Panerai her daim devasa kasa ölçüleriyle dikkatleri üzerine çekmeyi başarmış bir marka. 38mm ile 60mm arasında geniş bir çap yelpazesine sahip olsa da markanın çoğunluk modellerini 44-47mm arası saatler oluşturuyor. Markanın denizcilik ile bağlantıları da olabilecek en üst düzeydeyken ortaya Panerai Luminor 1950 Pangea Submersible Depth Gauge PAM00307 gibi bir model çıkagelmiş.
PAM307 modeli 2008 yılında “Special Edition” kategorisi altında 500 adetle sınırlı sayıda üretilmiş. Kendisi aslen daha önceki yıllarda 600 adetle limitli üretilen PAM193 modelinin devam serisi olma özelliğini de taşıyor. PAM307’nin adını aldığı “Pangea” Panerai’nin sponsorlarından biri olduğu kâşif ve macera adamı Mike Horn’un 4 yıllık serüveni için kullandığı 35 metrelik teknesinin adı.
Saatin kasası, Submersible formunda, 47mm genişliğinde ve titanyumdan imal edilmiş. Markanın koleksiyonundaki diğer 47mm kasalara baktığımızda o modellerinin kalınlık değerlerinin 13-18 mm arasında dağıldığını görüyoruz. PAM307’nin kasa kalınlığı ise, sıkı durum, tam 23mm. Kalınlığın sebebi ilerleyen satırlarda detaylarını açıklayacağımız derinlikölçer modülü. Saat, bu haliyle kolda büyükten de öte bir duruş sergiliyor. Bileğe bağlanmış bir taş, tuğla etkisi yaratıyor. İşin daha ilginç yanı bu cüssenin bileğe sarıldıktan sonra ne denli kolay taşınabildiği. Titanyumun verdiği hafiflik ile saatin ağırlığı kayış ile beraber 180 gram dolaylarında kalabilmiş. Bir diğer tasarım unsuru olan bombeli arka kapak da konfor seviyesini olabilecek en yüksek düzeye çıkarabilmiş. Yanlış anlaşılma olmasın, bu saat için olabilecek en yüksek düzey…
Saatin ön yüzeyinde 3mm kalınlığında safir kristal cam kullanılmış, tek yöne dönebilen dalış bezeli, Luminor modellerine özgü yarım ay şeklindeki kurma kolu koruma sistemi modele ait diğer detaylardan.
PAM307 yazının öncesinde bahsettiğimiz gibi derinlikölçer özelliği olan profesyonel bir dalış ekipmanı aynı zamanda. Kasa içinde lityum-ion pilden enerji alan dijital bir derinlikölçer modülü bulunmakta. İsviçre merkezli METAS tarafından sertifikalandırılmış bu modül saat 10 yönündeki buton vasıtasıyla aktive ediliyor. Butona ilk bastığınızda kadranda bulunan ibre son dalışınızdaki maksimum derinlik değerini gösteriyor ve 6 saniye sonra OFF pozisyonuna geri dönüyor. Aynı butona İkinci defa, 6 saniye süreyle bastığınızda bu sefer ibre 0 pozisyonuna gelip, yeni ölçüme hazır oluyor. Saatin içindeki modül her 1.25 saniyede bir ölçüm alıyor ve 20 cm’lik hassasiyet değeriyle çalışıyor. Tek seferde en fazla 4 saatlik ölçüm alabilen modül, pil değişimi öncesi 500 saatlik çalışma süresine sahip ve pili kritik seviyeye geldiğinde içindeki alarm vasıtasıyla uyarıda bulunuyor. Modül en fazla 120 metre derinliğe kadar ölçüm yapabildiğinden saatin su geçirmezliği de mecburen bu değer ile sınırlandırılmış.
Saatin zaman ölçümüne ait mekanizması için ise serinin diğer saatlerinde olduğu otomatik kalibre OP XV kullanılmış. ETA Valjoux 7750-P1 temelli mekanizma kronograf özelliklerinden arındırılmış, 21 taşlı, 28800vph’de çalışıyor ve 42 saatlik güç rezervine sahip.
Bir önceki PAM193 modelinin siyah kadran ve triritum indekslerine karşın bu modelde lacivert tonlarında çok hoş bir kadran ve Luminova dolgulu indeksler ile kollar bulunuyor. İki modelin ayırt edici bir diğer farkı ise kayış değiştirme sistemleriyle ilgili. Eski modelin vidalı pimlerine karşılık PAM307’de buton yardımlı kolay kayış değiştirme sistemine yer verilmiş. Boynuz üzerindeki butona basılarak kaydırılan pim, kullanışlılık açısından olağanüstü bir sistem.
Saat, diğer Submersible serisi modellerde olduğu gibi 26mm x 22mm genişliğinde akordeon siyah kauçuk kayış ile beraber geliyor. 22mm’lik titanyum toka ile tamamlanan kayış, konfor olarak kullanıcına herhangi bir problem yaratmıyor ancak kalın yapılı, eski görünümlü deri bir kayışın da bu saat ile oldukça uyumlu olabileceği kanaatindeyim.
Panerai Luminor 1950 Pangea Submersible Depth Gauge PAM00307, markanın sıra dışılıkta çığır açan modellerinden biri. Keşke aynı oranda kullanışlılıkta da çığır açabilseydi… Hulk ölçülerinde bir bileğe sahip değilseniz ortaya çıkan görüntü biraz komik olabiliyor.
