2. Dünya Savaşı olanca şiddetiyle devam ederken, Panerai hala İtalyan donanması için saatler ve diğer gereçleri üretmeye devam etmektedir. 1943 yılında gelindiğinde ise marka, güverte subayları için tarihinde bir ilk olarak kronograflı bir model üretme kararı alır.
Hazırlanan prototipin içinde Angelus üretimi bir kronograf bulunmaktadır. Kronograf alt kadranlarının kolay okunabilmesi için, günümüz koşullarında dahi devasa bir boyut olan 52mm’lik kasa ölçüsü seçilmiştir.
Modele Latincede “Bizim Denizimiz” anlamına gelen ve tarih boyunca Romalılar tarafından Akdeniz için kullanılan "Mare Nostrum" adı verilmiştir. Daha sonra alınan kararlar doğrultusunda ise saat üretime geçememiş ve prototip aşamasında kalmıştır.
Panerai yıllar sonra, henüz daha Vendome Grup çatısı altına geçmeden önce birkaç farklı Mare Nostrum modeli daha çıkarır. Bu saatler 42mm’lik çelik kasalara ve ETA bazlı kurmalı kronograf kalibrelere sahiptir ancak tasarım olarak yıllar önce üretilen prototiplerden epey farklıdırlar.
2010 yılına gelindiğinde Panerai radikal bir kararla 67 yıl önce üretilen prototipi özel koleksiyon kategorisi altında tekrar üretme kararı alır.
Saate dair tüm teknik çizimler ve belgeler yıllar önce yaşanan bir sel felaketinde zarar gördüğünden marka ellerinde yalnızca 1 adet bulunan prototipi inceleyerek kopyalama yolunu seçer ve ortaya Panerai Mare Nostrum PAM300 çıkar.
O sene için 99 adetle limitli sayıda üretilen saat ile orijinal model arasında oldukça az fark bulunmaktadır. Aynı mekanizmayı üretmek mümkün olmadığından Minerva üretimi kronograflı bir kalibre kullanan Panerai, şaheserinin net bir şekilde görünebilmesi için de arka kapağı safir kristal camdan üretmiştir.
Saate özel üretilen yeşil kanvas kayış da modelle özdeşleştirilir ve mevcut ürün gamına eklenir.
2015 yılına gelindiğinde ise Panerai oldukça ilgi çeken Mare Nostrum saatini yeniden üretme kararı alır ancak 5 sene önceki modelden biraz farklı bir şekilde.
PAM00603 referansı ile 2015 yılının özel kolleksiyona eklenen bu modelin internetteki ilk canlı incelemesini yapmak için Panerai’nin İstanbul’daki butiğini ziyaret ettik.
Saatin en büyük farkı kasasının çelik yerine titanyumdan üretilmiş olması. 52 mm’lik ölçü değişmediği halde malzeme seçiminden dolayı kasanın hafiflemesi, bilekte saatin yarattığı hissi büyük ölçüde değiştiren bir etmen.
Kimisi için titanyumun hafifliği ve konforu bir artı iken, kimisi için de malzemenin yumuşaklığından dolayı kolay çizilebilir oluşu ve hafiflikten kaynaklanan oyuncakımsı his eksiler arasında sayılabiliyor.
Kasaya işlenmiş referans numarası ise güzel bir detay.
Saatin camı safir kristalden üretilmiş, arka kapak ise bu sefer cam değil, kapalı tasarlanmış. Su geçirmezlik değeri 30 metre ile sınırlandırıldığından saati yoğun su aktivitelerinden uzak tutmakta fayda var.
Gerçi bu ölçülerde bir saati günlük hayatta bilekte taşımak standart insan boyutlarında biri için pek de kolay olmayacaktır. Dolayısıyla koleksiyon ürünü sıfatını gerçek anlamda daha çok hak eden bir saatle karşı karşıyayız.
Kadran, diğer titanyum Panerai’lerden alışkın olduğumuz şekilde tütün kahverengisi renginde. Kollar ise altından üretilmiş. Üzerindeki luminova beyaz değil, krem renginde.
Bu durum saatin eskitilmiş imajını oldukça pekiştiriyor. Kadranda iki adet ibre daha var, kronograf için dakika sayacı ve saatin küçük saniyesi.
Bi-compax kronograf yerleşimiyle hem estetik açından oldukça başarılı bir kadran yaratılmış hem de eski yılların üretimlerine göndermede bulunulmuş.
Saatin mekanizması Minerva temelli kalibre OP XXV. Kurmalı mekanizma 22 taşlı, 18000vph’de çalışıyor(orijinal saatle aynı değerde) ve tam kurulumda 55 saatlik güç rezervine sahip.
Çok yüksek ve kaliteli bir işçilikle üretilmiş olsa da arka kapaktan dolayı mekanizmayı seyredememiz saatin eksilerinden.
Saat mükemmel bir kutu ve içerik ile sunuluyor.
Saatin kayışı ilk olarak Radiomir 1940 Marina Militare PAM587 modelinde gördüğümüz kahverengi deri versiyon. Oldukça yumuşak, dolayısıyla konforlu ve renk olarak saatin geri kalanıyla uyumlu bir seçim yapılmış. Toka da saatin geri kalanı gibi fırçalanmış titanyumdan üretilmiş.
Önceki modelin orijinal modele daha sadık oluşu ve 99 adetlik oldukça düşük üretim adedi tercih edilme açısından onu bir adım öne çıkarsa da yeni modelin de kendine has artıları yok değil.
Öte yandan boyutlarından ötürü günlük hayatta kullanmanın zorlukları ve 39.500€’luk liste fiyatı düşünüldüğünde saate ilgi göstermek için sadece beğenmekten fazlasının gerektiği de aşikar.
Horobox ekibi olarak 2015 yılının yıldızı olmaya aday "Mare Nostrum"un Panerai’nin efsaneleri arasına girmeyi başarmış PAM036 ve PAM507 Bronzo ile yanyana fotolarını da çekmeyi ihmal etmedik.
Horobox olarak henüz hiç biryerde yayınlanmamış bir modeli sizlerle paylaşabildiğimiz için kendimizi şanslı sayıyoruz ve bu ayrıcalık için tüm saat severler adına Panerai ailesine çok teşekkür ediyoruz.