Sitemizde daha önce de yer verdiğimiz HUBLOT Classic Fusion Chronograph Bodrum Blue Titanium modelinin detaylı incelemesiyle karşınızdayız.
Saatin belki de en can alıcı özelliği olan kadrana değinmeden önce genel birkaç bilgi vererek başlamak istiyorum.
Hublot, özellikle Big Bang serisi ve farklı temalar için üretilmiş special edition modelleri ile son yılların en popüler markalarından biri olmayı başarmış durumda. Özellikle lüks saat segmentinde hatırı sayılır bir popülariteye sahip markanın bu başarısındaki en önemli etmenlerden biri şüphesiz markanın arkasındaki isim; Jean Claude Biver.
Hublot’un kült haline gelmiş tasarımlarının temel noktası kabul edilebilecek Classic Fusion serisi aynı zamanda Big Bang alt grubu ile birlikte markanın ürün bel kemiği konumunda yer alıyor.
Geçmişi çok da eski olmayan büyük saat konseptinin artan popülaritesiyle birlikte büyük kasa çaplarına sahip versiyonlarının da eklendiği Classic Fusion serisi markanın sadık kullanıcılar tarafından da en rafine dizaynlarını kapsayan grup olarak görülüyor.
Serinin incelememize konu saati Classic Fusion Chronograph Bodrum Blue modeli.
Saatin kasası Titanium’dan imal edilmiş. Hublot’un alternatif materyaller kullanımı konusunda sektöre yön veren firmalardan olduğunu da hesaba katarak kasanın sahip olduğu kusursuz hatların tesadüf olmadığını anlamamız hiç de zor olmuyor.
45mm çapa sahip kasa parlak ve mat yüzeylerin kombinasyonundan oluşan bir dokuya sahip. Özellikle mat/parlak geçişlerinin son derece başarılı detaylandırıldığı kasanın titanium’dan yapılmış olması kullanım konforunu direkt etkiliyor.
Düz ve kübik yapıya sahip boynuzların üzerinde yine markanın sembolleşmiş detaylarından ikişer adet vida görüyoruz.
Bezel için kasanın geneline hakim olan mat yüzey formu tercih edilmiş. Günlük kullanımda, özellikle titanium’un çizilmeye karşı olan hassasiyeti düşünüldüğünde kesinlikle yerinde bir tercih olan mat formun saatin sportif karakterine de fevkalade uyumlu durduğu gözümüzden kaçmıyor.
Klasikleşmiş H formundaki vida detayı bezelde de vurgulanıyor.
Sağ tarafta yer alan kronograf butonları için köşeleri yuvarlatılmış dikdörtgen formunu seçen Hublot, markanın amblemini taşıyan tepe için de saatin bütünlüğüne uygun kompakt ancak kullanışlı bir tasarım kullanmış.
Saatin ön ve arka kısımlarında yer alan camlar için sentetik safir tercih edilmiş. Bezel ile aynı seviyede yer alan ön cam bir nebze de olsa darbelere karşı korunaksız duruyor. Saatin geri kalan tüm bileşenleriyle aynı hassasiyet ve detay işçiliği ile üretilmiş kalibreyi titanium arka kapağın iç kısmında bulunan safir camdan izlemek mümkün.
Gelelim saatin kadranına. Hem model adını hem de renk tonunu ülkemizin dünyaca ünlü tatil beldesi Bodrum’u çevreleyen eşsiz güzellikteki denizin mavisinden alan saatin kadranı gerçekten çarpıcı bir güzelliğe sahip.
Klasik bi-compax formunda tasarlanan kronograf saatin krono alt kadranları için ise Bodrum Mavisi zemin ile kontrast oluşturmadan fark yaratabilen mat siyah tercih edilmiş. Farklı açılardan gelen ışık altında mavinin pek çok tonunu yansıtabilen kadran şüphesiz markanın şimdiye kadar ürettiği en güzel kadranlardan biri olarak karşımıza çıkıyor.
Baton tarzı indekslerde güzel olduğu kadar sade bir görünüm de sunan kadranın saat 6 noktasında yer alan tarih diski için ise mat siyah zemin üzerine beyaz rakam çalışılmış. Bu detay sayesinde kadranın renk bütünlüğü de muhafaza edilmiş.
Fosfor için SuperLuminova kullanan saatin karanlık ortamlarda sağladığı görüş yeterli.
Saatin içinde Hublot’un kendi üretimi olan HUB1143 yer alıyor. Bi-Compax formunda kronograf özellikli bu otomatik kalibrenin tam kurulumda 42 saat güç rezervi bulunuyor.
Kayış olarak ise yine geç dönem Hublot modelleriyle birlikte klasikleşmiş deri/kauçuk kombinasyonlu kayış yer alıyor. Kadran ile son derece uyumlu mavi tonlara sahip timsah derisinden üretilen kayışın iç kısmında kauçuk astar yer alıyor.
Kayışın yıpranma süresini ciddi şekilde uzatan ve özellikle sıcak yaz günlerinde eşsiz kullanım konforu sunan kayışın saat ile uyumu mükemmel.
Saatin geneline hakim detaylara sahip katlanır klips ise paslanmaz çelikten üretilmiş. Üzerinde Hublot yazısı ve H formunda vidalar bulunan klips görsel olarak saatle mükemmel uyumlu olmasının yanı sıra konfor olarak da son derece başarılı duruyor.
/Hublot’un son dönemde Türkiye için ürettiği saatler içersinde kadranın mavi tonuyla ön plana çıkan Classic Fusion Chronograph Bodrum Blue modelinin bir de 18K Magic Gold versiyonu bulunuyor.
Titanium model için 100 adet, altın model için ise 50 adet ile sınırlanan üretime sahip saatleri görmek için mutlaka Hublot Boutique’e uğramanızı tavsiye ediyor, profesyonel ve yardımsever yaklaşımlarından ötürü butik personeline bir kez daha teşekkür ediyoruz.
