Greubel Forsey, ilk defa SIHH 2016 fuarında saat severler ile buluşturduğu Double Balancier à Différentiel Constant modeli ile formun fonksiyonu nasıl takip ettiğine şiirsel bir açıklama getiriyor.
Greubel Forsey, her ciddi koleksiyoncunun peşinde olduğu, butik şirketlerden biri. Toplam yılda ürettikleri saat miktarı, sıkı durun, 100 adet civarı. 2004 yılında Robert Greubel ve Stephen Forsey tarafından kurulan marka, kurulduğu günden bu yana sadece “holy grail” tabir edilen rüya saatleri yapıyor. Bugün geleneksel lüks saatçiliğin en önemli modern temsilcilerinden kabul edilen Greubel Forsey, ürettiği her bir saat ile bu unvanın hakkını veriyor.
İnceleme köşemize konu model, Greubel Forsey Double Balancier à Différentiel Constant, ilk defa SIHH 2016 fuarında saat tutkunlarının beğenisine sunulmuş ve fuarın en çok ses getiren modelleri arasında yerini almıştı.
Dürüst olmak gerekirse, saatin kasası için modelin en az dikkat çekici bileşeni demek mümkün. Normal koşullarda 18K beyaz altından üretilmiş ve üstün el işçiliği ile üretilmiş bir kasa için böyle bir tanımlama yapmam. Ancak saatin geneline baktığımızda durum bu gerçekten... 43mm çapında ve 13mm yüksekliğinde tasarlanan kasanın her iki yüzünde de, yansıma önleyici kaplamaya sahip, safir kristal camlar yer alıyor. Düz ve kalın bezeli kadar güçlü boynuz tasarımı ile de sportif bir duruş sunan kasa, ebatlarına ve ağırlığına rağmen bilekte konforlu hissettiriyor.
Modelin kadranı, kalbinde taşıdığı eşsiz mekanizmayı gözler önüne sermenin yanı sıra, dikkat çekici tasarımın da temelini oluşturuyor. GF, mekanizmayı (daha doğrusu Double Balance özelliğini) gösterebilmek için kadranı, herhangi bir simetri hassasiyeti göstermeksizin, kesmeyi tercih etmiş. Okunabilirlik konusunu olumsuz etkileyen bu durum, modelin form ve fonksiyon arasındaki ilginç tercihini de gözler önüne seriyor.
Kadran hafif pütürlü ve mat bir yüzey taşıyor. Saat 12 markörü büyük rakam indeks ile gösterilirken kalan diğer tüm modeller için baton formu kullanılmış. Kadranı çevreleyen saat/dakika indeksi ve uç kısımları fosfor dolgulu kollar zamanın okunmasını sağlıyor. Saat 1 ila 3 arasında, çeyrek daire şeklinde tasarlanmış güç rezerv göstergesi yer alıyor. Saat 3 ila 4 arasında ise küçük saniye sayacı göze çarpıyor. Kadranın perfore kısmından, kadrana 30 ° eğimli yerleştirilmiş balanslar ve geniş tulumba çarkının bir kısmı görünüyor. İki balansın arasında ise, tıpkı bir otomobildeki düzeneği andıran diferansiyel alıyor.
Gelelim mekanizma kısmına... Greubel Forsey Double Balancier à Différentiel Constant’ın içerisinde, in-house tasarlanıp üretilmiş, elden kurmalı bir kalibre görev yapıyor. Markanın Tourbillon içermeyen nadir kalibrelerinden olan mekanizma, kadrana 30 ° açıyla yerleştirilmiş iki adet balans çarkına ve bu iki çark arasında bağlantı kuran bir de diferansiyel düzeneğine ev sahipliği yapıyor.
Aslında bahsi geçen düzenek ve çalışma prensibi, tıpkı bir otomobil diferansiyeli gibi çalışıyor. Ancak kol saatine uygulama şekli ve nedeni elbette daha farklı. Sistemin çalışma prensibi, saatin bekleme pozisyonu dediğimiz durumunu temel alır. Buna göre saat için en yaygın bekleme konumları, düz bir yere bırakıldığı düşünülerek, kadran yukarı bakar şekilde ve/veya kurma kolu yukarı veya aşağı bakar şekildedir. Bu pozisyonlarda beat error dediğimiz salınım hataları en yüksek değere ulaşır. Greubel Forsey ise, her iki balansı da yataya 30 ° eğimle konumlandırarak, kasa yatay veya dikey olsa bile her bir balansın bu pozisyonlarda harcadığı süreyi sınırlamaya çalışır. Özetle balanslardan biri bu üç pozisyondan birinde olsa bile, diğeri kesinlikle olmayacak, bu sayede mekanizmanın salınım hata değeri minimize edilecektir. Harika, değil mi?
GF standartlarında dekorasyona sahip bu mikro-mekanik harikası mekanizma 21.600vph frekansında çalışıyor ve tam kurulumda 72 saat/3 gün güç rezerv süresi sunuyor.
Sadece 33 adet ile sınırlı model, lacivert timsah derisi deri kayış ve 18K beyaz altın katlanır toka ile geliyor.
Greubel Forsey Double Balancier à Différentiel Constant için tek kelimeyle muhteşem demek mümkün. Ayrıca gerçek bir saat tutkunu için iki önemli detaya ev sahipliği yapıyor; işin tekniğine getirdiği bakış açısı ve mühendislik ile geleneksel saatçiliğin durağan değil gelişen bir kavram olduğunu anlatırken, sanatın ve üstün el işçiliğinin de en az teknoloji kadar önemli değerler olduğunun altını çiziyor.