Panerai Radiomir 3 Days Acciaio PAM00720 & PAM00721

Panerai Radiomir 3 Days Acciaio PAM00720 & PAM00721

Panerai-brand-Logo1.png

Denizcilik efsanesi Officine Panerai’nin özel üretim koleksiyonundan PAM720 ve PAM721, markaya gönül vermiş müşterileri bir yandan sevindirirken öte yandan derin düşüncelere sevk ediyor.

pam00720-pam00721-panerai-radiomir-3-days-acciaio-1.jpg

Nasıl yani dediğinizi duyar gibiyim. Cümlemi detaylı bir şekilde açıklamadan önce Panerai tarihçesine kısaca göz atalım derim. 1930’lu yılların sonunda İtalyan Donanması’nın beklentilerini karşılayacak ve askeri görevlerde kullanılacak saatler üretme görevini üstlenen Giovanni Panerai, Rolex’ten kasa ve mekanizma yardımı alarak saat üretimine başlıyor. Su altında kadranların rahatça okunabilmesi için, o yıllarda ölümcül radyoaktif özellikleri bilinmeyen radyum maddesiyle boyanan indeksler ve kollar sayesinde karanlıkta ışıldayan saatler üretiliyor. Panerai’nin ilk modeli olan 2533 ve onu takip eden 3646 referanslı modellerin “Radiomir” ismi de kullanılan radyumdan geliyor. Cep saati kasalarına boynuzların eklenmesi ve bu sayede kayış ile bileğe takılabilmesine izin veren tasarımlar ilerleyen yıllarda daha kalın boynuzlar, patentli kurma kolu koruma mekanizması ve ölümcül dozda radyasyon yaymayan trityum boyalı indeksler gibi özelliklere kavuşarak “Luminor” modellerine eviriliyor.

pam00720-pam00721-panerai-radiomir-3-days-acciaio-3.jpg

Günümüzde, kurma kolu koruma mekanizmasına sahip olup olmamasına göre iki gruba ayrılan Panerai modelleri, her daim iri ebatları ve sade tasarımlarıyla saat severlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Panerai üretim hayatına 2533 referans modeliyle başlasa da 3646 “Kamphschwimmer” modellerinin bilhassa koleksiyonerler gözünde değeri apayrı bir düzeyde. 2017 yılının özel koleksiyonu kapsamında tanıtılan PAM720 ve PAM721 de tam olarak bu özel modellerin “yeniden üretimi” sıfatıyla karşımıza çıkıyor.

pam00720-pam00721-panerai-radiomir-3-days-acciaio-6.jpg

Bu durum özellikle sıkı Panerai hayranlarını ikiye bölmüş durumda. Genel olarak modellerin sade tasarımları, Panerai’yi birbirine oldukça benzeyen saatler üretmeye zorluyor. Öte yandan detaylara fazlasıyla önem veren koleksiyonerler de her yeni modelden ayrı haz alıyorlar ve sahip oldukları saatlerin sayısını sürekli artırıyorlar. Bu ikilem Panerai’nin sıkı takipçilerinden bazılarının markaya olan sempatisini azaltırken, yeni müşterilerin dikkatini çekerek hem ticari avantaja dönüşüyor hem de isim bilinirliğini artırıyor. Malum, herkesi aynı anda mutlu etmek pek de mümkün değil.

pam00720-pam00721-panerai-radiomir-3-days-acciaio-14.jpg pam00720-pam00721-panerai-radiomir-3-days-acciaio-16.jpg

Yönetim ve satış stratejilerini bir kenara bırakıp asıl odağımız olan saatlere geri dönersek, bizleri sadeliğin doruk noktasında iki model karşılıyor. Birbirlerinden yalnızca kadrandaki yazı ve kayış farklarıyla ayrılan iki modelden PAM720 500 adetle sınırlı sayıda üretilirken PAM721 için herhangi bir limit bulunmuyor. Modellerin 1930’lu yıllardaki versiyonlarına sadık kalınması amacıyla kasa ölçüleri 47mm ve kasa malzemesi paslanmaz çelik olarak belirlenmiş. Panerai için 47mm değeri artık imza niteliğinde bir ölçü denilebilir. Hatta işi daha da abartıp küçük kasalı modelleri gerçek Panerai’den saymayan fanatikler bile mevcut. Yazıyı okuduğunuzda 47mm’nin “normal” insan ebatları için fazla büyük olduğunu düşünüyorsanız bir miktar yanıldığınızı belirtmek zorundayım. Bir saatin bilekte duruşunu ve konforunu belirleyen asıl ögelerden biri kasa genişliğinden ziyade boynuzlar dâhil kasa uzunluğu ölçüsüdür. Panerai Radiomir modelleri kısa boynuzlarından ötürü başka markaların 41-42mm’lik modelleriyle aynı kasa uzunluklarına sahipler. Böylece kolda tahmin edildiğinin aksine çok daha derli toplu bir görüntüye sahipler. Komple parlak yüzeylere sahip kasa, görüntüsü ve üretim kalitesiyle tam puan alırken, kalınlık konusunda eleştirime maruz kalıyor. 3646 modellerinin içinde Rolex üretimi Cortebert kalibreler bulunmakta. Bu mekanizmalar oldukça ince yapıda olduklarından orijinal modellerin kasaları da bir o kadar ince. Modern Panerailer’de bulunan P.3000 kalibreler ise maalesef bu incelikten bir o kadar uzak. Peki, bu kalınlık herhangi bir konforsuzluk yaratıyor mu? Cevap: Hayır.

pam00720-pam00721-panerai-radiomir-3-days-acciaio-2.jpg

pam00720-pam00721-panerai-radiomir-3-days-acciaio-4.jpg pam00720-pam00721-panerai-radiomir-3-days-acciaio-8.jpg

Panerai, vintage esintili modelleri için son yıllarda, yine orijinal üretimlere sadık kalmak amacıyla, mika camlar kullanmaktaydı. Bu modellerde ise safir kristal cama geçilmiş ki saate dair en beğendiğim detaylardan birinin cam olduğunu belirtmem gerek. Mika yapısı gereği çizilmelere karşı aşırı hassas ve eğer Panerai konusunda fanatikliğiniz yoksa emin olun, safir kristal çok daha mantıklı bir seçenek. Modeller vidalı kurma kollarına sahipler ve su geçirmezlik değerleri 100 metre olarak belirtilmiş. Vidalı tepenin kubbe formlu tasarımı sayesinde kurma işlemi çoğu zaman zevkli bir ritüele dönüşüyor.

pam00720-pam00721-panerai-radiomir-3-days-acciaio-5.jpg pam00720-pam00721-panerai-radiomir-3-days-acciaio-7.jpg

Saatlerin arkalarını çevirdiğimizde bizi fırçalanmış çelik çerçeveye sahip arka kapak ve oldukça geniş ölçülere sahip in-house kurmalı kalibre P.3000 karşılıyor. Panerai’nin mekanizma için sağladığı teknik bilgileri incelediğimizde 16,5 ligne kalibre çapından bahsediliyor. Ligne, metrik sisteme geçilmeden önce Fransa’da kullanılan tarihi bir uzunluk birimi ve 1 ligne, 2,2558mm’ye denk geliyor. Kısaca karşımızda 37,2mm çapında, geniş bir mekanizma bulunmakta. 161 parçadan oluşan 21 taşlı mekanizma 21600vph frekansında çalışıyor ve tam kurulumda 3 günlük güç rezerv süresi sunuyor. Saatlerin sahip olduğu komplikasyonlar ise şöyle: (Derin sessizlik). Yalnızca akrep ve yelkovana sahip modeller karşımızda adeta minimalizmin yaşayan kaleleri olarak duruyor. Siyah kadran üzerindeki indekslerde ve mavi kollarda kullanılan vintage tonlara sahip SuperLuminova’yı seyretmenin zevkine varmak için ise Panerai’ye derinden bağlılık şart.

pam00720-pam00721-panerai-radiomir-3-days-acciaio-10.jpg

Panerai’nin en beğenilen yanlarından biri de şüphesiz sonsuza yakın sayıda kayış üreticisinin birbirinden özel modelleriyle bambaşka karaktere bürünmeye yatkın saatler üretmesidir. Her iki modelin üzerinde gelen kayışlar ise -özellikle bu konuya özel ilgisi olanlar için söylüyorum- nefes kesici. Renk, doku ve konforda mükemmeli yakalayan “OP” logolu Ponte Vecchio ve Assolutamente modelleri 26mm x 22mm ölçülerinde kesilmiş ve 22mm genişliğinde polisajlı paslanmaz çelik tokalarla sabitleniyor. Kayış değiştirme işlemi Luminor modellerine kıyasla bir nebze daha zor olsa da birkaç denemeden sonra oldukça kolaylaşıyor. Boynuzları kasaya sabitleyen 4 adet vidanın gevşetilmesi ve sıkılması esnasında kazara tornavidayı kaydırıp kasayı çizmemek için ya çok titiz çalışılmalı ya da kasa bant yardımıyla maskelenmeli. Benden duymuş olmayın ama ilk çizik en çok acıtanı, diğerlerinin bahanesi ise şimdiden hazır: Yaşanmışlıklar!

pam00720-pam00721-panerai-radiomir-3-days-acciaio-13.jpg

pam00720-pam00721-panerai-radiomir-3-days-acciaio-11.jpg pam00720-pam00721-panerai-radiomir-3-days-acciaio-12.jpg

pam00720-pam00721-panerai-radiomir-3-days-acciaio-9.jpg

PAM720 ve PAM721, bana göre Panerai genlerini en çok taşıyan modellerden ikisi. Markanın tarihi bütün değerlerini günümüz teknolojisiyle harmanlarken eski tasarım ögelerini atlamamak pek kolay bir iş olmasa gerek. Özellikle PAM720 modelinin düşünenlerin ise acele etmelerinde fayda var çünkü bu özelliklere sahip bir Radiomir, her ciddi koleksiyonda bulunmayı hak ediyor.

pam00720-pam00721-panerai-radiomir-3-days-acciaio-15.jpg pam00720-pam00721-panerai-radiomir-3-days-acciaio-17.jpg