Tudor’la bronza doyum olmaz. Bitmek bilmeyen bronz saat furyası Tudor cephesinde bu kez de antrasit kadran ve bezel ile devam ediyor.
Yıllar önceydi... Bir saat markası, bronz kasalı yeni bir modelin tanıtımını gerçekleştirmişti. Amerika’yı yeniden keşfetmemişti belki ama o zamana kadar başka hiçbir markanın elde edemediği bir başarıya ulaşmıştı. Hangi markadan bahsettiğimi eminim birçoğunuz anlamıştır. Bu başarıyı gıptayla izleyen diğer markalar da hemen işe koyuldu. Anlaşılan o ki, ne markalar ne de müşteriler henüz bronza doyamadı. Bize de bu furyanın keyfini çıkarmak kaldı...
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, bronz herkese göre bir malzeme değil. Aslında her saate uygun bir malzeme de değil. Saat dünyası bir yanda ileri teknoloji ve egzotik malzemeler ile zamanın yıpratıcı etkilerine daha dayanıklı “oyuncaklar” üretmeye çalışıyor. Bronz ise adeta “havadan nem kapan” karakteriyle kullanıcısını daima değişime teşvik ediyor. Öte yandan denizcilik tarihiyle fazlaca ilintili bu malzemenin, havacılık veya motor sporları temalı saatlere entegre edilmesini ise başarısızlığa mahkûm girişimler olarak değerlendiriyorum. Tudor özeline geri dönecek olursak; yeni Black Bay ile elimizde neler varmış bir bakalım.
Bronz bir alaşım... İçeriğindeki metallerin yüzde değerlerine göre farklı kimyasal ve fiziksel özelliklere sahip olan bir alaşım. Bu nedenden ötürü, her bronz aynı görünmüyor. Bazı bronzlar oksitlenmeden önce pembe altın benzeri bir tona sahipken, içinde Tudor’un da olduğu diğer üreticiler daha koyu ve her zaman “kirli” görünen bronz alaşımlarını tercih ediyorlar. 43mm çapında kasanın arka kapağında ise bronz renkli PVD kaplamaya sahip paslanmaz çelik bulunuyor. Bunun sebebi bronzun bazı ciltlerde alerjik reaksiyona sebep olma ihtimalinden başka bir şey değil. Çoğu marka arka kapak kısmında 100% biyo-uyumluluğa sahip titanyumdan faydalanıyor. Tudor ise çelik ile maliyeti kıssa da PVD kaplamayla gönlümüzü tekrar kazanmayı başarıyor.
Modelde tek yöne dönebilen antrasit renkli alüminyum diskli bezel ve yine antrasit renkli kadrana yer verilmiş. Antrasit kadran seçimini doğru bulsam da bronza en yakışan rengin pastel tonlarda kahverengi ve yeşil olduğunu düşünüyorum. Öte yandan alüminyum ve hatta seramik bir bezelden ziyade bu kısımda da bronzun kullanılmasını, saatin daha albenili olması adına tercih ederdim. Yeni modelin ön yüzünde çizilmelere dayanıklı safir kristal cama yer verilmiş. Su geçirmezlik değeri ise 200 metre / 20 bar olarak belirtilmiş.
Tudor Black Bay Bronze’nin kalbinde in-house geliştirilen ve üretilen Caliber MT 5601 görev yapıyor. Çift yöne dönebilen rotoruyla hem verimli hem de sessiz şekilde kurma operasyonu yürüten mekanizma, tam kurulumda 70 saatlik güç rezervine sahip. Doğrusu, yıllar önce Tudor’un (ve birçok orta seviye markanın) aldığı in-house mekanizmaya geçiş kararını fazlasıyla doğru buluyorum. Bu hamle ile hem teknik açıdan daha üstün mekanizmalar endüstriye buluşuyor hem de son kullanıcılar kendilerini ayrıcalıklı hissediyor. Maliyetlerin yükselmesinden şikâyet edenler için ise daha hesaplı alternatifler halen piyasada bulunabiliyor. Tudor bu modelde COSC sertifikası da sunarak zaman hassasiyeti konusundaki “hassasiyetini” bizlere kanıtlıyor.
Yeni model, biri siyah nubuk diğeri de bronz renkli çizgilerle süslenmiş siyah tekstil olmak üzere iki farklı kayış alternatifi ile geliyor. Her ikisi de gayet sağlam ve saatin geneliyle uyumlu bir duruş sergileyen kayışların uç kısmında ise Tudor imzalı bronz toka görev yapıyor.
Tudor Black Bay Bronze (Ref. M79250BA-0001) için belirlenen liste fiyatı ise 3850,00 CHF.