Motor sporları ile olan bağını kurulduğu günden bu yana koparmayan TAG Heuer, efsane ürün gruplarından Carrera Koleksiyonu altında yer alan limitli üretim modeli TAG Heuer Carrera Calibre 1 Limited Edition (Ref. WV3010.EB0025) ile sayfalarımıza konuk oldu. Baselworld 2008 bünyesinde Carrera model ailesinin modern yüzünü temsil eden yenilikler arasında yer alan model, markanın 1996 senesinden sonra ürettiği ilk manuel mekanizmalı Carrera modeli olarak dikkat çekiyor.
Yazımın başında da belirttiğim üzere inceleme için seçtiğim model aslında yeni bir saat değil. Ancak markanın Carrera Koleksiyonu’nu modern ve dinamik bir çizgiyle tekrar tasarladığı döneme ışık tutan detayları bünyesinde barındırıyor olması nedeniyle bence hatırlanmaya değer bir model.
TAG Heuer’in motor sporları ile iç içe geçen tarihini bilmeyen saat sever yoktur diye düşünüyorum. Günümüz şartlarında motor sporlarından ilham alan modeller tasarlamak veya bu sektörde faaliyet gösteren isimlerle marka ortaklıklarına gitmek sıradan bir pazarlama taktiği gibi görünebilir. Ancak TAG Heuer özelinde bu durum çok farklı. Kaldı ki, bugün en önemli ürün gruplarına dünyaca ünlü Formula 1 yarış pistlerinin ismini veren başka bir saat markası da yok… Formula 1 araçlarının gösterge panellerindeki enstrümanlardan veya resmi zaman tutucusu olarak görev yapan Heuer kronometrelerden bahsetmiyorum bile.
“Bu ürün grupları arasında markanın lokomotifi olarak görev yapan isim şüphesiz Carrera Koleksiyonu. TAG Heuer’in görkemli geçmişini başarıyla günümüze taşıyan model ailesi, diğer ürün gruplarından farklı olarak markanın teknolojik ve öncü karakterini yansıtan modern modellere de ev sahipliği yapıyor.”
2000li yılların ortalarında LVMH Group çatısı altında yenilenme sürecine giren markanın bu dönem boyunca gerçekten başarılı modelleri olduğunu aşikâr. Özellikle TAG Heuer Carrera Chronograph Tachymeter bence o dönemi en iyi temsil eden modellerden biri. Ancak bu dönemde üretilen her model için bunu söylemek zor. Saat ebatlarının inanılmaz bir şekilde büyümesi ve buna bağlı olarak o büyüyen kasalarla aynı gösterişe sahip zorlama kadranların (Grand Carrera Chronograph Day Date modeli gibi) eklenmesi ile markanın profesyonel enstrüman odaklı DNA’sının zarar gördüğünü söylemek mümkün. Bugün inceleme için seçtiğim 6000 adet ile limitli Carrera Calibre 1 Limited Edition modeli de bu karmaşık durumu hatırlatan detaylara sahip. Bunlar neler mi? Gelin hep beraber bakalım…
TAG Heuer Carrera
Chronograph Tachymeter
Grand Carrera Chronograph
Day Date
Modelin kasası güncel Carrera Koleksiyonu bünyesinde yer alan modellerde hala kullanılan tipik çizgilerle tasarlanmış. Tamamı parlak yüzey formunda paslanmaz çelik kasanın çapı 43mm, toplam yüksekliği ise 12mm. Kolda konforlu bir kullanım sunan şık ve sportif kasanın her iki yüzünde de çizilmelere dayanıklı safir kristal camlar yer alıyor. Su geçirmezlik değeri de, spor bir saate yakışır şekilde, 100 metre / 10 bar olarak ayarlanmış. TAG Heuer amblemli iri ayar tepesi şık ve kullanışlı.
Yukarıda belirttiğim karmaşa kısmını aklıma getiren ilk kısım, modelin kadranı. Siyah renkte tasarlanan kadran için “sektör kadran” olarak adlandırılan birden fazla farklı yüzey formu içeren tarz tercih edilmiş. Buraya kadar bir sorun yok ancak diğer detaylara inince karmaşa başlıyor.
Kadranın saat 6 noktasında yarı daire şeklinde tasarlanmış bir küçük saniye alt-kadranı var. Alt-kadran iç içe geçmiş iki skaladan oluşuyor. Çift renkli saniye kolunun rodyum kaplama olan kısmı 0dan 30a, kırmızı kaplama kısmı ise 30da 60a kadar olan saniyeleri gösteriyor. Bana iç içe geçmiş kmh ve mph skalalı hız göstergelerini anımsatan bu ilginç alt-kadran için kendimi zorlayarak bir motor sporları bağlantısı kurmaya çalışıyorum. Ancak bu sefer de karşıma kadranın orta kısmında büyük bir yer kaplayan “clous de Paris” desenli kısım çıkıyor. Geleneksel lüks saatçiliğin klasik desenlerinden olan “clous de Paris”’i hepimiz severiz sevmeye de, motor sporları konseptine ne oldu peki?
Neyse ki kadrana eşlik eden saat markörleri ve kollar, Carrera model ailesinin profesyonel enstrüman karakterine uygun şekilde sade ve fonksiyonel tasarlanmış.
Karmaşanın 2 numaralı ismi ise mekanizma. İlk modelinden bu yana ileri teknolojiyi hedefleyen bir ürün grubuna ait, ağırlıklı olarak sportif çizgilerle tasarlanmış bir modelde neden elden kurmalı bir mekanizma tercih edilmiş, biri bana söyleyebilir mi? 21.600vph frekansında çalışan ve tam kurulumda 46 saatlik güç rezervi sunan ETA 6498, gerçek anlamda saat endüstrisinin emektar kalibrelerinden biri. Lakin kadranın ortasında yer alan “clous de Paris” motifi bile bu saati Heritage veya Vintage bir karaktere büründürmeye yetmiyorken, içine ilk olarak cep saati mekanizması olarak tasarlanmış bir kalibre koymaya gerçekten gerek var mıydı?
Cevapsız sorularımızı bir kenara not edip kayış kısmına geçelim. Modelin kutu seti içerisinde iki adet kayış yer alıyor. İncelemeye konu saatin üzerinde yer alan kayış siyah timsah derisinden yapılmış. Kutu içerisinde ayrılan bölmede ise yine “clous de Paris” motifleriyle süslenmiş siyah kauçuk kayış yer alıyor. Kayışların uç kısmında ise TAG Heuer amblemli paslanmaz çelik katlanır klipsler görev yapıyor.
Kasa ile ilgili düşüncelerimde olduğu gibi kayış seçenekleri için de olumsuz bir yorumum yok. Her ikisi de gayet şık ve konforlu kayışlar. Ve saatin havasını (olumlu yönde) değiştirmek için üzerlerine düşeni fazlasıyla yerine getiriyorlar.
Yazımı saate 10 üzerinden puan vererek veya iyi/kötü gibi sübjektif bir yorum yaparak kapamak istemiyorum zira saat hobisi direkt kişisel tercih ve beğenilerle şekillenen bir yapıya sahip. Ancak altını çizdiğim zıt özelliklerin yarattığı kimlik bunalımını da yok saymam mümkün değil.
Herkese iyi hafta sonları…
