Walter von Känel, İsviçre’nin önde gelen lüks saat üreticilerinden Longines’in bünyesine 1969 senesinde katılmış. 1988’den bu yana markanın başkanlığını yürüten Walter von Känel aynı zamanda sektörün en saygın ve karizmatik yöneticilerinden biri kabul ediliyor. Kendisiyle tanışma ve Baselworld 2016 bünyesinde keyifli bir saat sohbeti yapma imkanını sağladığı için Swatch Group – Longines Türkiye’ye tekrar teşekkür etmek istiyorum.
BB: Horobox’a hoş geldiniz Bay Walter von Känel.
WK: Hoş bulduk.
BB: Longines sektörde çok büyük bir isim ve özellikle üretim hacmi düşünüldüğünde endüstrinin ilk akla gelen firmalarından biri. Ürünlerinizin dünyanın farklı bölgelerine göre dağıtımını ne tür parametreleri göz önüne alarak yapıyorsunuz..?
WK: Sorunuzun cevabını vermeden önce şunu belirtmek isterim; siz bir pazara hükmedemezsiniz ancak, kendinizi pazarın koşullarına göre kalibre edebilirsiniz. Bu değişmeyen gerçekten yola çıkarak bize de aktif olduğumuz tüm pazarları detaylı bir şekilde inceleyerek onların dinamiklerini anlıyor ve planlamalarımız bu doğrultuda yapıyoruz.
Genel anlamda göz önünde bulundurduğumuz üç farklı parametre var; Bunlar 1) Mekanizma.. Burada mekanik veya quartz kalibre çeşitlerine göre bir ayrım yapıyoruz.. 2) Ebat.. Takdir edersiniz ki Uzak Doğu ile Kuzey Amerika’nın talep ettiği ebatlar aynı olamaz.. Bu durumu da dikkate alıyoruz.. Son olarak 3) Materyal.. Paslanmaz çelik, masif altın, PVD kaplama altın ve paslanmaz çelik/geçme altın ürün gruplarımız var her birinin gördüğü talep satışa sunuldukları bölgeye göre değişiklik arz ediyor..
Özetle farklı mekanizma, ebat ve materyalleri kapsayan oldukça geniş bir ürün yelpazemiz var.
BB: Bay Von Känel, saat endüstrisinde özellikle son birkaç yıldır pek çok farklı materyalin kullanıldığına şahit oluyoruz. Seramik bu konuda lider durumda gibi görünürken hemen ardından tantalum, safir kristal, karbon gibi malzemeler geliyor. Longines’in bu konuya yaklaşımından bahsedebilir misiniz..?
WK: Biz saat endüstrisinin en karlı 5 şirketinden biri konumundayız. Açıkçası ben sektörle ilgili ‘’her şeyi’’ denememeye karar vereli bayağı uzun zaman oldu. Hali hazırda paslanmaz çelik, masif altın, PVD kaplama altın ve paslanmaz çelik/geçme altın başlıklarında sınıflandırdığımız ürün gruplarımız var. Klasik altın kaplama kullanmıyoruz. Özellikle dayanıklılık konusunda oldukça başarılı olan PVD kaplama tekniğini uyguluyoruz. Titanyum konusunda ise aslında oldukça tecrübeli olduğumuzu söyleyebilirim. Hatta yakın zamanda piyasaya sunmayı düşündüğüm yeni bir titanyum model de var aklımda. Onun dışında alternatif materyaller ile ilgilenmiyoruz. Biz senede 1,4 milyon adet saat üreten bir firmayız, senede 45000 adet saat üreten bir firma değiliz dolayısıyla bu konuyu diğer firmalara bırakıyorum. Ayrıca korumak zorunda olduğumuz bir de fiyat segmentimiz var.
BB: Akıllı/Bağlı saatler hakkında ne düşünüyorsunuz..? 80ler’de yaşanan quartz krizini anımsatacak bir durum sizce söz konusu olur mu..?
WK: Açıkçası biz quartz krizinden etkilenmedik. O dönem zaten quartz saat üretiyorduk, hala da üretiyoruz. Quartz bizim için önemli bir teknoloji. Elbette o dönemlerde mekanik kalibre üretimimiz de tıpkı bugün olduğu gibi devam ediyordu ama biz quartz vs mekanik konusunda iyi bir denge yakaladık bu şekilde devam ettik. Bir dönem LCD teknolojisi ile tasarlanmış bazı modeller ürettik ancak kabul etmeliyim ki bizim için bir hatalı bir karardı.
Akıllı/Bağlı saatlere gelecek olursak tamamen farklı bir teknoloji ve konseptin ürünleri olduğunu söyleyebiliriz. Samsung’un ve Apple’ın bu konuda başarılı örnekler ürettiğini görüyorum. Gayet normal çünkü bu konsept onların oyun alanı.. Bu konuda gerekli tecrübeye ve know how’a sahipler. Her şeyden önemlisi ‘’esnekler’’.. 6 ay içinde tüm konsepti değiştirip her şeye sıfırdan başlayabilirler.
Bu yeni ürün grubunun bizlere ‘’kol saati’’ ile küçük yaşta tanışmış, genç bir jenerasyonu getirebileceğini düşünüyorum. Aynı jenerasyonun zaman içerisinde geleneksel saatçilik ile tanışıp bu konuda ürünlere yönelmesini muhtemel görüyorum.
Geleneksel değerlerle tasarlanmış bir kol saati sadece bir alet değildir. Tıpkı bir otomobilde olduğu gibi sizin pek çok özelliğiniz hakkında fikir veren, yerine göre bir statü sembolüdür. Saat ‘’duygusal’’ bir tüketici ürünüdür dolayısıyla akıllı/bağlı saatlerin bu endüstri için devrim niteliği taşıyacak bir konsept olduğunu da düşünmüyorum.
BB: Bay Walter von Känel, değerli vaktinizden bize de ayırdığınız için tekrar çok teşekkür ederiz.
WK: Rica ederim, benim için zevkti.