1972 yılında piyasaya sürülen Royal Oak efsanesinin 20. Yılına varılırken, Audemars Piguet’in o zamanki CEO’su Stephen Urquhart, artık bir farklılık yaratma zamanı geldiğinin farkındaydı.
Standart modellerin satışları gittikçe yavaşlarken bugünlerde Omega’nın CEO’su olan Urquhart’ın hayalinde gençlere uygun bir Royal Oak modeli vardı.
Tasarım ekibinin 22 yaşındaki üyesi Emmanuel Gueit’e bu modeli tasarlama görevini verirken ortaya çıkacak sonucun lüks saat dünyasına yön veren, yeni bir akım olacağını muhtemelen kendisi bile düşünememişti.
Genç Gueit, güncel modellerden çok farklı bir tasarım yaratmak istiyordu. Sportif ve büyük bir kronograf yapmak o günün şartlarında büyük bir risk almak anlamına geliyordu ki zaten lüks segmentte böyle bir model o zamana kadar denenmiş bile değildi.
“The Beast” takma adı ile yürütülen projenin piyasaya sürülmesi çeşitli sebeplerden ötürü birkaç kez ertelenmişti. Royal Oak modelinin 20. Yıldönümünde “Gençler için Royal Oak”u saat severlerin beğenisine sunmanın pek mantıklı olmayacağı düşüncesi bu sebeplerden sadece bir tanesiydi.
Tanıtıldığı 1993 yılındaki Basel fuarında, “Gençler için Royal Oak” hakkında pek de olumlu yorumlar yapılmamıştı.
Max Büsser ve Gerald Genta dahil saat sanatının bir çok ustası bu modelin başarılı olma şansını çok düşük görmüşlerdi ama daha sonra “Offshore” adı verilecek olan bu saat adeta horolojide yeni bir akımın başlangıcı olacaktı.
Royal Oak Offshore Chronograph, 20 seneyi aşkın bir süredir yarattığı segmentin her zaman zirvesinde kalmayı başardı. Bununla beraber bu akımı takip eden birçok saat markasına da önderlik etti.
Özellikle sanat ve spor dünyasından itina ile seçilen, ikonik organizasyon ve bireylere ithafen üretilen limitli modellerle de popülaritesini her geçen gün artırmayı başardı.
42 mm lik kasası ile gayet kaslı bir görüntü veren Offshore modelinde zaman içerisinde birçok farklı materyal kullanıldı.
Değişik renk kadranlarla zenginleştirilen koleksiyonun en önemli farklılıklarından biri, üretildiği günlerde pek de tercih edilmemiş de olsa Emmanuel Guet’in ısrarla üzerinde durduğu kauçuk kurma kolu ve krono butonları idi.
2014 yılında yapılan revizyon sonrasında yeni Offshore modellerinde seramik buton ve tepe kullanılmış olsa da markanın hayranları için kauçuk butonların yeri her zaman farklı olmaya devam ediyor.
Markanın adeta imzası haline gelen sekizgen bezeli, Offshore modelinde sportif görüntüyü pekiştirmek amacı ile biraz kalınlaştırılmış.
Bezel üzerindeki altıgen yuvalara oturtulmuş beyaz altın vidalar farklı renklerdeki kadranların tamamı ile uyum sağlıyor.
Kasa işçiliğinin genelinde tercih edilen fırçalanmış yüzeyler, geçişler de kullanılan parlak bölümlerle kusursuz bir şekilde birleştirilmiş.
Anti refle uygulamış olan safir kristal cam, saatin krono göstergelerinden ötürü biraz kalabalık olan kadranın net bir şekilde okunmasına imkan veriyor.
Kasadan kayış ya da bileziğe 2 adet link ile geçiş sağlanmış.
Deri ve kauçuk kayışlarda kullanılan katlanır klips için saatin eleştirilebilecek ender noktalarından biri diyebiliriz. Konforu olumsuz yönde etkileyen klips bazı bileklerde ciddi sıkıntı yaratabiliyor.
Audemars Piguet Offshore serisi için özel bir kalibre üretmemiş. 15400 referanslı modellerden hatırlayacağımız 3120 kodlu kalibre, Dupoix-Depraz’dan alınan kronograf modülü entegre edilerek, anti manyetik bir çemberin içerisinde kasaya yerleştirilmiş durumda.
Sportif kronograf saat için kalın bir kasa kullanılmasının başlıca sebebi bu diyebiliriz.
Saatin yine negatif noktalarından biri ise modüler kronograf sisteminin kullanılmasından ötürü tarih göstergesinin çok derinde kalması ve okunabilirliğin iyice düşmesi denilebilir.
Çelik arka kapağa, marka, model, seri ve kasa numaraları işlenmiş. Bezelde sabitlenen sekiz adet vida kasanın arkasından kısa somunlarla birleştirilmiş. 100 metrelik su geçirmezlik değerine sahip kasa, lüks segmentteki sportif bir kronograf için olabilecek en göz alıcı seçenek diyebiliriz.
İlk 100 adetlik lotun kısa sürede tükenmesinin ardından seriye “Offshore” adı verildi ve bu ibare o günden itibaren arka kapağa işlenmeye başladı.
Çok kısa sürede lüks saat sektörünün en çok tercih edilen modellerinden biri haline gelen Offshore serisinin, arka kapağında modelin ismi yazmayan ilk 100 adedi, kolleksiyonerler için büyük değer taşımaktadır.
Normal kolleksiyon modellerinin 20.000 euro seviyesindeki fiyatları çelik bir saat için yüksek gibi gözükse de kullanıcısına verdiği lüks hissi ve sportif kronograflar içerisindeki lider konumu itibarıyle ödenecek parayı sonuna kadar hak edecek bir model olduğunu düşünüyoruz.