpetual Calendar şimdi iskeletleştirilmiş kadranıyla seramik kasada.
Audemars Piguet’nin kataloglarında son kez bir iskelet kadran Royal Oak Perpetual Calendar gördüğümüzde yıl 2015’ti. Her ne kadar yakın bir tarih gibi görünse de neredeyse yarım on yıl önceydi diyebiliriz. Tabii bu süre zarfında marka yenilik yapmadı değil. SIHH 2017’de siyah seramik kasa ve bilezikli Royal Oak Perpetual Calendar tanıtıldı, bu yılsa beyaz seramik versiyonu saatseverlerle buluştu ve en ince otomatik ‘perpetual calendar’ birkaç yıllık geliştirme sürecinden sonra saatçilik sektörünün kucağına bomba gibi düştü. Şimdiyse Royal Oak Perpetual Calendar Openworked çekici formu ve yenilikleriyle yeniden bizleri kendine hayran etmeyi başarıyor.
İskelet kadranlı saat üretmenin en kolay ve zahmetsiz yolu en çok satan modelin içine iskelet mekanizma yerleştirmek. Fakat İsviçreli saat üreticisi bu kolay yolu pas geçerek yeni bir mekanizma, 5135’i geliştirmeyi seçmiş. Bu mekanizma sadece iskelet oluşuyla değil aynı zamanda hayata geçirdiği ‘maksimum estetik’ ilkesiyle de dikkat çekiyor. Markanın komplikasyon bölümü başkanı Michael Friedman “AP’nin uzun yıllar sonra tanıttığı ilk iskelet kadranlı perpetual calendar kol saati için çabamız kontrast ve ışık oyunu deneyimi yaratmaktı” diyor. Ne diyelim, Audemars Piguet gerçekten bu amacın hakkını vermiş.
Saatin 41mm çapındaki ve 9.9mm inceliğindeki kasası siyah seramikten, itriyum oksitle stabilize edilmiş zirkonyum oksitten üretilmiş. Yüzeyler için güçlü bir dayanak olan seramiğin bir dezavantajıysa kırılgan olması. Dolayısıyla burulma, bükülme gibi kuvvetlere karşı pek dayanıklı değil. Bu nedenle seramik kasaların çoğunda mekanizmalar için metal bir iç kasa bulunuyor. Mekanizma yerleştirildikten sonra metal arka kapak, metal iç kasaya vidalanıyor. Fakat Gerald Genta’nın dehası burada da kendini göstermiş. Orijinalinde suya dayanıklı ve ekstra ince olması için tasarlanan Royal Oak’ta metal iç kasaya ihtiyaç bulunmuyor. Bunun yerine titanyum arka kapağın içindeki altın vidalar bezel üzerindeki beyaz altın somunlara sıkılıyor. Sonuç olarak ortaya bezel ve arka kapağı vidalarla birbirine tutturulan sandviç formu çıkıyor. Arka kapak ise vidaların fazla sıkışması durumunda çatlamayı önlemek için titanyumdan üretilmiş. Kasa 20 metreye kadar su basıncına dayanıklılık gösteriyor. Bu değer kulağa biraz az gelebilir ama zaten böyle bir saati kimsenin ıslatmak isteyeceğini düşünmüyorum. Saatin safir kristal cam bölmeli arka kapağından mekanizmayı rahatlıkla izleyebiliyorsunuz.
Saatin mekanizması Caliber 5135, standart perpetual calendar modellerinde bulunan 5134’ten türetilmiş ve aralarındaki tek fark 5135’in iskeletleştirilmiş olması. Mekanizmadaki pembe altın yaldızlar kadranla uyum içinde. Ön taraftaki en estetik dokunuş bu uyum diyebiliriz. Otomatik mekanizma tam kurulumda saate, perpetual calendar’a, tarih, ay, gün ve yılın haftası indikatörüne 40 saatlik güç rezervi sağlıyor.
Saatin kadranına baktığınız da şiirsel bir anlatım sizi karşılıyor. İskeletleştirilmiş kadranlara pek ilgi duymayan ben bile kendimi içine düşmekten geri alamıyorum. Kollar, yaylar, çarklar ve miller, pahlanmış ve parlatılmış.
İkon haline gelmiş bir saatin yeni versiyonunu ‘çok beğenmek’ oldukça kolay. Fakat AP Royal Oak Perpetual Calendar Openworked Ceramic iskeletleştirilmiş kadranı, mekanizma-kadran uyumunu yakalayan hatta adeta yaşatan renk detayları ve seramik kasa-bileziğiyle gerçekten ilgiyi, beğeniyi sonuna kadar hak ediyor. Buraya kadar yazmışken bu modelin fiyatının vergiler hariç 130,000 CHF olduğunu da eklemeden geçmeyelim.
