Piyasaya çıktığı günden beri Horolojinin zirvesindeki modellerden biri.. Rolex Submariner !!
İlk olarak 1953 yılında üretimine başlanan ve 1954 yılında Baselworld fuarında tanıtılan Rolex Submariner dünyanın ilk dalgıç saati olmasının yanı sıra horoloji dünyasının en önemli modellerinden biri olma şerefini elinde bulunduran bir saat.
Rolex’in spor serisi saatlerinden en çok satış rakamına ulaşmış koleksiyonun en bilindik üyesiyle beraberiz. Size her koşulda, her ortamda eşlik edebilecek kadar uyumlu(sahilde güneşlenmekten oscar törenine kadar), başınız sıkıştığında gangsterlere verip hayatınızı kurtarabilecek kadar işlevli bir saatten bahsediyoruz :)
Bir kullananın kolay kolay vazgeçemediği, yerine geçebilecek saatlerin azlığından veya yokluğundan ünü artarak devam eden bir saat. Birçok ünlüyle ve hayat tarzıyla özdeşleştirilmiş, adeta olayların ve zamanların ötesinde, ölümsüz bir tasarım. Karşınızda Rolex Submariner!
Kasa
Saat sektörünü ele aldığımızda, günümüz koşullarında son birkaç senedir kasa çaplarında artışa yönelik bir eğilim görülmekteydi. Daha sonra uzakdoğu piyasasındaki aşırı hareketlilik markaları ister istemez kasa çaplarını küçültmeye zorladı.
Eş zamanlı olarak tarihi önem taşıyan tasarımların yeniden popüler olmasıyla bu küçülme hareketi hızlandı ve koleksiyonlar baştan sonra yeniden şekillenmeye başladı. Bu iniş ve çıkışları değişen/gelişen trendlere uyum sağlama çalışması olarak görenler olduğu kadar tutarsızlık hatta karakter arayışı olarak nitelendiren koleksiyonerler de mevcut.
İşte tam bu noktada Rolex istikrarlı gelişimiyle bir kez daha takdirimizi kazanıyor. Submariner 60 seneyi aşkın mazisinde yalnızca 3mm’lik çap artışına maruz kaldığı için(ilk üretiken 6204 referanslı submariner’in kasa çapı 37mm) daha en başlarda mükemmele ne kadar yaklaşıldığının adeta canlı bir örneği.
Güncel model 40mm’lik kasa çapına ve ince, kalın ayıt etmeksizin her bileğe uyum sağlayabilen forma sahip. Saatin kalınlığı yaklaşık 13,5mm. Ancak kasa, arka kapak ve bezel üçlüsünün farklı çaplarda olmasından dolayı saatin profil görüntüsü olduğundan daha ince görünüyor.
Saatin ağırlığı ise 155 gram. Kalite hissinde en önemli kriterlerden birinin de ağırlık dağılımının dengesi olduğunu düşünüyorum. Submariner bu konuda da en iyiyi sunabiliyor, ne rahatsız edecek kadar ağır, ne de varlığını hissettirmeyecek kadar hafif. Rolex tasarım açısından son derece tutucu bir firma olduğu için yaptığı en ufak bir değişiklik meraklıları tarafından büyük bir heyecanla karşılanmakta.
Bu modelde değişiklikler ise eskilere nazaran oldukça fazla. Kalınlığı artırılmış boynuzlar sayesinde saat Rolex’in diğer 40mm’lik modellerinden daha büyük duruyor. Bir diğer atlanmaması gereken detay ise kasanın malzemesi. 316L çelik birçok saat firması için optimum özellikleri sağladığından en çok tercih edilen seçenektir.
Rolex ise üretimi çok daha maliyetli olan 904 çelik kullanıyor. Pratikte diğer türlere göre başlıca farkı asidik ortamlardaki üstün dayanımı olan bu varyasyon günlük hayatta kullanıcısına çok da farklı bir performans vaat edemese de teknik özelliklerdeki hoş bir detay olarak yerini almış diyebiliriz.
Kasanın finisajı büyük bir titizlikle ve kusursuzca yapılmış. Parlak ve satine yüzeyler büyük bir uyum içerisinde kasaya uygulanmış durumda.
Bilezik
Saatin bileziği de kasa gibi 904 çelikten imal edilmiş. Bu durum önceki modellerde farklıydı. Kasa 904 çelikten olmasına rağmen bilezik ve toka kısmı 316L çelikten üretiliyordu. Rolex modellerinde çoğunlukla 3 tip bilezik kullanılmakra ve ayrımları baklaların şekillerinden yapılıyor.
Bu saate serinin diğer spor modellerinde olduğu gibi oyster bilezik bulunmakta. (diğerleri için bknz: jubilee, president) Saatin geri kalanıyla son derece uyum içerisinde satine yüzeylere sahip bileziğin en önemli özelliği hafif kıvrımlı baklaları sayesinde bilekte maksimum konforu sağlayabilmesi.
Toka ise başlı başına bir sanat eseri olarak adlandırılabilir. Yine patentli glidelock extension sayesinde saatin bileziği sadece dalış kıyafeti üzerine giyerken değil aynı zamanda çevresel faktörlerle kalınlığı değişen bilek yapısına da her zaman tam uyum sağlayabiliyor.
Bu özellik sadece Rolex’in dalış saatlerinde mevcut, diğer modellerde benzeri başka bir sistem kullanılıyor ancak submariner’daki kadar hassas ayar yapmaya maalesef izin vermiyor.
Su geçirmezlik
Saatin su geçirmezlik değeri ISO 6425 standartlarında 300m/30bar olarak belirtilmiş. Bu da endüstriyel veya özel amaçlı dalışlar hariç son derece yeterli değer. Saatin su geçirmezlik değerini destekleyen sistemlerden en önemlisi de tepe kısmındaki patentli triplock kilit sistemi. Bir diğer sistem olan twinlock’a göre çok daha fazla emniyet vaat ediyor.
Cam
Submariner’da markanın diğer saatlerinde olduğu gibi safir kristal cam kullanılmış. Tarih göstergesinin üzerine gelecek şekilde hizalanan büyüteç 2.5 kat büyütme oranı sağlayarak tarihin her koşulda rahatça okunabilmesini sağlıyor. Bu modelle yapılan köklü değişikliklerden biri de sadece büyüteç kısmının altına denk gelecek şekilde cama uygulanan anti-refle kaplaması.
AR kaplama çoğunlukla camın iç tarafına uygulanan görüşü netleştiren bir kaplama. Rolex daha öneki modellerde bu kaplamayaı kullanmıyordu, şimdi ise sadece tarih kısmı için kullanmaya başladı. Şunu da belirtmek gerekir ki camın geri kalanında AR kaplama olmamasından dolayı kadranda yaşanın herhangi bir okuma zorluğu yok.
Kadran ve Bezel
Saatin kadranı parlak siyah zemin üzerine beyaz altın çerçeceli ve superluminova doldurulmuş indeksler barındırıyor. Su altında ve gece görünürlüğü en üst düzeyde. Luminova rengi mavi olarak belirlenmiş ve Rolex’in patentli chromalight teknolojisi kullanılıyor.
Eski modellerde luminova regi yeşildi. Kadranı çevreleyen iç bezel ise eski modellerden farklı olarak üzerinde lazerle işlenmiş rolex yazıları barındırıyor. Bezel yine bu modele özgü yeniliklerden birini barındırıyor ve aluminyum yerine seramikten üretilmiş.
Bu sayede yıllar içinde çevresel faktörlerden kaynaklanan herhangi bir deformasyon görünmesinin önüne geçilmiş oluyor ancak dezavantaj olarak da kırılganlığı artmış bir yapıyla karşılaşıyoruz. Sert darbeler sonucu istenmeyen sonuçların ortaya çıkma ihtimali artmış oluyor.
Mekanizma
Yıllar içinde türlü geliştirmelere uğramış kronometrik hassasiyet ve sağlamlık açısından referans noktası alınabilecek bir kalibre bu saate hayat veriyor. Teknik özelliklere bakarsak, mekanizma ölçüleri 28,5mm x 6mm. 31 taşlı ve 28800vph’de çalışıyor, güç rezervi ise yaklaşık 50 saat.
Hassasiyet konusunda Rolex’in çok haklı bir ünü var. Günümüzde kronometre sertifikası(COSC) artık daha çok işin reklam kısmı olarak lanse edilse de gerçek hayat değerleri saatin sertifika standartlarından çok daha fazlasını sunduğunu kanıtlıyor. Birçok kullanıcı için günlük 1 saniye sapma alışılagelmiş bir durum. Mekanizmada da birçok patentli sistem kullanılmakta ve bu sistemler hassasiyete oldukça olumlu katkılar sağlıyor.
Yıllar içinde kendini kanıtlamış KIF şok koruma sistemi bu mekanizmaya entegre edilmiş ancak Rolex’İn sonradan geliştirdiği bazı mekanizmalarda kendi geliştrimiş oldu parashock sistemi kullanılıyor.
Artılar/Eksiler
Artı konusunda yazacak çok özellik var. İşçilik ve malzeme kalitesi kusursuz denilebilir. Rakamsal veriler(çap, kalınlık, ağırlık, oranlar vs.) tamamen kullanıcıyı mutlu etmek üzerine ince ince hesaplanmış üstelik hiçbir şekilde estetik değerlerden ödün vermeden. Üst düzey saat marka ve modellerini ele alırsak fiyatı makul seviyelerde denilebilir üstelik 2. el değeri tartışmasız en iyilerden biri.
Eksiler ise saate alıştıktan sonra artık doygunluk eşiğinizin çok yükselmiş olması ve bu denli fiyat/performans oranı yüksek bir saati kolay kolay bulamayacak olmanızın verdiği huzursuzluk hali.
