Kronograf özellikli saatler konusunda dünyasının en ilgi çekici serilerinden biri hiç şüphesiz Omega Speedmaster. Peki, bu özel model ailesinin size en uygun üyesi hangisi?
Haklısınız, böylesine fazla sayıda ve göz alıcı seçenek arasından tercih yapmak bir hayli zor. O zaman Omega Speedmaster rehberine bir göz atalım, ne dersiniz?
Çıkış noktam tam olarak şu; Omega Speedmaster gibi, adını saat dünyasına altın harflerle yazdıran bir saate sahip olmayı eminim her meraklı isteyecektir. Onu rakiplerinden ayıran etmenlerin başında ise, modern insanın en büyük başarılarından biri olarak kabul edilen uzaya çıkış ve uzayın keşfi noktalarında sağladığı destek yer alıyor.
Komplikasyonlar söz konusu olduğunda sürekli takvim özelliğini, nedense, hep zarif modellerle ve ileri yaşlara hitap eden saatlerle özdeşleştiriyorum. Tourbillon, minute repeater gibi egzotik komplikasyonlar ise fonksiyondan ziyade şov faktörleriyle daha ön plana çıkıyorlar. Öte yandan, bir komplikasyon olarak kronograf özelliğini son derece sempatik buluyorum. Kronografın sportiflik vurgusu, dinamik yapısı ve görece daha işlevsel olması ona olan ilgimi artırıyor.
Bu şık ve kullanışlı komplikasyonun üzerine, saat dünyasında kendine sağlam yer edinmiş bir markayı ve bu markanın çoktan kült olmuş tasarımını da kriterlerimiz arasına ekleyelim. Unutmadan, bir de istediğim zaman liste fiyatına da olsa saati bulabilme seçeneğini işaretleyelim. Açıkçası bu reçete her koşulda bir Omega Speedmaster’a çıkıyor.
Kuartz saat teknolojisinin geldiği son noktayı bileğinde taşımak isteyenler X-33 ve sıra dışı tasarımlı Z-33 modellerine mutlaka göz atmalısınız. Özellikle X-33’ün Avrupa Uzay Ajansı (ESA) onayına sahip olması onu saat ve uzay meraklıları için daha da cazip hale getirebiliyor.
Dark Side of the Moon ailesinin, yüksek teknoloji ile üretilmiş seramik kasaları ve benzersiz renk temaları, onları rakipsiz bir spor kronograf haline getirebiliyor. Doğrusu bej NATO ya da siyah naylon kayış takılmış bir DSOTM Vintage modelinin çekiciliğiyle pek az spor kronograf yarışabilir.
Speedmaster efsanesini daha komplike bir mekanizma ile yaşamak istiyorsanız Moonphase modellerine göz atabilirsiniz. Üstelik tüm bu özelliklere, bi-compax kadran yerleşimi sayesinde, gözünüz yorulmadan ulaşabilirsiniz. Ya da yine Two Counters serisinden bir Racing modeli ile, Speedmaster ailesinin en iddialı kombinasyonlarından birine de sahip olabilirsiniz.
Markanın zengin mirası ve vintage genleri ile donatılmış yeniden üretim modeller, Speedmaster çatısı altında da mevcut. Mark II ailesi ile size 70’lerin samimi ya da 80’lerin aykırı ruhunu yaşatmayı garanti ediyorum. Hayır ben daha eskilere gitmek, Speedmaster’in köklerine inmek istiyorum derseniz, ’57 serisi tam size göre. Üstelik kasa ile aynı renkte bezel ayrıcalığını sayısız renkte kadran birleşimiyle sadece bu modelde yaşayabilirsiniz.
En iyileri elbette sona sakladım. Klasik Speedmaster Moonwatch Professional ve Calibre 321. İddia ediyorum, bu saatlerin üzerine çıkabilen spor tasarımlı, çelik kasalı, kurmalı kronograf modeller bulmanız pek kolay olmayacaktır. Özellikle yeni sayılabilecek Calibre 321 versiyonu, ilk üretime sadık kalınarak üretilmiş mekanizması, bence saatin genel oranlarına ile müthiş bir katkı sağlayan 39.7mm çapındaki kasası, serinin diğer versiyonlarından bir bakışta sıyrılmasını sağlayan bileziği ile gelmiş geçmiş en başarılı Speedmaster modellerinden biri olmaya aday. Moonwatch Professional ise Neil Armstrong ve Buzz Aldrin ruhunu atmosfer dışına çıkmadan yaşamak isteyenler için en makul seçenek.
Kısaca, hangi Speedmaster modeline karar verirseniz verin, doğru seçimi yaptığınıza emin olabilirsiniz. Peki sizin tercihiniz hangisi?
