İki yıllık dinlendirme süresinin ardından, 2016 Baselworld fuarında tamamıyla yenilenmiş yüzüyle tekrar karşımıza çıkan Rolex Air-King, satış noktalarındaki yerini almaya başladı. Büyüyen kasa çapıyla çok daha dikkat çekici hale gelen saati detaylı şekilde incelemek ve yetkili ağızlardan bilgi alabilmek için Türkiye’deki en büyük Rolex bayii olan Rhodium’a kısa bir ziyaret yaptık.
Havacılığın altın yılları olan 1930’larda, Everest dağı üzerinden 10.000 metre aşılarak Houston’a yapılan efsanevi uçuşa eşlik etmesiyle hatırlanan Oyster modelinin, saatçilik tarihindeki önemi tartışılmaz. O yıllarda başlayan Rolex’in “Air” serisi, zaman içerisinde Air-Lion, Air-Giant, Air-Tiger ve Air-King modelleriyle serüvenine devam etmiş. Günümüze kadar ulaşmayı başaran tek model ise ilk defa 1945 yılında tanıtılan Air-King modeli olmuş.
Rolex Air King 4925 Introduced in 1945 Cal 10.5’ via: Watchuseek
2016 Baselworld fuarında Rolex’in yeni modellerine göz atarken ekip arkadaşlarımla kısa bir şaşkınlık yaşadık diyebilirim. Açıkçası geçmişi 1950’lere dayanan klasik Air-King logosunu kadranda görmemiş olsam, bu yeni modelin ne olduğunu anlamakta güçlük çekeceğimi itiraf edebilirim. Bunun en büyük sebebi de yıllardır 34mm’lik boyutu ile hafızalarımıza yer etmiş olan modelin güncel koleksiyonda yer alan pek çok farklı modelde olduğu gibi kasa çapının 40mm’ye yükseltilmiş olması.
Çok daha sportif bir görünümle karşımıza çıkan yeni Air-King, seramik bezel ile sunulan yeni paslanmaz çelik Daytona ile birlikte Baselworld 2016’nın en dikkat çekici Rolex modellerinden biriydi diyebilirim.
Türkiye’de Rolex yetkili bayii ağı olan Rhodium’dan saatin ellerine ulaştığı bilgisini aldığımızda detaylı incelemek ve bilgi almak için Emre Şişman ile birlikte firmanın genel merkezini ziyaret ettik. Rhodium’un tecrübeli isimleriyle birlikte üretimine ara verilen iki yıllık sürede neredeyse unutmak üzere olduğumuz Air-King’de yer verilen tüm yenilikleri beraberce gözden geçirdik.
Doğrusunu söylemek gerekirse Air-King’i, markanın 2014 koleksiyonunda göremeyince aklımda modelin tekrar üretilmeyeceğine dair bir fikir oluşmuştu ancak, Rhodium yetkililerinin de söylediği üzere, bu dönem sadece modelin günümüz koşullarında daha tercih edilebilir bir hale gelmesi için verilmiş kısa bir aradan ibaretti.
Yeni modele baktığımızda 34mm’den 40mm’ye büyüyen ve anti-manyetik özelliği eklenen kasa dikkat çekiyor. Bununla beraber kadran rengi olarak sadece siyah kullanılmasının, en başta maskülen bir pilot saati olarak tasarlanan model için en doğru seçim olduğu fikrinde birleşiyoruz. Günümüzde erkek saatleri için optimum boyut kabul edilen 40mm çapa ve havacılıkla ilişkili saatlerin olmazsa olmazı anti manyetik özelliğe sahip kasaya kavuşan yeni Air-King’in bilekteki duruşu gerçekten çok başarılı ve eskisine göre kesinlikle çok daha dikkat çekici.
Rolex’in tarihine fazlasıyla bağlı olduğu tüm saatseverler tarafından bilinen bir detay. Bu nedenle radikal olarak tanımlayabileceğimiz bu değişiklikleri, uzun bir süre başka bir Rolex modelinde göremeyeceğimizi düşünüyoruz.
Modelin imza detaylarından biri olan 3, 6, 9 rakamları, kadrandaki yerlerini yeni versiyonda da korumuş. Bununla birlikte yine pilotların uçuş süresini ölçmek için kullandığı dakika indeksleri, büyüyen çapın da yardımıyla fazla iç içe geçmeden kadrana entegre edilmiş. Bu sayede havacılık temalı köklerine müthiş bir uyum sağlayan yeni Air-King, başta da belirttiğim gibi sportif bir görüntüye bürünmüş.
Gözden kaçırdığım ama Rhodium’daki değerli dostlarımız hatırlattığı bir detayın da altını çizmekte fayda görüyorum. Air-King sarı ve yeşil renklerin birlikte kullanıldığı ilk Rolex modeli olarak tarihe geçiyor. Görmeye alışkın olmadığımız sarı renkli logo, yeşil saniye kolu ile uyumlu bir kontrast oluşturmuş. Rolex tarihindeki ilklerin her zaman önemli olduğunu belirtmekte de fayda var.
Rolex’in “Oyster” diye tabir ettiği bilezik bence bu model için oldukça başarılı bir seçim olmuş. Kullanıcısına 5mm’ye kadar ince ayar yapma şansını veren “EasyLink” eklentisi ile sunulan klips, saatin bilekteki konforuna oldukça katkı sağlıyor.
Rolex Caliber 3131 referanslı otomatik mekanizmanın güç rezervi 48 saat. Tüm Rolex Perpetual mekanizmaları gibi, bu Caliber 3131 de İsviçre Resmi Kronometre Test Enstitüsü (COSC) sertifikasını taşıyor.
Açıkçası Baselworld’de bu saati ilk gördüğümde pek de etkilenmemiştim ancak, bu kısa incelemeden sonra fikirlerimin pozitif anlamda değiştiğini söyleyebilirim. Fuarda seramik bezelli yeni paslanmaz çelik Daytona’nın gölgesinde kaldığı için hak ettiği ilgiden biraz azıyla yetinmek zorunda kalan yeni Air-King, Rolex tarihinde bir ilke imza atan sportif ve özgün tasarımının yanı sıra 5.550 EUR’luk gayet mantıklı fiyatı ile birçok saat severin ilgisini çekmeye aday duruyor. Rhodium’un yeni Air-King için günden güne uzayan bekleme listesi de bu fikrimin bir kanıtı olsa gerek.
Yakında 116500 referanslı yeni Daytona ve Baselworld 2016 kapsamında saatseverlerin beğenisine sunulan diğer Rolex modellerinin detaylı incelemelerinde buluşmak üzere.