Seiko Robert Wilson Röportajı

Seiko Robert Wilson Röportajı

seiko_logo800.jpg

Baselworld 2016 kapsamında yaptığımız özel röportajlar, Uzakdoğulu saat devi Seiko’dan Robert  Wilson ile devam ediyor.

BB: Horobox’a hoş geldiniz Bay Wilson..

RW: Teşekkür ederim, hoş bulduk..

BB: Markanıza ait ürünlerin dünya genelindeki bölgesel dağılımını neye göre ayarlıyorsunuz..? Türkiye pazarını nasıl görüyorsunuz..?

RW: Merkezimizin Japonya’da olduğunu göz önüne alırsak evet farklı bölgelerden sorumlu departmanlarımız var ve bu departmanlar ile ortak çalışmalar sonucu gerekli ayarlamaları yapıyoruz. Türkiye bizim için Avrupa pazarı kapsamında yer alan bir ülke.. Bu arada Avrupa’nın tanımı da yine bizim için oldukça geniş bir bölgeyi kapsıyor.. Türkiye pazarında Seiko ürünlerinin ortalama değerinin çok daha zengin ülkelerin bile üzerinde yer alıyor olması beni gerçekten mutlu ediyor.. Bu sonucun sebebi elbette Seiko’nun yüksek fiyat politikası değil, Türk saat müşterisinin kaliteli saat üretimine ve Seiko’nun üst düzey ürünlerine duyduğu ilgi ve güven ile alakalı.. Bu durumun da etkisiyle Türkiye pazarının bizim gözümüzde gayet Avrupai özelliklere sahip olduğunu söyleyebilirim.

Seiko-Robert-Wilson-1.jpg

BB: Ürünlerinizi oldukça geniş bir fiyat skalası ile sunuyorsunuz. Bu durumun sizin için avantajlı ve dezavantajlı yönlerinden bahsedebilir misiniz..?

RW: Açıkçası buradaki avantajlı durum geniş bir fiyat skalasına sahip olmak değil, her tipte saati ve her tip saatin içinde yer alması muhtemel tüm komponentleri yapabilecek donanıma sahip olmamız.. Ürünlerimizi geniş bir fiyat aralığında sunuyoruz ancak bunu bir pazarlama tekniği olarak değil sahip olduğumuz sıra dışı donanım ve kaynakların bir sonucu olarak yapıyoruz.. Buradaki esas avantajlı durum, geniş bir ürün grubunu üretebilecek kadar iyi bir saat markası olduğumuzdur..

Elbette bu durumun dezavantaj gibi görünen yönleri de var. En basitinden Astron’u ele alalım.. Astron’u ilk tanıttığımızda insanlar elektronik kalibreye sahip bir Seiko’yu 2000 EUR fiyata satabileceğimiz konusuna şüpheli yaklaşmış ve işimizin zor olduğunu söylemişti.. Biz de bu duruma kibar bir şekilde gülümseyerek cevap vermiştik.. Şimdi Astron satışlarımız mükemmel bir şekilde ilerliyor.. Seiko ürünlerinin her fiyat grubunda ortak olan bir kavram vardır, o da ‘’doğru fiyat’’ parametresidir.. İster 150EUR fiyata sahip giriş seviye bir quartz modelden bahsediyor olalım ister 2000EUR fiyata sahip bir Astron’dan, doğru fiyat kavramı her iki model için de aynıdır. Evet, geniş bir fiyat grubuna sahip olmak pazarlama açısından zor görünebilir ancak bu geniş grubun her seviyesinin ortak noktası doğru fiyat kavramıdır ve biz bu kavrama sadık kaldığımız sürece başarımız da devam edecektir.

Seiko-Robert-Wilson-3.jpg

BB: Son birkaç senedir sektöre ‘’yeniden üretim’’ olarak adlandırabileceğimiz popüler bir trend var.. Seiko’nun da bu yönde başarılı modellere imza attığına şahit olduk.. Bu konsept dâhilinde yeniden üretilmesi düşünülen farklı modeller var mı..?

RW: Seiko’nun geçmişine ışık tutacak saatler üretmek hoşumuza gidiyor.. Açıkçası bunun en temel nedeni bu modeller sayesinde Seiko’nun pek çok insan tarafından bilinmeyen 135 yıllık bir saat üreticisi olduğu ve bu süreç zarfında yüzlerce başarılı modele hayat verdiği gibi gerçekleri ifade edebiliyor olmamız.. Bunun yanında klasik dalgıç saatlerimizin veya farklı modellerimizin yeni versiyonlarının tartışıldığı bağımsız platformlarda adımızın geçiyor olması da bizi memnun ediyor..

BB: Spring Drive saat endüstrisi için gerçekten devrim niteliği taşıyan bir tasarım oldu. İleride Spring Drive’ı geliştirmeye yönelik çalışmalarınız olacak mı..?

RW: Spring Drive şirket satış rakamlarımız arasında hızla büyüyen bir kalem. Spring Drive’ın artık sadece Grand Seiko ürün grubu için rezerve edildiğiniz biliyorsunuzdur dolayısıyla Spring Drive satışlarından bahsederken anlatmaya çalıştığım Grand Seiko ürün grubuna ait satış rakamları..İleride farklı Spring Drive versiyonları üretecek miyiz..? Kesinlikle evet.. Bildiğiniz üzere burada Baselworld 2016 kapsamında tanıttığımız yüksek hassasiyet özellikli yeni bir kronograf kalibremiz var.. Ayrıca Credor markası altında üretilen Sonnerie, Minute Repeater ve 8 gün güç rezervli modellerimiz de Spring Drive tabanlı kalibreler ile hayat buluyor.. Spring Drive bir mekanizmadan ziyade bir platform aslında.. Bu platform bünyesinde farklı mekanizma varyasyonlarımız mevcut ve gelecekte yenilerinin eklenecek olmasına da kesin gözüyle bakıyorum..

BB: Akıllı saatler hakkında ne düşünüyorsunuz..? Seiko’nun bu ürün grubunda çıkartmayı planladığı bir model var mı..?

RW: Saat sektörünü gözlemleyen hemen hemen herkes için son derece doğal olan bir durum Seiko’nun böyle bir ürün grubu söz konusu olduğunda ilk akla gelen markalardan olması zira bu alanda neler yapabileceğimize dair herkesin fikri vardır diye düşünüyorum.. Ayrıca hali hazırda akıllı saat olarak tanımlanmaya yakın bazı ürünlere sahip olduğumuz da bir gerçek ancak bunları Seiko adı altında değil Epson markası ile pazarlamayı planlıyoruz. Bunun sebebi ise başkanımız Sn.Hattori’nin Seiko’yu geleneksel bir saat üreticisi olarak görmesinden kaynaklanıyor.. Geleneksel dekten burada kastettiği elbette sadece mekanik saatler ile sınırlı kalan bir marka değil, esas vurgulamaya çalıştığı konu geleneksel bir kol saatinin tek başına kullanılan, dışarıdan sağlanan bir enerji kaynağına ihtiyaç duymadan çalışan bir düzenek olarak tanımlanması.. Bu ürün grubunda bir saat üretmekten elbette müthiş zevk duyarız ancak her şeyden önce güç kaynağı ile ilgili soru işaretlerinden kurtulmamız gerekiyor..

Seiko-Robert-Wilson-4.jpg

BB: Favori Seiko modeliniz hangisi..?

RW: Bu benim için oldukça kolay bir sorun aslında.. Grand Seiko ürün grubu ile ilk tanışmam on-onbeş yıl öncesine dayanıyor.. İlk gördüğüm andan beri bu ürün grubunun birbirinden güzel modellerine sahip olmak istediğimi hatırlıyorum… Spring Drive piyasaya sürüldüğünde ise şimdiye kadar üretilmiş en mükemmel mekanizma olduğunu düşünmüştüm zira benim için mekanik kalibrenin mükemmelleştirilmiş halini temsil ediyordu.. Grand Seiko ve Spring Drive’in birbirlerine ait olduğunu düşünüyorum.. Bu saati (Hi Beat GMT SBGJ013G ) görür görmez çok beğendim ve hemen aldım. Açık konuşmak gerekirse farklı günlerde farklı saatler takmaktan hoşlanan bir yapım vardı ancak bu saati aldıktan sonra tamamen tek bir saat kullanıcısına dönüştüğümü söyleyebilirim. Müthiş dakik, fevkalade dayanıklı ve son derece konforlu bir saat olduğunu düşünüyorum.

BB: Bay Wilson, Horobox olarak bize bu keyifli görüşmeyi gerçekleştirme fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederiz.. Umarım sizi Türkiye’de ağırlama fırsatı da buluruz..

RW: Çok teşekkür ederim..