Lüks saatçiliğin gerçek ikonları Cartier Tank Must & Tank Louis Cartier, “zamansız tasarım” kavramını yeniden anlamlandıran detayları ile mercek altında.
Saat dünyasında bazı tanımlamaları o kadar çok kullanıyoruz ki, ifade ettikleri anlamın önemini ve ağırlığını unutuyoruz çoğu zaman. İkonik, kült, efsane, zamansız... Bu gayri resmi unvanları almak hiç de kolay değil oysaki. Altını doldurmak gerek özetle.
Cartier Tank için bu tanımlamaların hepsi, hatta daha fazlası geçerli. 1917 yılında tasarlanan ve dikdörtgen formu ile saat dünyasının efsaneleri arasına giren bu özel konsept, aradan geçen bir asırlık zamana rağmen, popülaritesinden zerre kaybetmeden yoluna devam ediyor. Modanın hızına mevsimlerin dahi yetişemediği günümüzde, her devrin aksesuarı olmayı başarabilen bu kült koleksiyonu, bugün iki farklı model üzerinden mercek altına alıyoruz.
Louis Cartier, ikonik Tank konseptini 1917 senesinde tasarlıyor. Dikdörtgen formunda tasarlanan kasa, saat kasalarının sadece yuvarlak formlarda üretildiği o yıllarda oldukça yenilikçi ve modern bir yaklaşım olarak saat dünyasında yerini alıyor. Cartier efsane tasarımını hayata geçirirken, muharebe alanlarında savaşın kaderini değiştiren tanklardan ilham alıyor. I. Dünya Savaşı esnasında, Fransız ordusu tarafından kullanılan Renault FT-17 tankından esinlenilerek tasarlanan modelin kasasındaki ki dikey paralel hat, tankın paletlerini temsil ediyor. Tıpkı tasarımıyla yepyeni bir akımın da başlangıcını sembolize eden Cartier Tank gibi, Renault FT-17 de tamamen dönebilen taretiyle değişimi simgeliyor. Aslında bu derece zarif bir tasarımın bir savaş aracından ilham alınarak ortaya çıkmış olması oldukça ilginç bir detay. 1918’de üretilen ilk prototipin de Amerikalı General John Pershing’e verilmesi de öyle...
Dönemin yuvarlak hatlı tasarımlarından ayrılan Cartier Tank, ilk defa 1919’da satışa sunuluyor. İlk üretimi sadece 6 adet örnek ile gerçekleştiren Cartier, 1920 yılı itibarıyla gerçek manada seri üretime başlıyor. Yaygınlaşan Art Deco akımıyla birlikte popülaritesi hızla artan Cartier Tank, 100 yılı aşan serüveninde yüzlerce ünlü simanın tercihi olmayı da başarıyor.
Rudolph Valentino, 1926 tarihli Şeyh'in Oğlu filminde karakteri Ahmed'in bir Cartier Tank takmasını istiyor. Eski First Lady Jacqueline Kennedy de Tank kullanmasıyla biliniyor. 1962'de kayınbiraderi tarafından hediye edilen ünlü saat, 2017'de 379.500 dolara alıcı bularak şimdiye kadar satılan en pahalı Tank modeli unvanının da sahibi oluyor. Ve Andy Warhol... Sanatçı ve Tank saati birbirinden ayrı düşünülemiyordu. Warhol, saati hakkında şunları söylüyor; “Tank’i saati öğrenmek için takmıyorum. Aslında hiçbir zaman da kurmuyorum. Tank’ı takıyorum çünkü takılacak saat bu!”
Tank Must ile 1980ler’e Saygı Duruşu
Must model ailesinin 1977 yılındaki lansmanıyla birlikte, bu modelden 60 yıl önce tasarlanan ve Maison’un imza niteliğindeki modeli haline gelen Tank, yakut rengiyle yeniden tasarlanıyor. Bordo ya da simsiyah kadran, büyük ve altın renkli logoyla kendisini tüm geleneksel saatçilik kodlarından sıyırarak zarif bir sadeliğe kapılarını açıyor. 80’lerin ruhuna sadık yeni Tank Must, Cartier’in DNA’sında yer alan üç monokrom renkle bizleri selamlıyor; kırmızı, mavi ve yeşil. Romen rakamı ya da “demiryolu” deseni olmaksızın minimalist kadranlara ev sahipliği yapan paslanmaz çelik saatler, eşleşen kayışlarla birlikte tamamen kromatik bir görünüm sunuyor.
Tank Must – Fotovoltaik Kadran
Inovasyonu bir felsefe olarak benimseyen Cartier, saatçilik tarihi için temel taşı kabul edilen birçok yeniliği de hayata geçiren isim olarak biliniyor. Mesela 1904 yılında tasarlanan Santos, bileğe takılan ilk saat olma unvanını taşıyor. Hem kullanım kolaylığı hem de deri kayışın yeni kalmasına olan katkısı ile saat tutkunlarının gözde özelliklerinden katlanır toka da, Cartier’in 1910 yılında hayata geçirdiği önemli bir detay olarak horoloji tarihinde yerini alıyor. Cartier’in tasarımla paralel ilerleyen yenilikçi yaklaşımı, bu sefer modern lüks saatçilikte ezberleri bozmaya aday yeni bir teknoloji ile karşımıza çıkıyor; Fotovoltaik Kadran.
Günümüzde bir lüks saat için ilk olma özelliğini taşıyan sistem, herhangi bir ışık kaynağından şarj olarak pile olan bağımlılığı büyük oranda bertaraf ediyor. SolarBeat ismi verilen mekanizma, dışarıdan gelen ışığı enerjiye çeviren fotovoltaik gözlere ev sahipliği yapıyor. Mekanizmayı şarj etmek için gereken ışık ise, perfore şekilde tasarlanmış Romen rakam indekslerden geçerek bu gözlere ulaşıyor. Müşteri ihtiyaçlarına ve kullanım konforuna, tasarım aşamalarının vazgeçilmez unsurları arasında yer vermeyi ilke haline getiren Cartier, SolarBeat mekanizmayı iki sene süren Ar&Ge çalışmasının ardından Tank’e uyarlamayı başarıyor.
Bu teknolojiden yararlanan ilk saat olan Tank Must, hem kalite hem de konforda yüksek seviyeleri garanti eden yenilikçi bir materyalle üretilmiş bilekliği bizlere sunmasıyla da öncülüğünü sürdürüyor. Yaklaşık %40’ı bitkisel içerikli bileklik İsviçre, Almanya ve İtalya’da gıda endüstrisi için yetiştirilen elma atıkları kullanılarak üretiliyor. Üretim süreci de çevrenin korunmasına yönelik ilerici bir adımı temsil ediyor. Bu materyal, dana derisi kayış üretimine kıyasla karbon ayak izimizi azaltmamıza (6 kat daha az), su tasarrufu sağlamamıza (10 litreye kadar) ve enerji verimliliği elde etmemize (7 megajul ya da yaklaşık 200 akıllı telefonun şarjı) imkan tanıyor. Elmalar Avrupa’da yetiştiriliyor ve atıkları burada toplanıyor. Materyal üretim sahası İtalya’da, kayış üreticisi ise Portekiz’de yer alıyor. Saatin montajı ise İsviçre’de gerçekleşiyor.
Tank Louis Cartier
1917 yılında başlayan serüven, günümüze kadar onlarca farklı formda karşımıza çıkmış olsa da, her bir Tank, orijinal modele olan koşulsuz bağlılığını devam ettirmesiyle biliniyor. Hayat verdiği tasarımın öneminin ve potansiyelinin farkında olan Louis Cartier, 1922 yılında saatin tasarımını geliştirmek için tekrar kolları sıvıyor. Dikdörtgen kasa biraz daha uzuyor, paralel hatlar inceltiliyor ve kenarlar yumuşatılıyor. Louis Cartier’in ellerinde rafineleşen zamansız tasarımdan yeni bir klasik doğuyor; Tank L.C. (Louis Cartier). Romen rakam markörlere, demiryolu tarzı dakika skalası eşlik ediyor. Kurma kolunun üzerinde yerini alan kabaşon kesim safir taş, markanın sembol detayları arasında yerini alıyor. Lüks saatçiliğin ikonik tasarımları arasında yerini alan model, bugün Cartier’in benzersiz tecrübesi ile işlenmiş özel nüanslarla bir kez daha tutkunlarının karşısına çıkıyor.
Yeni Louis Cartier Tank, markanın DNA’sına işlemiş mavi ve kırmızı tonlarını günümüze taşıyor. Cartier, bu iki yeni edisyona Romen rakamları ve altın renkli demiryolu tarzı skala gibi sofistike ayrıntılar ekleyerek, kadranın grafik yoğunluğunu öne çıkarıyor. Mavi kadranlı versiyon pembe altın temayla, kırmızı kadranlı versiyon ise lüksün ve prestijin değişmez sembolü olan sarı altın temayla sunuluyor.
Görkemli geçmişine olan vefa borcunu unutmayan Cartier, yeni modellere hayat vermesi için tasarladığı elden kurmalı Caliber 1917 MC mekanizma ile gelenekselliğe verdiği önemin de altını çiziyor.
Cartier Tank, bugün bir asrı aşan geçmişiyle saat dünyasının gerçek ikonları arasında yer alıyor. Lüks saatçiliğin zamansız tasarımları içerisinde özel bir yere sahip olan ürün grubu, cinsiyet fark etmeksizin, kalite ve marka bilinirliğini yüz yıldır ayakta duran bir tasarımla yaşamak isteyen saat severlerin ilk tercihleri arasındaki pozisyonunu da koruyor.
Cartier Tank Must, Tank Louis Cartier ve çok daha fazlasını incelemek için sizi www.arte.ist web sayfasını ve İstinye Park İstanbul ya da Yalıkavak Marina Bodrum/Muğla’da bulunan Arte Butikleri’ini ziyaret etmeye davet ediyoruz. Lüks alışveriş konusunda multi-brand mağazacılığın ülkemizdeki kilometre taşları arasında yer alan Arte Butikleri, konforlu ortamları, farklı marka alternatifleri ve geniş ürün envanteri ile size benzersiz bir lüks saat alışveriş deneyimi vadediyor.
