Uzay çağı döneminin simgesel tasarımlarından Hamilton Pulsar, Hamilton PSR ile yeniden hayat buluyor.
Saatçilik tarihinin en önemli anlarından biri 6 Mayıs 1970’te yaşanmıştı. New York City’deki Four Seasons restoranında yapılan bir basın toplantısıyla Hamilton, ilk elektronik kol saatini saatseverlerle buluşturmuştu. Adını ultra kesin frekanslarda radyasyon ışınları yayan titreşimli nötron yıldızlarından alan Pulsar’ın, hareket eden herhangi bir parçasının olmaması, tik tak sesini çıkarmaması ve yüksek hassasiyeti, onu bilim kurgu objesi haline getirmişti. Markanın, Pennsylvania’nın Lancaster şehrindeki ana merkezinde geliştirdiği bu ‘kol bilgisayarı’, zamanı gösterme şeklinde yeni bir yol açmış oldu.
İnsanlar, Hamilton Pulsar prototipini ilk kez The Tonight Show isimli televizyon programında, sunucu Johnny Carson’ın, saatin fonksiyonlarını anlatmasıyla tanımıştı. Saatin yan tarafında bulunan düğmeye basınca koyu renk ekranda beliren kırmızı LED rakamlar zamanı gösterirken, düğmeye daha uzun süre basılı tutulduğunda geçen saniyeler görüntüleniyordu. Zaman, bilekliğin içine gizlenmiş, manyetik bir çubuk sayesinde ayarlanıyordu.
Tanıtımı gerçekleştirilen Hamilton Pulsar, diğer adıyla P1, sunduğu ileri teknolojisine yaraşır bir tasarımla meraklılarıyla buluşmuştu. Avangard ‘cushion’ kasaya ve 18K sarı altın bilekliğe sahip olan model, bir aile arabası fiyatıyla, 2100 USD, lüks ürün grubunun simgesi haline gelmişti. 400 adet üretilen saatlerden birini Elvis Presley bileğinde taşıyordu.
Hamilton Pulsar’ın tanıtımının yapılmasından sonraki yıl, bilek bilgisayarı halk için hazırdı. Daha yuvarlak kasaya ve geliştirilmiş çip modüle sahip olan paslanmaz çelik Pulsar P2, 1973 yılında piyasaya çıkarıldı. Büyük başarıya imza atan model, Keith Richards, Joe Frazier, Elton John, Giovanni Agnelli ve ABD Başkanı Gerald Ford gibi isimlerin bileğini süsledi.
Yeni Hamilton PSR, 1970’lerin stilini ve teknolojisini yeniden gözler önüne seriyor. PSR’ın paslanmaz çelik ve 1970 adetle sınırlı sarı altın PVD kaplama iki farklı versiyonu bulunuyor. Her iki modelin de kasası P2’nin ‘cushion’ stiline sahip, 40.8mm çapla geliyor. Kasalar 100 metreye kadar su basıncına dayanıklılık gösteriyor.
Yeni modellerin orijinalle arasındaki farklardan biri saatlerin ekranları. Hamilton PSR’da yansıtıcı LCD ve yayıcı OLED teknolojilerini birleştiren hibrit ekran bulunuyor. Düğmeye basıldığında alışkın olduğumuz noktalı dijital tarzda kırmızı OLED rakamlar yanarken; LCD ekran, saatin gün ışığı koşullarında da kalıcı olarak görülebilir olmasını sağlıyor. Arkadan aydınlatma olmadığı için ekranın enerji tüketimi de oldukça düşük.
