Casablanca Black Casa

Casablanca Black Casa

f-muller.jpg

Saat incelemesi yazmanın pek de sevimli olmayan nadir yanlarından bir tanesi de hiç şüphesiz beğenmediğim bir saat hakkında yazmak.

Bu durumun aslında iki ayrı alt kategorisi var;

1 - Saati beğenmiyorum ama olabildiğince objektif yorumlamalıyım.

2 - Saati beğenmiyorum, haliyle hakkında çok da fazla bilgi sahibi değilim, araştırmam lazım.

_DSC8350.jpg

Yazıya böyle bir giriş yapmama sebep saat bir Franck Muller. Hayatımda hiç alıp kullanmadım. Belki birkaç defa kolumda denedim ve tarzıma uygun bulmadığım için almayı düşünmedim.

Bu nedenlerden dolayı önce biraz ders çalıştım, sonra da incelemeye konu saati bir süre taktım.. Sonuç mu..? Buyrun...

_DSC8122.jpg

Franck Muller çok eski bir marka değil belki ama kurucusu Bay Muller’in saat geçmişi özellikle de komplike saatler konusundaki servis uzmanlığı ve tasarım yeteneği o kadar gelişmiş ki markanın 1991’de kurulduğunu hatırlamıyorsunuz bile.

Çocukluk yıllarını La Chaux De Fonds ( İsviçre ) ’da geçiren Muller saatlerle 15 yaşında başladığı saatçilik okulunda tanışır. 1980Ler’in başında Cenevre Saatçilik Okulu’nu bitiren Muller kıymetli ve komplike cep saatlerini tamir ederek profesyonel saatçilik hayatına merhaba der.

Yeteneği kısa zamanda farkedilir ve yine dönemin ünlü ustalarından Svend Andersen’ın yanında Patek Philippe markasına ait modellere bakım/onarım yapmaya başlar.

Hemen hemen tamamı ünlü koleksiyoncularda ve müzelerden oluşan müşteri portfoyü sayesinde pekçok farklı saat ile uğraşma şansı bulan Muller bu minyatür zaman makinalarına daha farklı bir gözle bakmaya başlar.

Özellikle komplikasyonlar konusunda kendisini iyice geliştiren Muller yavaş yavaş kendi tasarlayacağı kalibre üzerinde çalışmaya yönelir.

Takvimler 1984’ü gösterdiğinde Franck Muller tamamı kendi tasarımı olan tourbillon kol saatini üretir.

1980ler’de Patek Philippe ve Vacheron Constantin gibi çok güçlü markalar dışında pek az saat markasının üretebildiği böyle komplike bir saati sıfırdan tasarlama başarısını gösteren Franck Muller  tüm dünya tarafından tanınır.

1991’de kendi markasını oluşturan Muller ürettiği ultra komplike saatlerle hem Avrupa’da hem de Amerika’da popüler olur.

_DSC8368.jpg

İncelememize konu saatimiz Franck Muller 8800 Casablanca Black Casa

Tonneau ( fıçı ) formundaki kasasıyla diğer Franck Muller modellerinden ayrılan Casablanca yine markanın en bilinen tasarımlarından biri olma özelliğini de taşıyor.

_DSC8357.jpg _DSC8360.jpg

Paslanmaz çelik kasa üzerine arka kapak ve ayar tepesinin de dahil olduğu siyah PVD kaplama tekniği ile renklendirilen Casablanca biraz bu koyu tasarımından olsa gerek bir nebze ufak duruyor.

Özellikle iç bükey kasa formu ve kısa boynuz tasarımı sayesinde kolda son derece konforlu hissettiren saatin, kendini belli eden ancak asla rahatsız etmeyen bir ağırlığı var.

_DSC8362.jpg

Tamamı mat yüzey formunda üretilen kasanın hatlarında boynuz kısımlarında bile çıkıntıya rastlamak zor.

Tasarım aşamasında özellikle kullanım konforu konusu üzerinde çok çalışıldığını düşündüren saat ince bileklerde bile sorunsuz kullanılabiliyor.

Saat ile ilgili bilgiler siyah PVD arka kapağa işlenmiş.

Franck Muller logolu tepenin işçiliği gayet başarılı ancak kilitli olmaması suyla haşır neşir olan kullanıcıları tedirgin edebilir.

Yeri gelmişken günlük kullanım için alt limitte kalan WR30M su basıcına dayanıklılık değerini yertersiz bulduğumu da belirteyim.

Franck Muller saatlerindeki en karakteristik detaylardan biri de şüphesiz kadran tasarımları.

fm-1.jpg

Büyük ve deforme olmuş romen rakamı veya arabik indeksli kadranlarıyla saatler konusunda çok da meraklı sayılmayacak kişilere bile aşina gelen Franck Muller incelediğimiz Casablanca modelinde de benzer şekilde tasarlanmış bir kadrana yer vermiş.

Rahat okunabilirlik parametresinin gözardı edildiği kadran tamamen göz zevkine yönelik, farklı ve iddialı bir tasarıma sahip.

Dakika indekslerinin bulunmadığı kadranda saati hassas bir şekilde okumak imkansız gibi.

Siyah üzerine açık renk çalışılan indeksler yeterli kontrastı sağlasa da okunabilirlik konusundaki zafiyete pek de engel olamıyor.

Saat 6 noktasında tarih penceresi bulunuyor.

_DSC8363.jpg

_DSC8364c.jpg

Saatin üzerinde mat siyah bir kauçuk kayış bulunuyor. Boynuz kısımlarında kalınlaşıp kasa ile boşluksuz şekilde birleşen tasarımı sayesinde kayışın kasanın devamıymış gibi durduğunu söyleyebiliriz.

Kullanım konforuna da olumlu etkisi olan bu tasarımın saatin genel duruşuna da tam uyduğunu söyleyebilirim.

Yine Franck Muller klasiği kabul edilen toka at nalını andıran bir tasarıma sahip. Konfor konusunda kayış ile gayet uyumlu olan tokanın üzerinde hiçbir yazı veya logo olmayışı biraz garip duruyor.

Saatin camı safirden üretililmiş. Kasayla aynı iç bükey tasarıma sahip camın seviyesi de kasayla aynı.

Saatin içinde ETA 2824 bazlı Franck Muller 2800 kalibre bulunuyor. Kalibrenin tam kurulumda 42 saat güç rezervi mevcut.

_DSC8369.jpg

Saati genel olarak beğendiğimi söyleyebilirim. Hatta bir FM alacak olsam kuvvetle muhtemel seçimim bu saat ( belki paslanmaz çelik versiyonu ) olurdu da diyebilirim.

Özellikle konfor konusunda çok başarılı bir model. Tasarım ise tamamen kişinin beğenisine kalmış bir faktör.

Sonuçta farklı veya iddialı bulduğumuz için tercih etmediğimiz bir saati sırf bu iki özelliği için tercih edecek kullanıcılar olduğunu da hatırlamakta fayda var diye düşünüyorum.

Bu saati temin etme konsunda herzamanki desteği için watchwithlove’a teşekkürlerimi sunuyorum.