Şimdi bir düşünelim. Uzun süredir araştırdığınız ve vitrinlerden izlediğiniz bir saati nihayet almaya karar verdiniz. Bu alım için ayırdığınız bütçe ile alışverişinizi tamamladınız. Haliyle epey mutlusunuz, zamanı öğrenme amacı olmadan bileğinize bakıp duruyorsunuz. Aradan birkaç ay geçti, saatinizde ufak çizikler oluşmaya başladı ama bu durum elbette mutluluğunuzu gölgeleyemiyor. Çünkü o çiziklere yaşanmışlık diye isim taktınız. Arkadaş ortamında da çok havalısınız, herkese yeni saatinizi gösteriyorsunuz. Durumla zerre ilgisi olmayanlar da sırf sizi kırmamak için ilgili gibi görünmeye çalışıyor. Yetmedi, sosyal medyada tesadüfen yeni saatinizi de kapsayan paylaşımlar yapıyorsunuz. Mutluluk..?
Ansızın saatinizin yenisi çıkıyor. Yeni model. Daha hafif, daha ince, daha teknolojik ve o mutluluk yerini gittikçe artan bir strese bırakıyor. Daha eskisinin taksiti bitmedi, bunu nasıl alacağım? Yeniyi almalıyım, mutlaka. O kadar çalışıyorum, bu benim en doğal hakkım. Hem popülaritemi korumalıyım. Geçen paylaşımlarımla ne kadar çok beğeni almıştım, kaç takipçi kazanmıştım? Selam orta direk, kapitalizm mağduru.
Hepinizin bildiği üzere geçen günlerde Apple yeni ürünlerinin lansmanını gerçekleştirdi. Hesaplar, kitaplar yapılmaya başlandı. Yeni ürünler a-lı-na-cak! Iphone 7’yi bir kenara bırakıp Apple Watch Series 2’yle yolumuza devam edelim.
Artık GPS’imiz var, 50 metreye kadar suya dayanıklılık, daha parlak ekran ve daha güçlü bir işlemci öne çıkan özelliklermiş gibi görünüyor. Yeni seramik kasa, kullanıcı arayüzü, farklı kayış alternatifleri ise diğer detaylar. Saatçilik jargonuna alışkın olmayanlar için uyarımızı yapalım, 50 metre su geçirmezlik ile güvenli olarak en fazla saatiniz bileğinizdeyken duş almak mümkün.
Buraya kadar hiçbir sorun var gibi görünmüyor. Ticari faaliyet açısından mihenk taşı bir firmanın yine milyarlarca dolar kar sağlayacak ürünleri ve bu metalara sahip olabilmek adına böbreğini satmaya hazır milyonlarca meraklı. Apple lasmanındaki o kare ise bünyemde hem büyük bir şaşkınlık hem de hayranlık duygusu uyandırdı. 2015 satış gelirleri arasında Apple, Rolex’in ardından ikinci sıraya yerleşmiş durumda. Omega, Seiko, Patek Philippe, Citizen, Longines gibi yıllardır sektörde olan ve kendi kategorisinin en başarılılarını sollamış görünüyor. İşte burada bir terslik var gibi.
Aldıktan sonra bir sene içinde demode olacak, yeni versiyonu çıkacak bir saate sahip olmak için çıldıran müşteriler bu ilgilerini gerçek saat üreticilerine gösterseler sonuç nasıl olurdu merak etmiyor değilim. Kuartz krizinde batan yüzlerde markanın düşük kalite mekanik saatleri dahi yıllar sonra sorunsuz çalışırken, Apple gibi yüksek teknoloji üreten bir firmanın saatinin birkaç seneye kullanılamayacak hale geleceğini bile bile satın almak. Eh, o halde büyük bir alkışı hak ediyorlar. Bir yanda Apple ile saat diye bir objenin varlığından haberdar olanlar. Diğer yanda elindekinin eskidiğini öğrenen mağdurlar. Teşekkürler Apple.
