IWC Schaffhausen’in düzenlediği watchmaking workshop etkinliğinde bir araya geldiğimiz değerli saat ustası Ömer Türkmen ile yaptığımız keyifli söyleşi sizlerle.
Burak Bayram: Saat macerası sizin için nasıl başladı? Kısaca bizlerle paylaşmak ister misiniz?
Ömer Türkmen: Küçük yaşlardan itibaren teknik ve ince işlere merakım vardı. Her zaman zor ve azim isteyen işleri tercih etmişimdir. İsviçre’de okul eğitimden sonra gençlerin tercih ettiği eğitim modeli genelde meslek okullarıdır. Gençler meslek hayatına adım atmadan önce, son okul sömestrinde kendisine uyan veya istediği meslekleri tanımak için 1-2 hafta gibi kısa staj yaparlar. Staj esnasında sınavlardan geçerler ve meslek için uygun kriterler ölçülür. Genelde meslek için gerekli olan pratik beceriler ve teori değerlendirilir. Sonuç olumlu ise mesleği öğrenmek için her iki taraf kontrat imzalar.
IWC’de çalışmak için ben de bu süreçten geçtim. IWC Schaffhausen’in benim doğup büyüdüğüm Schaffhausen kentinde yüksek bir itibarı var. Üstelik orası saat ustalığı mesleğinin öğrenildiği tek saat şirketidir. Meslek arama esnasında Schaffhausen’in Schaffhausernachrichten gazetesinde saat ustası aradıklarını okudum ve staj için mektup yazdım. 1 haftalık staj süresi bitmeden, o zamanki saat ustam bu işe yatkın olduğumu ve gerekli el becerisine sahip olduğumu söyledi. Bana burada çalışmayı teklif etti. Tabii teklifi kabul edip saat dünyasına adım atmış oldum.
Burak Bayram: IWC Schaffhausen gibi önemli bir markada saat ustası olarak çalışmanın avantajlı ve dezavantajlı yönleri sizce nelerdir?
Ömer Türkmen: IWC Schaffhausen, dünyanın en önemli ve prestijli saat markalarından biri. Kurulduğu 1868’den beri köklü bir geleneği yaşatmaya devam ediyor. Bu anlamda IWC Schaffhausen gibi bir markada çalışmak bu sektördeki insanlar için önemli bir hedeftir. IWC çalışanlarına garantili ve uzun iş imkânı sunar ve onlara birçok kolaylık tanır.
IWC Schaffhausen’de saat ustası olmanın avantajı öncelikle, çok modern ve son teknolojiyle donatılmış bir iş ortamına sahip olunmasıdır. IWC’de saat yapım sürecindeki tüm birimler ve tabii saat ustaları olarak bizler, kendimizi sürekli geliştirip müşterilerimizi memnun etmek için çalışırız.
Bu kadar mükemmeliyetçi yaklaşımı olan bir şirkette çalışmanın elbette zor tarafları da var. Sürekli geliştiğimiz için sürekli değişim halindeyiz. Ama işini severek yapan ve hedefleri olan benim gibi biri için bu bir dezavantaj değil.
Burak Bayram: Geride bıraktığımız son birkaç senede lüks saat sektörü zor günler yaşadı. İşin mutfağında çalışan biri olarak bu süreci ve sonrasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ömer Türkmen: Evet saat sektörü zor günler yaşadı ve bazı markaların bu süreci aşmakta zorluk çektiğini gördüm. Ancak IWC gibi köklü ve kendini sürekli olarak geliştiren şirketler bu tür dönemleri daha az hissediyorlar. IWC’de tüm süreçler çok iyi yönetiliyor ve çok profesyonel bir yönetim anlayışına sahip.
Saat endüstrisi böyle zor günleri geçmişte de yaşadı ve atlattı. Bir de dünyaya baktığınızda insanların bu gibi sanatlara gün geçtikçe daha fazla saygı ve ilgi gösterdiğini görüyorum. Bu da bir saat ustası olarak beni çok sevindiriyor. Sonuçta bu işte el emeği var ve bu tür el sanatlarını yaşatmak ve ayakta tutmak önemli.
Burak Bayram: Eğer yepyeni bir komplikasyon tasarlama şansınız olsaydı, bu ne olurdu?
Ömer Türkmen: Evet güzel soru ?? Benim hayalimde özel bir komplikasyon var, şimdilik gizli tutmayı tercih ederim ;)
