Cartier Santos Hikayesi

Cartier Santos Hikayesi

Cartier-logo.png

Dünyanın ismi lüks konseptiyle beraber anılır hale gelmiş markalarından Cartier’nin efsanevi modeli Santos’un geçmişine kısa bir yolculuk yaptık.

Cartier benim çok beğendiğim markaların başında gelir. Aksesuar kullanma konusunda pek de başarılı olmadığımdan kendi tercihlerim kol saatleri ile sınırlı kalsa da markanın inanılmaz çeşitlilikteki ürün kataloglarına ve en önemlisi markanın DNA’sını, ürünün kendisinden ambalaj kağıdına kadar aynı yoğunlukta sergileyebiliyor olmasına hayranlık duyarım.

Daha önceki yazılarımda da bahsettiğim üzere Santos’un bezelinde yer alan vidaların Cartier Love bileziğinde veya bir güneş gözlüğünde de kullanılıyor olması, altın varaklı kırmızı deri kutudan asla vazgeçilmemesi benim markaya duyduğum saygıyı pekiştiren unsurlar olmuştur hep..

cartier-go-zlu-k.png

cartier-yu-zu-k.png cartier-bileklik.jpg

cartier-ku-pe.jpg

Markanın saat ürün alt grubuna baktığımızda ise birbirinden özel ve başarılı serileri görmemiz mümkün. Her birinin saat tarihinde farklı bir yeri olduğu gerçeği bir yana, Santos’un popülarite konusunda diğer serilerin bir nebze önüne geçiyor olduğu da bir gerçek. Özellikle son yıllarda Ballon Bleu modeli ile de başarılı bir satış grafiği yakalanmış olsa da Santos’un yeri ayrı.

cartier-ballon-bleu.png

Cartier Ballon Bleu

Şimdi gelin, hep beraber bu ikonik modelin geçmişine doğru yolculuğa çıkalım..

1900ler’in başı havacılık tarihi açısından oldukça önemli yıllardı. Pek çok deneysel çalışmaya şahitlik eden bu dönemin öne çıkan iki gelişmesi ise bir nevi modern havacılık tarihinin temellerinin atılmasını sağladı.

Takvimler 1903’ü gösterdiğinde dünya Amerikalı Wright Kardeşler’in başarısını konuşuyordu. Havacılık terimleri doğrultusunda konuşacak olursak, havadan ağır bir düzenek ile uçan ilk insanlar olan Wright Kardeşler kısa zamanda adlarından sıkça söz ettirir olmuştu. Üç akslı tasarımı sayesinde pilotun yönünü tayin etmesinde de imkan sağlayan “uçan bisiklet” ise tarih kitaplarında çoktan yerini almıştı.

wright-kardes-ler-1903.jpg

Bu başarılı girişme okyanusun diğer tarafından cevap gelmesi için üç sene geçmesi gerekti. 1906 senesinde, Brezilyalı havacılık tutkunu Alberto Santos Dumont, “ 14 bis “ adını verdiği tekerlekli hava aracıyla ekstra bir güce ihtiyaç duymadan kalkış yapmayı ve uçmayı başardı.

Alberto-Santos-Dumont-2.jpg

Uluslarası Havacılık Federasyonu (  Fédération Aéronautique Internationale )’nun da hazır bulunduğu bu başarılı deneme Santos Dumont’u bir anda Avrupa’nın en çok konuşulan isimlerinden biri haline getirdi. Havacılık dünyası adına birbiri ardına atılan bu önemli adımların kendi içinde çelişir hale gelmesi için ise çok süre geçmesi gerekmedi. Bu duruma sebep Wright Kardeşler’in ve Santos Dumont’un başarılı denemelerinin birbirinden ayrıldığı noktalardı.

Alberto-Santos-Dumont.jpg

Dumont tamamen mono blok kanat tasarımına sahip ve iniş kalkış esnasında kendi gücünü tekerler sayesinde aktarabilen bir araç tasarlamıştı. Oysa Wright Kardeşler’in sansasyonel başarısına ev sahipliği yapan araçları ise ilk başta raylı bir sistem sonrasında ise bir katapült ( mancınık benzeri uçak fırlatma düzeneği ) kullanmıştı.

Otoriteler kendi arasında çelişmeye devam ederken Santos Dumont başarının keyfini çıkarmaya başlamıştı bile. Sorunsuz geçen denemenin ardından  Deutsch-Archdeacon ödülüne de layık görülen Santos için Paris’in popüler mekanlarından Maxim Restaurant’ta, ailesinin ve yakın dostlarının yanısıra sosyetenin ünlü simalarını da bir araya getirecek bir kutlama yemeği düzenlendi.

rastaurant-maxim-2.jpg

Geceye katılan davetlilerin arasında Santos’un yakın dostu Louis Cartier de vardı.

luis-cartier.jpg

Yemek sırasında sohbet edecek vakti bulduklarında, Santos arkadaşına uçuş sırasında cep saatini kullanırken yaşadığı zorluktan bahsetti zira ellerini uçağın kontrol panelinden çekmek ve cebinden saatini çıkartmak uğraştırıcı ve tehlikeli anlar yaşamasına neden olmuştu. Louis Cartier havacılık tutkunu dostunun neye ihtiyacı olduğunu kafasında canlandırdı ve hemen işe koyuldu. Henüz ismi koyulmamış da olsa o dostane sohbet dünyanın ilk pilot saati olarak da bilinen “ Santos-Dumont ” ortaya çıkmasını sağladı.

Cartier-Santos-Dumont-1913.jpg

Louis Cartier yakın dostu için tasarladığı o özel saati üretti ve Santos’a verdi. Santos ise sonraki uçuşlarının tamamında yeni saatini büyük bir zevkle kullandı. Alberto Santos Dumont popüler bir şahsiyetti ve özellikle Avrupa’da kendinden çok söz ettirir hale gelmişti. Enerjik ve samimi kişiliği gittiği her ortamda dikkatleri üzerine çekmesine sebep oluyordu. Gazetelerde çıkan boy boy fotoğraflarına bakan halkın Santos’un kolundaki saati farketmesi kısa sürdü. “ O kolundaki şey de ne..? “ sorularının cevabı basitti: “ kol saati “.

cartier-santos-proto.jpg

Hantal ve kullanışsız tasarımıyla cep saatlerinden çok da rahat ve kompakt olan bu saat, Alberto’nun bileğine uzun bir deri kayış ve küçük bir kemer tokası ile bağlanmıştı. 1900ler’in başlarına baktığımızda aslında kol saati yeni bir buluş değildi zira Patek Philippe benzer tasarıma sahip modelleri çoktan üretmişti bile ancak üretilen saatlerin hepsi kadın saatiydi. Bu sayede Santos Dumont ilk pilot saati olma özelliğinin yanına ilk erkek kol saati olmayı da ekledi.

Geçen zaman zarfında Alberto hava taşıtını modernize etmiş ve daha sonrasında Type 19, 20, 21 ve 22 olarak geliştireceği uçağı Demoiselle’e terfi etmişti. 1908 senesine geldiğimizde Alberto Santos-Dumont tarihin ilk ticari üretim uçağını tanıttı: Demoiselle Type 19. O dönemde 15 gün gibi kısa bir sürede bir Type 19’un montajını yapabilen Alberto, uçağı 120kms maximum hıza çıkabilecek şekilde tasarlamıştı. Amerika’nın ünlü teknoloji dergisi Popular Mechanics 1910 senesi Haziran ayı sayısında Type 19’a geniş yer vermiş ve uçağı “ Uygun fiyatla sonuç almayı hedefleyen havacılık meraklıları için şimdiye kadar üretilmiş en iyi araç “ olarak tanımlamıştı. Alberto Santos Dumont tasarladığı uçağıyla, Louis Cartier ise girişimci dostu için hazırladığı saatiyle farklı alanlarda tarihin seyrini değiştirecek gelişmelere imza atmıştı.

Alberto-Santos-Dumont-flying-the-Demoiselle-1909-.jpg

Louis Cartier tecrübeli bir tasarımcı ve başarılı bir pazarlamacıydı. Tasarımını yaptığı kol saatini seri üretime geçirebilmek için dönemin ünlü saat mekanizması üreticisi Edmond Jaeger’in kapısını çaldı.Cartier ve Jaeger’in ortak çabasıyla birlikte, adını maceracı kullanıcısından alan Santos, 1911 senesinde resmen satışa sunuldu.

edmond-jaeger-1900.jpg

Saat çıkar çıkmaz çok beğenildi. Satışlar başarılıydı ancak tüm dünyanın seyrini değiştiren II.Dünya Savaşı saat sektörünü de etkilemiş, askeri ihtiyaçlara yönelik olarak yuvarlak kasa ve kadranlarla sipariş edilen saatler, köşeli tasarımları -etkileri günümüzde bile hissedilecek şiddette- arka plana atmıştı. Yaşanan değişikliklere ayak uydurmasını bilen Louis Cartier bu zor dönemleri ne markasına ne de efsanevi modeline zarar getirmeden atlatmasını bildi ve Cartier Santos’u zamanın ötesinde bir tasarım olarak gelecek nesillere aktarmayı başardı.

Markanın tasarım alışkanlıkları ve neticesinde yarattığı müşteri portföyü itibarıyla ürünlerin genelinde kıymetli materyallerin kullanımı yaygındı. Dünyanın ekonomik krizlerle çalkalandığı 70ler’in sonlarında Cartier cesur bir karar alarak paslanmaz çelik ağırlıklı “ TwoTone “ bir Santos üretmeye karar verdi. 18K sarı altın ve paslanmaz çelik malzemelerinin dengeli bir kombinasyonundan oluşan yeni Santos 1978 senesinde vitrinleri süslemeye başladı.

cartier-santos-twotone-1970.jpg

Müşterilerin tepkisi tek kelimeyle mükemmeldi. Kısa bir süre sonra tamamı paslanmaz çelikten üretilmiş versiyonu piyasaya süren Cartier, satış ve pazarlama konusundaki tecrübesini markanın lüks konumlandırmasıyla mükemmel şekilde harmanlayıp efsanevi tasarımını kitlelere ulaştırmayı başarmıştı. Özellikle genç kullanıcılardan yoğun talep gören paslanmaz çelik Santos, modelin DNA’sını oluşturan detayların da bir araya toplandığı özel bir saat olarak markanın tarihinde yerini aldı.

cartier-santos-steel.jpg

Günümüzde Cartier Santos farklı ebatlarda ve farklı özelliklerde hazırlanmış modelleriyle markanın saat ürün grubunda en önemli serilerinden biri olma özelliğini taşımaya devam ediyor. Markanın DNA’sına kodlanmış detayları başarıyla sunan saatin, gelişimi de carbon kasalı ve komplikasyon kalibreli modellerle de sürüyor.

cartier-santos-komplikasyon.png

Santos’un havacılık tarihindeki yeri belki bir nebze geri planda kalmış da olsa, kullanıcıları bileklerinde zamanın tüm olumsuz etkilerine başarıyla karşı koyabilen bu efsanevi tasarıma her baktıklarında mutlu olmaya devam ediyorlar.

cartier-santos.png