Son yıllardaki başarılı çalışmaları ve yenilikleriyle mekanik saatçiliğe ciddi bir ivme kazandıran Bulgari, Horobox’ın da içinde olduğu özel davetlilerini, doğduğu şehir olan Roma’da misafir etti. Saat medyaları içerisinde özel bir yeri olan Watchonista’nın organize ettiği akşam, tüm katılımcılar için unutulmaz bir tecrübe oldu.
Ünlü İtalyan mücevherat ve saat markası Bulgari kurulduğunda tarihler 1884’ü gösteriyordu. Markanın kurucusu olan Yunan asıllı Sotirios Voulgaris 1880 yılında Roma’ya geldiğinde cebinde sadece 18 sent olduğu söyleniyor. Değerli metalleri işlemede müthiş bir kabiliyete sahip olan Voulgaris, yaptığı çalışmaların sonucunda dört yıl içerisinde ilk dükkânını açmayı başarıyor. O günden sonra da hızlı bir büyüme içerisine giren marka, günümüzde mücevherat dünyasının en çok tercih edilen isimlerinden biri oluyor.
Geçtiğimiz günlerde ofiste otururken gelen bir telefon beni ciddi şekilde heyecanlandırmıştı. Hattın diğer tarafında www.watchonista.com un sahibi sevgili dostum Alexander Freidman vardı ve beni kod adıyla #thebdinner’a davet ediyordu. Bulgari/Watchonista işbirliğiyle düzenlenecek olan bu akşamın çok keyifli olacağını düşünmekle beraber, böyle bir organizasyona davet edilen sınırlı sayıdaki saat medyalarından biri olmak da gerçekten gurur vericiydi.
Bulgari, Horobox dahil birçok saat medyası ile ortak çalışmalar yapan ve özellikle dijital dünyanın önemini fazlasıyla göz önünde bulunduran markaların başında geliyor. Bu durumun yanı sıra, marka yüzü olarak yaptıkları beraberlikler de sektör içerisinde ses getirmeye devam ediyor.
Büyük bir heyecanla yerleştiğimiz otelden hareket etme saati yaklaştığında, Bulgari’nin Via dei Candotti’deki tarihi butiğine gitmek üzere lobide diğer katılımcılarla bir araya geldik. Ekip gerçekten çok özeldi. Önceden tanıdığımız dostların yanı sıra birçok yeni isimle de tanışma şansını bulduk. Instagram’da milyonlarca kişi tarafından takip edilen @thegoodlifeinc ve @dailywatch, saat dünyasının en çok ziyaret edilen web sitelerinden Ablogtowatch, Puristpro ve Fratellowatches gibi.
Hepsi birbirinden değerli dostlarla sohbet ederek geçirdiğimiz kısa yolculuktan sonra ilk durağımız olan tarihi butiğe varmamızın ardından, medya mensubu olduğumuzu hatırlayarak çalışmalarımıza başlıyoruz.
İçeri girer girmez, tarihi butikteki turumuz rehberimiz eşliğinde başlıyor. Elizabeth Taylor dahil birçok ünlünün gelip alışveriş yaptığı, diğer bölümlerden ayrılarak özel hale getirilebilen oda, hepimizin ilgisini çekti diyebilirim. Erkek ve kadın saat koleksiyonlarının sergilendiği farklı odalara girdiğimizde de medya hararetli çalışmalarına devam ediyor.
Özel ve tarihi parçalara yer verilen “Venom” isimli odaya çıktığımızda ise hepimizi şaşırtan bir olaya şahit oluyoruz. Sevgili Pascal tarafından yapılan kısa konuşmanın ardından şampanya ikramıyla beraber, masanın üzerindeki saat kutusuna kilitleniyoruz. Tüm katılımcılar için tek tek isimleri belirtilerek hazırlanmış saatler bileklerimizde yerini alıyor. Sevgili Amr Sindi (@thehorophile) ile bir an için saatler bizde kalır mı diye umutlanmadık değil ama gecenin sonunda geri vereceğimizden de emindik J.
Butikteki turumuz bittikten sonra gezimizin ikinci durağı olan, Roma’nın ikonik noktalarından, İspanyol Merdivenleri’ne doğru kısa bir yürüyüş yapıyoruz. Harika fotoğrafların çekildiği mekânda bizleri yine büyük bir sürpriz bekliyor. Roma gibi tarihi bir şehirde tur atmak istiyorsanız eski bir Fiat 500’den daha iyi yol arkadaşı bulunabilir mi? Tabii ki hayır.
Tüm ekip Fiat 500’lerin içine binerek Roma’yı gezmeye başlıyoruz. Havanın da kararmasıyla eşsiz bir güzellikle Roma bizleri kendisine adeta aşık ediyor. Birbirinden güzel noktalara yaptığımız kısa ziyaretlerin ardından, Fiat 500ler bizi #thebdinner için restorana bırakıyor.
İçeri girdiğimizde bizim için ayrılan özel salondaki şık masayla karşılaşıyoruz. Keyfili sohbet devam ederken Bulgari ailesinden değerli dostlarımız da bize katılıyor. Markanın CEO’su Sayın Jean-Christoph Babin’in yanı sıra saat bölümü Genel Müdürü Guido Terreni ve baş tasarımcısı Fabrizio Buonamassa’nın bizlerle birlikte olması Bulgari’nin marka olarak bu organizasyona ne kadar önem verdiğinin de kanıtı oluyor.
Her üç isimle de ayrı ayrı röportaj yapma imkânını bulan belki de tek medya olan Horobox’ı bu gecede temsil etmek benim için gerçekten ayrı bir gurur kaynağıydı.
Mr. Babin’in yaptığı kısa konuşmanın ardından ( 15 dakika J ) sevgili Guido Terreni’yi de dinliyoruz ve geç saatlere kadar sürecek olan akşam yemeğimiz start alıyor.
Gece boyunca Bulgari ekibinden Chiara Albanese, Elisabetta Marra ve Pascal Brandt de bizlere eşlik ediyor. Gecenin ilgi çekici notlarından biri de Babin’in konuşmasında belirttiği üzere son dönemde saatçilikte alınan başarıların neredeyse tamamı heritage dediğimiz eski modelleri temel alarak yapılan çalışmalarda yakalanması oluyor. Bu genel durumdan farklı olarak güncel ve yeni modellerle başarılı sonuçlar yakalayan nadir markalardan birinin de Bulgari olduğu vurgulanıyor. Özellikle Octo Finissimo serisi, göz alıcı modelleri ile saatçilik dünyasının son dönemde en çok ses getiren yeniliklerinin başında geliyor.
Özenle seçilmiş menü, dostlarla yapılan sohbetle birleşince daha da lezzetli oluyor. Bu özel insanları bir araya getiren temel fikrin saat tutkusu olduğunu unutmamak lazım. Bu güzel akşamı bitirirken hepimiz unutulmaz anılarla mekândan ayrılıyorduk. Bulgari gibi bir marka tarafından düzenlenen bu özel gecede bulunabilmek hem şahsım hem de Horobox için onur vericiydi.
Sevgili Alexander Freidman’ a ve tüm Watchonista ekibine de nazik davetleri için çok teşekkür ediyorum ve geleneksel hale getirmeyi planladığımız #thebdinner’ın bir sonraki organizasyonunu şimdiden heyecanla bekliyorum.