ROLEX Daytona... Seramik Bezel mi, Yoksa Çelik Bezel ile Devam mı?

Son birkaç yıldır en çok konuşulan konulardan biriydi. Kimilerine göre gerçekleşmesi imkânsız da olsa, bazıları çok yakında açıklanacağından emin şekilde beklemeye devam etti. Ve sonunda beklenen oldu. 2016 yılı mekanik saatçiliğin ikonik modellerinden paslanmaz çelik kasalı ROLEX Daytona’nın seramik bezel ( 116500LN ) ile üretildiği yıl olarak tarihe geçti.

Peki, şimdi ne olacak?  Çelik bezelli Daytonaları satalım mı? Yoksa tam tersi kıymetini mi bilelim?

Elbette neyin ne olacağını kestirmek pek kolay değil ancak, durumu birlikte gözden geçirerek yakın gelecekte Daytona’nın ne konumda yer alacağı hakkında fikir sahibi olabiliriz.

Sadece saatçilikte değil hemen hemen her sektörde bir ürünün bedelini belirleyen en önemli faktörün arz/talep dengesi olduğunu söylersek yanılmış olmayız. Ürüne olan talep arzın ne kadar üzerinde olursa fiyatı da o derece yüksek oluyor. Mekanik saatçiliğe ilgisi normalin biraz üzerinde olan herkes ROLEX Daytona’nın hikâyesini bilir. Bilmeyenler ise Horobox’ın usta kalemi Doruk Çelebi’nin kısa süre önce yazdığı makaleye bir göz atabilirler.

En son 2000 yılında farklı bir kalibreyle satışa sunularak önemli diyebileceğimiz bir revizyon yaşayan Daytona’nın 2004 yılında akrep ve yelkovanının değiştiğine şahit olmuştuk. Bilinen son değişiklik ise 2006 yılında farklı bir klips kullanılması ve kadranın etrafındaki çemberde gördüğümüz ROLEX işlemeleriydi. Tam 10 yıldır herhangi bir değişikliğe uğramayan paslanmaz çelik Daytona, 2016 yılında tabir yerindeyse tedavülden kalktı ve yerini seramik bezelli versiyona bırakarak bizleri heyecanlı bir bekleyişin içine soktu.

Tabi ki hepimizin merak ettiği şey şimdi ne olacağı?

Herkesin kendine göre bir fikri olduğu aşikâr. Kesinlikle yoruma açık bir durumun içerisindeyiz. Dürüst olmak gerekirse, uzun yıllardır bana bu kadar heyecan veren ve üzerinde bu kadar düşünmeme sebep olan bir yenilik hatırlamıyorum. Dolayısıyla keyfinin çıkarılması gereken bir durum olduğu kanaatindeyim.

Neler olacak sorusunun cevabını aramaya, yakın geçmişte ROLEX Daytona’nın durumunu hatırlayarak başlamakta fayda görüyorum. ROLEX bayilerine paslanmaz çelik Daytona almak için girip 2 sene beklemesi gerektiğini duyarak dışarı çıkanları duymuşsunuzdur. Vitrinlerde kesinlikle görünmeyen, hiçbir bayiden ilk denemede satın alınması mümkün olmayan bir efsaneydi çelik Daytona. Bileğine takmayı başaranların böbürlenip kendini farklı ve şanslı hissettiği bir model olan çelik Daytona’nın ikinci el ve gray market piyasasındaki değeri ise ROLEX’in resmi liste fiyatlarının da üzerindeydi. Hatta iki farklı kadran seçeneği olan modelin siyah versiyonunun değeri daha da yüksekti ve bulunması daha zordu. Bütün bunların sebebi ise aslında başta bahsettiğimiz arz talep dengesiydi.

Buna istersek ROLEX’in başarılı dağıtım politikası diyelim ya da başka bir sebep bulalım, sonuç olarak Daytona’nın zor sahip olunan bir model olduğu gerçeğiyle baş başa kalıyoruz.

Bu kısa bilgilerin ardından, bahsettiğimiz çelik bezelli Daytona’ların bundan sonra üretilmeyeceği gerçeğini de göz önüne alarak, ürüne olan talebin artacağı sonucuna varmak çok da zor değil. Kişisel olarak beklentim, kısa süre içerisinde değerinin artacağı yönünde. Hatta “jelâtinleri üzerinde”, hiç kullanılmamış çelik bezelli Daytona’nın fiyatının, fazla zaman geçmeden bugünküne kıyasla çok daha yüksek olacağını düşünüyorum.

Sizler de bir düşünün; almak için liste fiyatının üzerinde bir rakam ödemeniz ya da 1-2 yıl sıra beklemeniz gereken modelin üretimden kalktığını duyduğunuzda o saati satar mıydınız? Bu soruya evet cevabı verenler olabilir ama sanırım hepsinin aklında, ödediklerinin en az %20-30 üzerinde bir fiyat talep etmek vardır.

Demek ki şimdi ne olacak sorusuna verebileceğimiz ilk cevap, çelik bezelli Daytona fiyatlarının artacağı ve gittikçe daha da zor bulunacağı olacaktır.

Tavsiyem ise sahip olduğunuz çelik bezelli Daytonaların kıymetini bilin ve acele etmeyin. Bununla beraber eğer imkânınız varsa ya sıfır ya da ikinci el düzgün bir örnek bulup kasanıza atın.

Gelelim seramik bezelli, yeni çelik Daytona’lara. Tanıtıldığının ertesi günü Basel’de önemli bir ROLEX bayii ile konuşma şansım oldu. Bana söylediği kadarıyla hali hazırda 150’den fazla sipariş almışlardı. Kendilerine en iyi ihtimalle yılda 15 adet geleceği düşünülürse başka hiç sipariş almasalar bile gelecek 10 yılın kotasını şimdiden doldurduklarını söylerken ikimiz de kahkahalarımıza engel olamıyorduk. Her ikimiz de son yıllarda buna benzer bir talep görülmediği konusunda hemfikirdik.

İlerleyen günlerde farklı bayilerle de görüşme fırsatı buldum. Hepsinde durum neredeyse aynıydı. Detayları yakalamaya yönelik girişimlerim sonucunda çelik bezel modellerin aksine bu kez beyaz kadranlı versiyonun daha çok ilgi gördüğü bilgisini de sizlere teyit edebilirim.

Görünen o ki seramik bezelli saatler Haziran ayı itibariyle sahipleriyle buluşmaya başlayacak. Yılsonuna kadar çok fazla olmasa da belli bir adette Daytona’nın satılacağını ön görebiliriz. Elbette bu adetlerin tamamı saati alıp kullanacak ya da kasasına atıp bekleyecek kişilerin eline geçmeyecek. Muhakkak ki ticaret yapma ve saat üzerinden para kazanma hevesi olan girişimcilerin bazıları da seramik bezelli Daytona’yı alacaklar ve işte bu noktada olay başka bir boyuta taşınacak.

12.000 Euro civarı fiyatla satışa sunulacak olan ROLEX Daytona 116500 LN, bu kişilerin elinden yaklaşık 15-16.000 Euro’luk gray market fiyatlarıyla piyasaya sunulacak ve kısa yoldan saate sahip olmak isteyenler için ikinci bir alternatif olarak değerlendirmeye alınacak. Akabinde olayın kaderini bizlerin tercihleri belirleyecek. Bayiden gelecek sevindirici haberi mi bekleyeceğiz, yoksa heyecanımıza yenik düşüp bu gray market saatlere mi yöneleceğiz?

Elbette bekleyip göreceğiz ama yukarıdaki paragrafta şimdi ne olacak sorusuna ikinci cevabı da okumuş oldunuz.

Bu şartlar altında yapılacak en mantıklı hareket, çelik bezelli Daytona’yı Horobox’taki “Watchbox” ınıza, seramik bezelli olanı da acilen “Wishbox”a eklemeniz olacaktır diye düşünüyorum.