Nadir El Sanatları Koruyucusu Patek Philippe

Nadir El Sanatları Koruyucusu Patek Philippe

Saat markasına sahip olsanız, ölmeye yüz tutan bir sanatı korumak için neleri göze alırsınız?

patek-philippe-rare-handicrafts-1.jpg

Adrien Philippe’in gelişinden altı yıl önce; Patek, Czapek & Cie’nin Cenevre’deki iş birliklerinin ilk yıllarında, henüz kendi atölyelerini kurmamış olan Antoine Norbert de Patek ve François Czapek, saatleri satın alarak yerel zanaatkârlara verip, üzerlerine gravür yaptırıyordu. Bu işlemeler Patek ve Czapek’in yurttaşları olan Polonyalıların dikkatini çekiyor ve çok normal olarak Polonya’nın tarihinden ilham alıyordu.

patek-philippe-rare-handicrafts-6.jpg

İlk emayeleri, sembolizmden ‘Art Nouveau’ya kadar büyük sanatsal akımlardan şaheserlerin yorumlanması, sonrasında gravürle, guilloché ve diğer el sanatlarıyla harmanlanması izledi. Ortaklar yavaş yavaş mine üzerine minyatür portreler ve özellikle seçkin müşterileri temsil eden, kraliyet saat serisini oluşturdu. Cep saatleri üretildiği sürece süsleme gerektirecekti. Dekorasyonsuz bir cep saati düşünülemezdi.

patek-philippe-rare-handicrafts-pocket-watch.jpg

Cenevreli saat ustaları ve zanaatkârlar arasında oldukça sıkı bir bağ olduğu gerçeği yadsınamaz. 1600’lerde Cenevre saatleri, gravürleri ve emaye dekorasyonları, çok yüksek kaliteli ürünleri ve işçiliğiyle tanınıyordu. Cenevre, İsviçre’nin en güzel ve sofistike yaratımlarıyla ilgilenirken diğer bölgeler çok miktarda üretim yapmakla haşır neşirdiler.

patek-philippe-rare-handicrafts-3.jpg patek-philippe-rare-handicrafts-4.jpg

İngiltere, Fransa ve Almanya’nın ustaları, farklı komplikasyonlara sahip hassas saatler geliştirmeye yönelirken Cenevre, daha çok artistik saatler üretme konusuna yöneliyor ve başı çekiyordu. Cenevre Emaye Okulu, emayenin gelişime en çok katkı sağlayan etkenlerden biriydi. 850°C'de pişirilen, birkaç saf kat emaye ve lavanta, zambak, karanfil veya sandal ağacı gibi değerli yağları kullanılarak baz hazırlama pratiğini geliştirdi. 18’inci yüzyılda, minyatür işleri koruyan ve benzersiz parlaklık veren, bir veya birden fazla şeffaf emaye tabakası uygulanması tekniğini, yani ‘fondant’ı geliştirdi.

patek-philippe-rare-handicrafts-5.jpg patek-philippe-rare-handicrafts-10.jpg

19’uncu yüzyıl Cenevre zanaatkârları için altın yüzyıl niteliğinde olsa da gelecek günler pek de parlak değildi. Patek Philippe Onursal Başkanı Philippe Stern’e göre geleneksel Cenevre zanaatçılığının, en iyi örnekleri 1820-1900 tarihleri arasına ait. Bu tarihten itibaren markalar, artan endüstriyelleşmeyle birlikte farklı hedeflere yönelmek zorunda kaldı. Saat ustalarının seçimlerini nicel kaygılar belirlemeye başladı. İkinci Dünya Savaşı’na kadar artistik parçalar üretilmeye devam etse de sayıları oldukça azdı. Savaşın bitişini izleyen yıllardaysa bu sanat neredeyse ölmüştü.

patek-philippe-rare-handicrafts-8.jpg patek-philippe-rare-handicrafts-9.jpg

Nadir el sanatlarını korumak için çok büyük azim ve kararlılık gerekiyordu. 20’nci yüzyılın ikinci yarısında ve özellikle 1970 - 1980 yılları arasında elle dekore edilmiş saat piyasası resmen çöktü. Emaye, gravür ve diğer yüzyıllık geleneksel el sanatları, saatçilikten gördüğü ilgiyi yitirdi. Zanaatkârlar, teker teker farklı alanlarda iş bakmak zorunda kaldı. Yüzlerce yıllık bilgi, birikim ve emek yok olmaya yüz tutmuştu.

patek-philippe-rare-handicrafts-11.jpg

Bu geri dönülmez kayıp riskinin farkında olan Patek Philippe, saatlerinin satılmaması pahasına da olsa yetenekli zanaatkârlarla çalışmaya devam etti. Üretilen saatlerin, markanın depolarında çürümeye mahkûm olduğu açıkça görülüyordu. Patek Philippe bunu, eski meslekleri korumak uğruna ödenecek bir bedel olarak gördü. Yıllar içerisinde bu değerli parçalar, Patek Philippe Müzesi’nin gururu haline gelen koleksiyonları zenginleştirdiyse de o günlerde bunu öngörmenin bir yolu yoktu.

patek-philippe-rare-handicrafts-museum.jpg