Cartier, 1985 yılında tanıtılan ve hem 80li hem de 90lı yıllara damgasını vuran kült Pasha de Cartier modelini bu senenin yıldızı yapmaya hazırlanıyor.
Yeni Pasha modeli, markanın uzun zamandır sessiz kalan ürün grupları arasında yer alıyor. Yuvarlak kasası, özgün boynuz bağlantısı, kapaklı ve zincirli kurma kolu parçası gibi karakteristik detaylarıyla hafızalara kazanan model, DNA’sına sadık kalınarak güncellenmiş modeli ile göz alıyor.
Yeni model ailesi 41mm ve 35mm olarak iki farklı kasa ebadı ile sunuluyor. Kayış/bilezik seçimi, materyal ve kadran renkleri olarak ortak tasarım dilini kullanan modellerden 35mm olanında tarih penceresi yer almıyor.
İnceleme için seçtiğimiz model, 41mm çapında ve 9.95mm yüksekliğinde tasarlanmış paslanmaz çelik bir kasa ile geliyor. Ön ve arka yüzünde safir kristal camların yer aldığı kasa düz bezeli, kapaklı kurma kolu ve özgün boynuz tasarımıyla modelin geçmiş versiyonlarına gönderme yapıyor. Zarif kasa 100 metre su basıncına kadar dayanıklılık gösteriyor.
Modelin kadranı gümüşi tonda tasarlanmış. Modele ailesine özgü kare çerçeve detayına da yer veren kadrana Guilloché zemin üzerine yerleştirilmiş büyük rakam indeksler ve mavileştirilmiş kollar eşlik ediyor. Tarih penceresi ise saat 4:30 konumunda bulunuyor.
Yeni Pasha de Cartier model ailesine, markanın kendi tasarımı ve üretimi olan Calibre 1847 MC hayat veriyor. Markanın giriş seviye otomatik mekanizması olan kalibre 4Hz (28.800vph) frekansında çalışıyor ve tam kurulumda 40 saate kadar güç rezerv süresi sunuyor.
Pasha de Cartier 2020 modelleri, kullanıcı dostu kayış değiştirme sistemi QuickSwitch uyumlu deri kayış ve metal bilezik seçenekleri ile geliyor. Köşemizde yer verdiğimiz model üzerinde, siyah timsah derisi kayış ve tasarımıyla yıllara meydan okuyan klasik Cartier katlanır toka yer alıyor.
Pasha de Cartier modellerinin moda olduğu günleri yakalamış ve sonrasında Sea-Timer olarak geçen versiyonlardan da kullanma şansı bulmuş bir saat sever olarak, model ailesinin yeniden Cartier kataloglarına girdiğine çok memnun oldum. Eminim pek çok saat sever de benimle aynı fikri paylaşıyordur...