Yayın hayatında 4. Yaşını kutlamaya hazırlanan Horobox ilk limitli saat deneyimini Arnold & Son ile gerçekleştirdi. Globetrotter Horobox Edition.
Horobox ekibi olarak başladığımız günden beri en önemli amaçlarımızdan biri, sektöre enerji katıp saat tutkunlarının motivasyonunu yukarılara taşımaktı. Web sitemizin tasarımından içeriklerimize kadar tüm detaylar bu hedef düşünülerek hazırlanıyor. Bununla beraber sadece gerçek saat tutkunlarının katılımıyla kurulan dostluk kulübümüz Horobox Inside bünyesinde organize ettiğimiz toplantılar da hem katılımcılar hem de Horobox ziyaretçileri için ayrı bir motivasyon kaynağı oluyor.
Limitli saat projesi fikrimiz ilk olarak 2017 Baselworld sırasında ortaya çıkmıştı ama beğendiğimiz bir model üzerinde çalışırken bazı aksaklıklar yüzünden ertelemek zorunda kalmıştık. Amacımız bizlere yakışan ve sektörde ses getirebilecek bir proje üretmekti ki o günden sonra farklı modelleri gündeme getirdik. Tam bir sene sonra yine Baselworld’de Arnold & Son’ın bu yeni modeliyle tanıştık ve proje için düğmeye bastık.
Globetrotter göz alıcı tasarımının yanı sıra sunduğu komplikasyon ile de bizleri fazlasıyla etkilemişti. 45mm çapındaki kasası büyük gibi algılansa da teleskopik kasa yapısı sayesinde bilekteki hissiyatı çok konforlu. 45 saatlik güç rezervi tamamı Arnold & Son tarafından tasarlanıp üretilmiş olan otomatik kalibre için oldukça yeterli.
İstediğimiz kişiselleştirmeler ve projenin tüm detayları konusunda ortak bir sonuca varmamız yaklaşık 4 ay sürdü. Bu süreçte hem Arnold & Son hem de Türkiye distribütörleri D Saat, bizi hiçbir konuda geri çevirmedi. Her talebimize verilen olumlu yanıtlar projenin sınıf atlamasına sebep oldu.
Tüm çalışmalar bittikten sonra işin en zor ama en heyecan verici tarafı olan bekleme süreci başladı. Yaklaşık 4 ay sonra beklenen haber geldi ve seyahat için hazırlıklara başladık.
Arnold & Son bu proje kapsamında bizleri fabrikasında ağırlamak istemişti. Biz de bu talebi memnuniyetle kabul etmiş ve çok mutlu olmuştuk. Horobox Inside ekibi olarak D Saat’ten dostlarımız ile Cenevre uçuşunun ardından kısa bir araba yolculuğu ile saatlerimizi göreceğimiz fabrikaya ulaştık ve turumuz başladı.
Fabrika turunda proje ortağımız olan markanın ne kadar doğru bir seçim olduğuna tekrar ikna olduk. Üretimin her aşaması yüksek teknoloji ve el işçiliğini bir araya getirerek kusursuz saatler üretmek için kurulmuş. Kasa yapımından kalibre ve ince işçiliklere kadar her noktasından etkilenmemek mümkün değil.
El işçiliği deyince saat üzerinde bizim için yapılan kişiselleştirmelerden de bahsetmem gerekiyor. Globetrotter’da özel bir köprü altına yerleştirilmiş eş zamanlı dönmekte üç boyutlu yarımküre detayından dünyanın her noktasındaki zamanı takip etmek mümkün. Zaten modele ismini veren de bu özellik. Biz de daha belirgin olması amacıyla anavatanımız olan Türkiye’nin el işçiliğiyle bayrağımızın baskın rengi olan kırmızıya boyanmasını istedik. Bununla beraber limit numarasını da kadran üzerinden görebilmek ve saatleri birbirinden ayırmak için ilgili indeksi de kırmızı renk olarak tercih ettik.
Turumuzun sonunda ise nihayet saatlerimizi görme şansımız olacaktı. Bizim için özel hazırlanan sunum odasında beklediğimizin çok daha ötesinde bir sürprizle karşılaştık. Bizi fabrikalarına davet etme nezaketinde bulunan Arnold & Son, saatlerimizin arka kapağındaki son vidayı bizim tarafımızdan sıkılması için gevşek bırakmıştı. Büyük bir özenle, dikkatlice yerine oturttuğumuz vidalar sayesinde kendi saatimizin yapımında ufak da olsa bir payımız olmuştu.
Harika kutu seti ve arka kapaktaki Horobox işlemesini de göz önünde bulundurursak Globetrotter Horobox Edition yaşadığımız bu özel deneyim ile sadece saat olmaktan çok daha ileri bir tecrübe diyebiliriz.
Kısa süren fabrika turumuzun devamı her ne kadar çok keyifli olsa da saatleri orada bırakmanın hepimizde burukluk yarattığı da bir gerçek.
Son dönemde birçoğunuzun da katılacağı üzere sektör birkaç marka ve hatta o markaların birkaç modeli üzerine yoğunlaşmış durumda. Bu durum belli oranda bir hareket sağlarken diğer taraftan da piyasaların sıkışmasına sebep oluyor. Bizimki ve benzer projeler şüphesiz ki sektörde dikkatleri başka tarafa çekerek saat dünyasının ikinci elde değerli modeller etrafında dönmediğini hatırlatıyor.
Neyse ki Globetrotter’larımızın D Saat tarafından bize teslimatı fazla gecikmedi. Quadran butikte buluşan ekibin saatlerine ulaştığında yüzlerine gelen şaşkın gülümseme görülmeye değerdi.
Globetrotter Horobox Edition yaptığımız işe daha sıkı sarılmamız için tüm ekibimize de motivasyon kaynağı oldu diyebilirim. Benzeri projeler için şimdiden girişimlere başladık. 2019 yılında sürpriz projelere hazır olun.
Henüz 4 sene bile olmadan küresel kimliği ile öne çıkarak 250 ülkeden ziyaretler alan Horobox gerçekleştirdiği bu proje ile de sınırlarını genişletmeye devam ediyor. Başta Arnold & Son olmak üzere bizlere bu keyfi yaşatan herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz. Arnold & Son’ın yanı sıra Breitling, Tag Heuer ve HYT gibi özel markaların Türkiye’de distribütörlüğünü yapan proje ortağımız D Saat’e de sonraki projelerde görüşmek üzere diyoruz.