Yeni yıl yaklaşırken sevdiklerinize nasıl bir hediye alacağınızı düşünmeye başladınız mı? Ya da doğum günü yaklaşan sevgiliniz için nasıl bir sürpriz hazırlıyorsunuz? Başarılı çalışmalarınızdan dolayı aldığınız prim ile kendinizi güzel bir hediye ile şımartacak mısınız?
İşte bu benzer sorulara cevap ararken aklınıza gelmesi gereken markalardan biri; BVLGARI.
İtalya’nın başkenti Roma ile adeta özdeşleşmiş olan marka klasik modellerinin yanı sıra yeni tasarımları ile de lüks tutkularının vazgeçilmez adresi olmaya devam ediyor.
Zorlu Center İstanbul’da lüks alışverişin en hareketli olduğu notalardan biri. Birçok üst düzey markanın boy gösterdiği alışveriş merkezinin en işlek yerinde bulunan Bulgari butik dışardan baktığınızda bile sizi etkilemeyi başarıyor.
Röportaj için davetli olduğumuz mekana girdiğimizde bizi markanın İsviçre ve Doğu Avrupa Pazarlama Direktörü Sayın Philippe Cretton karşılıyor. Kendisi ile Türkiye pazarı ve Horobox hakkında keyifli bir sohbet yapıyoruz.
Kısa bir süre sonra değerli konuğumuz Fabrizio Buonamassa bizlere katılıyor.
Napoli doğumlu olan Bay Stigliani endüstriyel tasarım eğitimini Roma’da tamamlamış. Profesyonel kariyerine Torino’daki Fiat otomobilleri tasarım merkezinde başlayan Fabrizio bu dönemde hem üretim hem de tasarım için çok zor olabilecek projeleri yönetebilmek konusunda önemli adımlar atmış.
2001 yılında ise saatlere olan tutkusu ve yeni başarılara imza atma içgüdüsü ile Bulgari’nin Roma’daki tasarım merkezine hazırladığı birkaç dizaynı göndermiş. Kısa bir süre sonra da Paolo Bulgari tarafından tasarım ekibine katılması için Roma’ya davet edilmiş.
2007 yılında tasarım ekibinin direktörü olan başarılı yönetici 2009’da markanın da desteği ile tasarım departmanını İsviçre saatçiliğinin önemli merkezlerinden biri olan Neuchatel’e taşımış.
2006 yılında evlenen Fabrizio Bounamassa tasarıma olan aşkını eşi ve iki çocuğuyla paylaşmaya devam ediyor.
Sempatik kişiliği ile kısa sürede bizim motivasyonumuzu da en üst seviyeye çeken Fabrizio’ya sorularımızı yöneltmeye başlıyoruz:
- Tasarım ekibinizde kaç kişi çalışıyor?
- Kendi ekibimizle beraber dışardan çalışan danışmanlar da kullanıyoruz. Bizim için tasarımlarımızı farklı açılardan bakarak yapabilmek çok önemli. Yaratıcılığınızı yenileyememek çok tehlikeli çünkü devamlı aynı şeyleri tasarlamaya başlayabilirsiniz. Net bir sayı söylemem mümkün değil. Kendi ekibimizde bazen 8 bazen 5 kişi olabiliryor bununla beraber İngilltere’den, İtalya’dan ya da isviçre’den çalışan danışmanlarımız olabiliyor.
- Üretim ve tasarım farklı şeyler birbirine fazlasıyla bağlı iki aşama. Daha önce görüştüğüm birçok tasarımcı üretimde karşılarında çıkan zorluklardan şikayetçiydiler. Sizin tasarımlarınız bu zorluklardan nasıl etkileniyor?
- Sanatçı ile tasarımcı arasındaki fark burada ortaya çıkıyor. Bir heykeltraş elinde çekiç karşısında mermer ile kendi tasarımını kendisi gerçeğe çeviriyor. Bizler ise daha önce var olmayan bir tasarımı ortaya çıkarırken bunun aynı zamanda da üretilebilir olmasına dikkat etmemiz gerekiyor. Tasarımcı olarak bazı kısıtlamaları göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Yoksa yaptığımız çalışmalar üretilemeyecek şeyler ise kağıt üzerindeki çizimlerden öteye gidemeyecektir. Bizim için üretimleri kendi fabrikamızda yapıyor olmak işimizi zaman zaman kolaylaştırsa da bazen de zorlaştırıyor. Tasarım ekibi olarak üretim ile beraber çalışmalar yapabiliyoruz. Bir telefon ile üretime isteklerimizi bildirip oluşabilecek sıkıntıları beraberce yorumluyor ve bir değişiklik gerekiyorsa yapabiliyoruz. Bu bizim için büyük bir şans. Bu sayede dünyanın en ince kalibresini tasavvur edip, tasarımı yapıp üretimine geçebildik.
- Bulgari’nin güncel ürün gamında mücevherattan giyime pek çok farklı alt grup mevcut. Saat tasarımı yaparken bu ürünlerin tasarımlarından esinleniyor musunuz?
- Bulgari olarak çok güçlü bir saat ürün grubuna sahibiz. Octo ve Bvlgari Bvlgari modellerinin yanında en önemli modellerimizden Grand Complication gibi bir ürünümüz var. Tesislerimizde pek çok farklı tipte kalibreyi tamamı in-house olarak üretebilecek imkâna da sahibiz. Bunların yanında iş tasarım kısmına geldiğinde ise yeni ve farklı görsel tasarımlara yönelmek yerine markanın kuruluşundan bu yana değişmeyen prensip ve anlayışlarını yansıtan klasikleşmiş modellerimizi sahip olduğumuz teknik imkân ve tecrübelerimiz dâhilinde rafine ederek olabilecek en iyi hale gelmelerini hedefliyoruz. Dolayısıyla farklı ürün gruplarında benzer estetik öğelere rastlamak mümkün oluyor.
- Yakın zamanda tasarım departmanınızı Roma’dan Neuchatel’e taşıdınız. Sizi bu karara yönlendiren ne oldu?
- Bu kararı vermemizin nedeni üretim tesislerimize yakın olmak istememizdi. Eğer Grand Complication tarzı saatler tasarlamak istiyorsanız üretim yerinize yakın olmanız, üretim aşamalarına vakıf olmanız ve üretim ile ilgili çalışanlarınızın bakış açısını anlamanız gerekir.
- Günümüzde pek çok saat markası farklı otomobil markaları ile ortak çalışmalara imza atıyor. Bulgari özelinde değerlendirirsek hangi otomobil markasını uygun bulursunuz?
- Maserati kesinlikle Bulgari için en iyi otomobil markasıdır diye düşünüyorum. Maserati de tıpkı Bulgari gibi görkemli geçmişe sahip köklü bir İtalyan markası. Otomobil dünyasına, tasarladığı mükemmel otomobillerle, zarif tarzıyla ve mükemmel estetik oran anlayışıyla adını yazdıran bu markanın yüksek performanslı spor otomobil konseptiyle zarif ancak ihtişamlı lüks otomobil konseptini en iyi kombine eden marka olduğuna inanıyorum.
- Gelecek tasarımlarınızdan bahseder misiniz?
- Özellikle Octo koleksiyonu üzerinde hem teknik hem de estetik güncellemeler yapmayı planlıyoruz. Bunun yanında diğer seriler de elbette güncellenecek.
- Ürün tasarımı yaparken ürünün satılacağı bölgeyi göz önüne alıyor musunuz?
- Ben her zaman markayı göz önüne alırım. Dünyanın neresinden olursa olsun Bulgari müşterisinin beğenisi ortaktır. Bu nedenle bölgeye özel tasarımlar yapmıyoruz ancak bazen küçük dokunuşlarla özelleştirdiğimiz ürünlerimiz oluyor. Mesela Pekin butiğimizde satılmasını planladığımız kırmızı kadranlı modeller bu duruma iyi bir örnek. Çinli müşterilerimiz kırmızı rengi özellikle tercih ediyor. Bu ürün aynı zamanda İstanbul’daki birçok kişinin de dikkatini çekebiliyor.
- Akıllı Saat konsepti konusunda ne düşünüyorsunuz?
- Öncelikle bir tasarımcı için tasarladığı ürünün zaman içinde gelişen özellik ve kullanım alanı gibi parametrelerine hâkim olması çok önemli. Açıkçası elektronik tabanlı bir ürünün “ lüks ” sınıflandırmasına dâhil olabileceğini düşünmüyorum. Lüks bir ürün geçen zaman fark etmeksizin değerini koruyabilmeli, saat özelinde baktığımızda ise kullanıcısında ürünü bir sonraki jenerasyona devretme isteği uyandırmalı. Ürün temsil ettiği markanın tarihini de yansıtabilmeli. Oysa elektronik bir ürün ilk ayı bitmeden değerinin büyük bir kısmını yitirdiği gibi algısal açıdan da demode olarak görülüyor.
Akıllı Saat konsepti için hedef kabul edilen kitle lüks saat müşterisi ile birçok konuda farklılık arz ediyor. Genç nesil bu saatleri belki günlük hayatlarına getirdikleri kolaylıktan ötürü belki de uygun fiyatları açısından tercih edebilir ancak ilerleyen yaşlarda saat merakı büyük ihtimalle mekanik saatlere kayar, lüks tabir ettiğimiz saatlerin değeri de anlam kazanır.
- Doğum gününüzün yaklaştığını biliyoruz. Güncel Bulgari koleksiyonundan hangi modelin size hediye edilmesini isterdiniz?
- Kesinlikle Octo. Hatta spesifik olmak gerekirse 38m kasa çapına sahip, mavi safir kadranlı versiyon diyebilirim. Bence müthiş bir saat. Hem zarif hem de güçlü bir duruşu var. Bu arada İstanbul’da olmayı da bir doğum günü hediyesi olarak görüyorum. İki kıtanın birbirine bağlandığı bu eşsiz şehirde olmaktan dolayı çok mutluyum.