Panerai efsanesi radyum dolgulu kadranlarıyla karanlıkta ışıl ışıl parlayan Radiomir modeli ile başladığında takvimler 1930’ların sonlarını gösteriyordu. Askeri ihtiyaçlar doğrultusunda üretilen, o günün şartları gereği su altındaki okunulabilirliği artırmak için aşırı büyük kasalar içine yerleştirilen cep saati mekanizmaları İtalyan donanması’nın kullanımına sunulmuştu. Ordu mensupları saatlerini kullanmaya başladıkça tasarımdaki güncelleştirme gereklilikleri de ortaya çıkmaya başlamıştı. Büyük cep saatlerine kayış takılabilmesi için kasanın iki kenarına kalın tel parçalar ekleniyor ve kayış da bu tellerin etrafına dikiliyordu. Maalesef zamanla bu parçalarda dayanıklılık sorunları baş gösterdi ve bunun için bir çözüm arayışına gidildi. 1940’lı yıllara gelindiğinde eski tel tasarımı daha kalın boynuzlar ile değiştirilerek soruna çözüm bulunmuştu. Modelin adı hala Radiomir olarak geçmekteydi çünkü indeks dolgu malzemesi olarak halen daha radyum kullanılmaktaydı.
Radyum’un tehlikeleri anlaşılıp trityuma geçilmesi ve kurmalı mekanizmalı saatlerin, su geçirmezlik değerlerini etkilemeden kurma kolaylıklarını artırmak amacıyla tasarlanan yarım ay şeklindeki kurma kolu koruyucu tasarımının modellere eklenmesinden önce, İtalyan ve Mısır Ordu’sunun kullanımına çok az sayıda Radiomir 1940 modeli sunulmuştu. Bu özel saatler, günümüze ulaşabilen örnek sayısının azlığı ve tarihi önemi sebebiyle koleksiyonerler arasında gelmiş geçmiş en çok rağbet gören ve beğenilen modellerden biri olarak anılmaktadır.
Panerai, 2014 yılında, özel üretim modeller arasında PAM587 Marina Militare modeline yer vererek hem meraklılarını çok mutlu etmiş, hem de koleksiyonuna eşsiz bir tasarım katmıştır. 1000 adetle sınırlı sayıda üretilen bu model satışa sunulmasından kısa bir süre sonra tükenmiştir. Elbette bu denli özel bir saate böylesine büyük bir ilginin olmasına şaşırmamak gerek.
Saatin kutusu, diğer özel üretim Panerai’lerden alışkın olduğumuz şekilde büyük boy, ahşap kaplama ve kilitli mekanizma ve anahtarıyla beraber geliyor. Kutu içeriği, kullanım kılavuzu, garanti kitapçığı, limitli üretim sertifikası ve yedek pleksiglas camdan oluşuyor.
Saatin kasası 316L çelikten imal edilmiş, kasanın arka kapak çerçevesi hariç bütün yüzeyleri polisaj işleminde geçmiş, bu sayede en ufak bir ışık altında dahi ışıl ışıl parlıyor. Kasa çapı modelin orijinal versiyonuyla aynı, 47mm.
Panerai, genel olarak büyük çap ölçüleriyle özdeşleşmiş bir marka. Bu denli büyük rakamlar sanılanın aksine bilekte herhangi bir konforsuzluk yaratmıyor. Kasa, ustaca ayarlanmış formu sayesinde orta ve küçük çaplı bileklere de mükemmel uyum sağlıyor. Hatta markanın genel olarak dünyada en çok rağbet gördüğü bölgelerden birinin Uzakdoğu olduğu bilgisini de ekleyelim. Küçük adamlar takıyorsa biz neden takamayalım? Tabi ki, bilekten taşan boynuzlar kimileri için hoş bir görüntü oluşturmayacaktır.
Saatin camı, yine orijinal modele daha yakın bir tasarım elde etmek amacıyla pleksiglastan üretilmiş. Cam oldukça kalın ve yapısı gereği çizilmere karşı dayanıksız, kırılmalara karşı ise esnek yapısı sayesinde safir kristalden çok daha dayanıklı. Çizikler ise basit kimyasal aşındırıcılar ile birkaç dakikada kolayca yok edilebiliyor. Bu faktör, satın alımda aşamasında kesinlikle karşımızda olumsuz bir özellik olarak çıkmamalı. Arka cam ise safir kristalden üretilmiş. Saatin su geçirmezlik değeri 100 metre.
Kasanın iki tarafında da, boynuzlar arasında, markanın referans numarası ile kasa kodu kazınmış. Arka kapaktaki yazılar da normal üretim versiyonlardan farklı. 1000 adetlik toplam üretim içinde kaçıncı saat olduğu bilgisi de yine arka kapakta yazıyor.
Kadran, saatin en dikkat çeken noktalarından biri. Küçük saniye kolu barındırmayan oldukça sade bir yapısı var. En özel kısım ise üzerindeki yazı, "Marina Militare". Oldukça az modelde kullanılan bu etiket saatin aranılırlığını ve güzelliğini katlayarak artıran unsurlardan yalnızca biri. İndekslerin içi ve kollar yeşil renkli SuperLuminova ile doldurulmuş. Malzemenin güneş altındaki rengi ise saatin kült havasını pekiştirmek amacıyla bej olarak seçilmiş.
Saatin mekanizması, Panerai’nin in-house olarak ürettiği kurmalı kalibre P.3000. İki adet zemberek ile 72 saati aşan güç rezervi sunan mekanizmanın hassasiyet değeri maalesef günlük gözlem ile anlaşılamıyor çünkü bu değeri takip edebileceğiniz bir saniye kolu yok. Saatin kullanım kılavuzu içinde yer alan mekanizma test değerleri ise kronomterik sınırlar içerisinde. Ayrıca mekanizmanın Chronofiable sertifikası da bulunuyor. Bu sayede hem hassasiyet hem de dayanıklılık açısından akla herhangi bir soru gelmesinin önüne geçilmiş.
Panerai denilince kullanıcının en heyecanlı olduğu kısımlardan biri de süphesiz saatin kayış kısmıdır. PAM587’nin üzerinde çok özel ve başka hiçbir modelinde kullanmadığı bir kayış bulunuyor. Biz Horobox ekibi olarak bu özel kayışı, Panerai tasarım ekibinine özel verilen İstanbul davetinde inceleme fıratı bulmuştuk. O zamanlar kimse bu kayışın hangi modelde kullanılacağını bilmiyordu. Rahatlık ve görsellik açısından bizi son derece tatmin eden bu özel kayışı, böylesine özel bir modelde görmek birçok marka meraklısını mutlu etmiş olmalı. Elbette bir Panerai geleneği olarak saatine özel kayış yaptıran kullanıcı sayısı da her zamanki gibi azımsanamayacak kadar çok.
Son yılların şüphesiz en özel modellerinden biri olan PAM00587, adından uzun seneler daha söz ettirecek gibi görünüyor ve eminiz ki şimdiden klasikler arasına girmeye hak kazanan ender saatlerden biri. Bu mertebeye erişebilecek ürün sayısının oldukça az olduğu bilgisini de mutlaka eklememiz gerekiyor.
Saatin liste fiyatı 7900€ olarak belirlenmişti ancak son dönemde İsviçre Frankındaki aşırı artıştan ötürü yapılan düzenlemelerden sonra güncel fiyat 8.900 € oldu. Talebin çok yüksek olduğu bu modeli bulabilirseniz kaçırmamanızı tavsiye ederiz.