Richard Mille’nin günümüz başarısını elde etmesinde iş birliğine girdiği isimlerin etkisi asla küçümsenmemeli. Her zaman alanında en başarılı isimlerle çalışan marka ününe ün katarak ilerlemeye devam ediyor. Belirli bir ekonomik gelir seviyesinin üstünde neredeyse herkesin ortak arzu nesnesi haline gelen Richard Mille saatleri, kimilerinin bileklerini kimilerinin ise hayallerini süslüyor.
Richard Mille yüksek performanslı saatlerle kafayı bozmuş durumda. Uçlarda yaşamayı seven Mille, saatlerinin de zorlu koşullara dayanabilmesini istiyor. Bunun için dünyanın önde gelen sporcularıyla ortaklaşa modeller geliştiriyor ve onlardan, saatlerini doğal yaşam ortamlarında, yani müsabakalarda, “test” etmesini istiyor. Gerçek ortamlardan alınan verilerle her zaman daha iyi, daha üstün saatlerin geliştirilebilmesinin de önü açılmış oluyor.
Gelelim, yazımızın başlığında yer alan kişiye; Pablo Mac Donough. Pablo, profesyonel bir polo oyuncusu. Öyle sıradan bir oyuncu da değil, dünyanın en iyilerinden biri. Sayısız kupa ve birinciliği de bu durumu kanıtlar nitelikte. Polo, bildiğiniz üzere at üzerinde, sopa ve topla oynanan bir oyun. Rakip kaleye topu atabilmek için güç ve isabetten çok daha fazlası gerekiyor. Polo aynı zamanda sert geçen devreleriyle de bilinmekte. Hızlı koşular, sert vuruşlar, yüksek tempo, tam da Richard Mille’ye göre bir iş.
Polo oyununa özel tasarlanan saatlerin mazisi çok daha eski yıllara dayanıyor. Bir saatçilik efsanesi olarak anılan ve günümüzde halen üretimi devam eden Jaeger-LeCoultre Reverso’nun çıkış hikâyesi de tam olarak bu sebepten geliyor. Sert geçen oyunlar esnasında saatin zarar görmesini engellemek için çevrilebilir kasayı icat eden JLC, alanındaki ilk atılımı gerçekleştirmiş oluyor. RM’ye geri dönersek, en iyiden başka bir seçeneğin dahi kabul edilemeyeceğinin farkında olan Mille, aradığı enerjiyi Pablo Mac Donough’da buluyor ve beraber çalışmalara başlıyorlar.
Pablo, Richard Mille tarafından kendisine takdim edilen RM 010 saatiyle polo müsabakalarına çıkmaya başlıyor. Zorlu geçen mücadelelerin ardından alınan sonuçlar ise şöyle: Kırık bir cam, kasada sayısız ezik ve zaman tutma özelliğini yitirmiş bir mekanizma. İşte tam da Richard Mille’nin çözmek isteyeceği türden bir problem.
Dâhiyane çözüm, beraberinde özgün bir tasarım ve sıra dışı mühendisliği de getiriyor. Richard, Pablo için geliştirdiği saat olan RM 053 modelinde, polo maçlarının yıpratıcı etkilerinden korunabilecek kadar sağlam bir tasarımı, yüksek teknoloji ile üretilmiş malzemelerle birleştiriyor.
Titanyum kasa içine 30 derecelik bir açıyla yerleştirilen tourbillon mekanizma kadranda, daha doğrusu saatin üst kısmında yer alan sekiz şeklinde açılmış pencere vasıtasıyla görünebiliyor. Top ve sopa darbelerine karşı koyabilmek için titanyum karbürden üretilen üst kısım ise, saatin en savunmasız gibi görünen kısmında adeta bir zırh görevi görüyor. Titanyum karbür, genel adıyla cermet (seramik ve metal kelimelerinin ilk hecelerinden oluşan bir terim) titanyumun yüzeyinin karbon atomlarıyla bombardıman edilmesiyle oluşturulan kompozit bir malzeme. Seramiğin ultra yüksek yüzey sertlik değeri ile metalin esnekliğinin tek bir bünyede toplanmasını sağlıyor. Kısaca Pablo Mac Donough’un ihtiyaçlarına cevap verebilecek en uygun materyallerden biri. Richard Mille RM 053’ün bir diğer özelliği de yalnızca 15 adetle sınırlı sayıda üretilmiş olması.
Orijinal modelden altı yıl sonra, 2018’de Richard Mille, yine hayranlarını şaşırtmayı başarıyor ve Pablo Mac Donough’a özel ürettiği ikinci modeli, RM 53-01’i tanıtıyor. Her zamankinden daha gelişmiş özellikler ve bol sıfırlı bir fiyat etiketiyle.
Yeni modelde karbon TPT kasaya yer veren Mille, bu sayede hafiflik ve sağlamlığı tek bir vücutta toplayabiliyor. Mekanizmayı korumak için, titanyum TPT köprülerle bir arada duran tourbillon kalibreyi, ilk olarak RM 27-01 modelinde tanıttığı, tel süspansiyon teknolojisiyle süslüyor. Bu yüksek teknoloji ile mekanizma kasanın içerisinde dört bir yanından tellere asılı halde bulunuyor. Haliyle saate ve dolaylı yoldan mekanizmaya aktarılan darbeler sönümlenmiş oluyor. Öyle ki RM 53-01 modeli 5000G, yani yer çekiminin 5000 katı kadar ivmeye dayanabiliyor.
Son olarak savunmasız gibi görünen ön camda da benzersiz bir teknoloji kullanan RM, atomik düzeyde iki farklı yönde işlenmiş camın birleşiminden oluşan bir cam kullanıyor. Haliyle bırakın polo topunun, sopasının parçalayıcı gücünü, kurşun dahi geçirmeyecek sağlamlıkta bir yapı oluşuyor. Daha doğrusu cam kırılabiliyor ancak asla dağılmıyor.
RM 53-01 modelinden de yalnızca 30 adet üretildi yani büyük ihtimalle, tıpkı RM 053’te olduğu gibi, bu saati de kaçırdınız. Üzülmeyin, eminim ki Richard Mille birkaç seneye üçüncü bir Pablo Mac Donough modeli ile bizleri selamlayacaktır.
