Bu yıl üçüncüsü düzenlenen organizasyonu nihayet ziyaret etme şansını buldum. İlgi ve katılımın her yıl arttığı etkinlik, markaları hem medya hem de saat severlerle buluşturuyor. Horoloji dünyasının ünlü isimleriyle sohbet etme şansını bulduğunuz paneller ise Dubai Watch Week’in en ilgi çeken detaylarından biri.
Mekanik saatlere olan tutkumu Horobox sayesinde profesyonel seviyeye taşıdıktan sonra birçok farklı organizasyona katıldım. SIHH ve Baselworld gibi önemli fuarların yanı sıra, fabrika ziyaretleri ve özel gösterimlerde de bulundum. Dubai Watch Week de bunlardan biri ama samimi olmak gerekirse bu organizasyonu diğerlerinden ayırmak gerekiyor.
Ahmed Seddiqi & Sons, Orta Doğu’nun en geniş portföyüne sahip saat distribütörü. Bünyesinde İsviçre saatçiliğinin en önemli markalarını barındırıyor ve Dubai Watch Week’i de hayata geçiren oluşum. Zaten Dubai gibi lüksün ileri seviyede tüketildiği bir lokasyonda böyle bir organizasyonu gerçekleştirebilmek, bir başkası için çok kolay olmazdı.
Dubai Watch Week için yapılabilecek en iyi tanımlama sanırım “buluşma noktası”. Katılımcılar içim, farklı konseptlerde değişik ortamlar hazırlanmış. Bir yerde saat dünyasında herkes tarafından tanınan şahsiyetlerle düzenlenen paneller, diğer tarafta markaların saatlerini sergilediği fuar alanları. GPHG’de ödül almış saatlerin tamamını bir arada görebileceğiniz bölümden çıkıp, farklı markaların saat ustalarıyla beraber mekanizma söküp takabiliyorsunuz.
Tabii bu aktivitelere katılırken öncesinde sanal ortamlarda samimi olduğunuz ama karşılaşma şansını bulamadığınız dostlarınızla da berabersiniz. Sanırım organizasyonu bir üst seviyeye taşıyan en önemli nokta bu.
Farklı konuların işlendiği Horoloji forumlarında efsanevi saat ustası Sayın Kurt Klaus’dan son günlerde özellikle Onlywatch müzayedesindeki müthiş modeliyle kendisinden söz ettiren François-Paul Journe ile keyifli dakikalar geçirebiliyorsunuz. Sektörün en iyi basılı medyalarından Revolution’un editörü Suzanne Wong tarafından yönetilen panelde ise, Seddiqi grubunun pazarlamasından sorumlu Sayın Ahmed Seddiqi ile replika saat kültürü hakkında sohbet etmek dahi mümkün.
Mekanik saatçiliğin anavatanı Vallée de Joux da doğup büyümüş ve birkaç nesildir saat ustalığı yapan ailenin üyesi David Candaux, kısa süre önce kendi adıyla horoloji dünyasında yerini almış bir isim. First 8 modeli ise daha önce hiç görülmemiş kurma tepesi sistemiyle tam bir başyapıt. Dubai Watch Week bünyesinde bu usta isimle de mekanizma söküp takmak mümkün.
Organizasyon hakkında söylenecek çok fazla şey var. Saatlerle dolu bir hafta geçirmek için bundan daha güzel ortam bulmak günümüzde pek de kolay değil. Kendi programınızı kendiniz ayarlayıp sıkışık bir tempo içerisine girmeden, horoloji dünyasında kaybolup gidiyorsunuz.
Gün içerisindeki her faaliyetiniz çok zevkli olsa da, işin diğer boyutu olan eğlenceden de bahsetmeden geçemeyeceğim. Tüm markaların lansmanlarının yanı sıra, gece geç saatlere kadar devam eden partiler de Dubai Watch Week’in dikkat çekici notlarından. Bizleri süper keyifli puro gecelerinde ağırlayan Jean Ghalo ( @mrpinglife), organizasyonun yükünü taşıyan isimlerin başında geliyor. Hublot’dan Marco Tedeschi, Bulgari’den Fabrizio Buonamassa ve daha birçok önemli isimle karşılıklı içkinizi yudumlarken, lezzetli Küba puroları eşliğinde, keyifli sohbetlere dalıp günün yorgunluğunu üzerinizden atabiliyorsunuz.
Yine sevgili Jean Ghalo tarafından organize edilen, Romain Jerome’un Batman temalı yeni modelinin lansmanı ise, Dubai Watch Week’in en çok ses getiren partisi olarak kayda geçmiş durumda.
Başta Seddiqi ailesi olmak üzere organizasyona katkı veren herkese, özellikle dünyanın en büyük açık arttırma evlerinden biri olan Christie’s e çok teşekkür ediyorum. Horobox kendini saat dünyasına küresel bir marka olarak kabul ettirmiş olsa da, bu oluşumun içerisinde Türk orijinli bir medyayı temsil etmek gerçekten benim için gurur vericiydi. Henüz 3 yaşını doldurmayan Horobox, sizlerin de katkılarıyla gelişmeye devam ediyor. İlerleyen günlerde, benzer organizasyonları buradan duyurmaya devam edeceğiz.
