Paralel çizgiler, çokgenler, Leonardo Da Vinci, Maxime Plescia-Büchi ve Hublot... Big Bang Sang Bleu Steel Blue Diamonds tüm zarafetiyle inceleme köşemizin konuğu oldu.
Size bir uzmanlık sorusu yöneltelim; Hublot’nun Big Bang koleksiyonunda kaç adet limitli edisyon saat vardır? 10 mu, ya da 20? Açık açık söyleyebilirim ki benim de bu konuyla ilgili bir tahminim yok. Bildiğim tek şey, birçok markanın ürettiği limitli edisyonlardan çok daha fazla olduğu. Bu üretim aşkının markaya neler kazandırdığını tam olarak kestiremiyorum fakat bu çok ‘limitli edisyonların’ bazen tasarım anlamında birbirini andırmak durumunda kaldıkları gerçeği de göz ardı edilemez.
Tüm bu gerçeklerin ışığında Hublot’nun Maxime Büchi ile yapmış olduğu iş birliğinden doğan bir modeli var ki her gördüğümde “Tam olarak aradığım bu!” dedirtiyor bana. Çoğu marka biriyle iş birliği yaptığında kadranın ve/veya kayışın rengini değiştiriyor. Arka kapağına iş birlikçinin imzası atılıyor ve model saatseverlere sunuluyor. Bu saatse tüm bu rutinlere çok uzak. Bahsini ettiğim Big Bang Sang Bleu Steel Blue Diamond modelinden başkası değil. Saatin incelemesini yazıya aktarmadan önce, bu modelin doğuşunu anlayabilmek ve neden bu kadar özgün olduğunu düşündüğümü anlatabilmek için öncesinde bir iki cümleyle Maxime Plescia-Büchi ve Sang Bleu’dan bahsetmek istiyorum.
İsviçreli 41 yaşındaki Maxime Plescia-Büchi, hem dövme sanatçısı hem de İsviçre’de kurmuş olduğu Sang Bleu ajansının tasarım direktörü. Sang Bleu, kurulduğu 2006 yılından beri dergi çıkarıyor, moda markası olarak anılıyor ve New Balance, Alexander McQueen ve Rick Owens gibi markalarla iş birliği yapıyor. Yani tasarlamak onun işi! Büchi’nin sıkı bir saatsever olduğunu da söylemeden geçmeyelim.
Aslına bakıldığında dövme ve saatçilik arasındaki ilk köprü Büchi değil. Fakat kendisinin tarzını diğer örneklerden çok daha fazla sevdiğimi söyleyebilirim. Bunun bir nedeni baştan ayağa vücudu dövmeyle kaplı olan Büchi’nin benim gibi simetrik çizgilere ve çokgenlere ilgi duyması, diğer nedeniyse bu tarzın saat üzerine daha rahat yansıtılabilmesi.
Maxime Büchi imzası taşıyan ve tasarımcının tarzını en iyi şekilde yansıtan Hublot Big Bang Sang Bleu Steel Blue Diamonds, yalnızca 200 adetle sınırlı. Model 39mm parlatılmış paslanmaz çelik kasayla geliyor. Modelin altıgen, yine parlatılmış çelik bezeli de tasarımcının imzasını taşıyor. Mat ve parlatılmış detayların birlikte kullanıldığı mavi kadranı yansıma önleyici safir cam örtüyor. Saatin 100 metreye kadar su basıncına dayanıklılık gösterdiğini de ekleyelim.
Kadrana baktığınızda klasik akreple yelkovan yerine alternatif bir gösterim şekli görüyorsunuz. Bu sekizgen göstergeler tabii ki yine Leonardo Da Vinci’nin çizgilerinden ilerleyen Büchi’nin kaleminden çıkma.
Modele otomatik HUB1710 mekanizma hayat veriyor ve tam kurulumda 50 saate kadar güç rezervi sağlıyor.
Saatin siyah kauçuk ve mavi parlak dana derisi olmak üzere iki farklı kayış seçeneği bulunuyor. Kayıştaki kabartmalarsa, saatin üzerindeki her bir çizgi gibi, yine sanatçımıza ait.
Gelelim yazı boyunca merakla beklenilen kısma; ister gündüz ister gece, ne zaman nerede isterseniz sizi anlatacak ve zevklerinizi ortaya çıkaracak bu modelin fiyatı 18.900 CHF. Değer mi, bence sonuna kadar!
