Lüks saat sektörüne dair sevdiğimiz önemli olgulardan biri de ‘geleneksellik.’ Bu nedenle önemli tarihleri unutmuyor, yıl dönümlerini büyük bir coşkuyla kutluyoruz. Fakat yakın tarihte bizlerle buluşan bazı yenilikler var ki, gelenek dokusunu bozmadan çok büyük faydalar sağlamayı başarıyor.
Incabloc Shock Protection Sistemi
Gözünüz gibi baktığınız saatiniz elinizden kayıp düştüğünü düşünün. Yeniden elinize alıp çalışmaya devam ettiğini gördüğünüzde derin bir “Oh” çekiyorsunuz. İşte size bu rahatlamayı yaşatan şey, şok koruma sistemleri. 1934 yılında İsviçreli iki mühendis, Georges Braunschweig ve Fritz Marti tarafından geliştirilen ‘Incabloc Shock Protection’ sistemi bugün birçok saati koruyor. Incabloc sistemi lir enstrümanına benzer şekle sahip bir yaydan faydalanıyor. Bu yay, darbe esnasında hassas rulmanların yer değiştirerek metal muhafazayla olan temasının yumuşamasını sağlıyor. Bu sayede darbenin yarattığı enerji rulmanlara ulaşmadan büyük ölçüde sönümleniyor. Darbe son bulduğunda yaylar, parçaların yerlerine geri yerleşmesini sağlıyor. ETA kalibrelerin birçoğunun yanı sıra A. Lange & Söhne, Glashütte Original ve Patek Philippe gibi lüks saatçiliğin birçok önemli markası da Incabloc Shock Protection’dan faydalanıyor.
Co-Axial Eşapman
İngiliz saat ustası George Daniels’ın saat sektörüne kazandırdığı Co-Aaxial eşapman, Amerikalı endüstrici ve saat koleksiyoneri Seth G. Atwood’un mekanik saatlerin performansını temelden artıracak bir yenilik istemesiyle ortaya çıktı. George Daniels bu istek karşısında 1974’te Co-Axial eşapmanı geliştirdi ve 1980’de patentini aldı. Eşapman sürtünmeyi ortadan kaldırarak, zaman tutma konusunda daha yüksek hassasiyet sağlıyor ve servise gitme süresini uzatıyor. George Daniels bu buluşunu birçok markayla paylaşmasına rağmen yalnızca Omega’dan olumlu geri dönüş alıyor. Co-Axial eşapman, 1999’dan beri Calibre 2500, kronograf mekanizma ailesi Caliber 3313, 2007’de tanıtılan Caliber 8500 ve 8520/8521 gibi birçok mekanizmada kullanıldı. Marka, saat endüstrisinin ‘yalnızca limitli edisyonlarda kullanılır’ düşüncesine meydan okur gibi, hemen hemen bütün mekanik modellerinde bu eşapmanı kullanmaya devam ediyor.
Silikon Parçalar
Lüks saat üretiminde silikon parçaların kullanımı gün geçtikçe yaygınlaşıyor. Ancak bir marka var ki o, bu konuda bir ilk. Ulysse Nardin’in 2001 yılında çıkan Freak Vision’ı ‘Dual Direct Escapement’ adı verilen, silikondan yapılan ve bir kalibre için büyük önem arz eden parçalardan oluşan bir düzeneğe sahipti. İki yıl sonra Sonata’da silikon balans yayı kullanıldı ve 2007’de saatseverlerle buluşan InnoVision, ismiyle müsemma, silikon rulmanları, köprüleri, eşapmanı, balans çarkı mili, zembereği ve daha pek çok parçasıyla birçok yeniliğe imza attı. Silikonun kullanım alanının biraz abartıldığını düşünebilirsiniz ama Ulysse Nardin, bir materyalin doğru ellerde nasıl farklı görevlerde kullanılabileceğinin en iyi dersini vermiş oldu böylece.
Oscillator
Zenith, Oscillator adını verdiği bir sistem geliştirdi ve 2017 yılında tanıttığı Defy Lab modelinde kullandı. Yalnızca 10 adetle sınırlı olan özel saat, ön siparişle kısa bir zaman içerisinde koleksiyonerlerin bileğindeki yerini aldı. Ancak Oscillator sistemini endüstriyel platforma da sunmak isteyen marka Defy Inventor ile Baselworld 2019’da yalnızca saatlere değil, saatçilik geleneğine de hayran olan insanları şaşırtmayı başardı. Bu modellerde kullanılan ve mekanik saatçiliğin bel kemiği olan esnek balans konseptine alternatif olarak geliştirilen sistemin en büyük özelliği, konvansiyonel balansı oluşturan 30’dan fazla parça yerine tek bir birleşenle çalışması. Oscillator, Monocrystalline adı verilen bir malzemeden üretiliyor ve 18Hz (129.600vph) frekansında çalışıyor. Sürtünme/yıpranma oranlarının azalması, hassasiyet ve dakiklik de bu sistemin nimetlerinden bazıları.
