Kasım 2016’da gösterime giren ve bilimkurgu meraklıları tarafından oldukça beğenilen Doctor Strange, saat severlere de heyecanlı dakikalar yaşattı.
Marvel çizgi romanlarının birçok okuyucumuzun aklında özel bir yere sahip olduğuna eminim. Haliyle uyarlama filmler de zihnimizde hoş duygular uyandırabiliyor. Doctor Strange de şüphesiz bu kategoride yer alacak filmlerden bir tanesi. Film, konusu ve görsel zenginliğiyle sinema eleştirmenlerince beğenilmesi bir yana, saat meraklılarını doyuracak sahneleriyle de dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.
“Jaeger-LeCoultre Master Ultra Thin Perpertual, film boyunca doktorumuza eşlik eden yegâne saat oluyor.”
Benedict Cumberbatch’in başrolünü üstlendiği filmde, süper kahramanımız Doktor Stephen Strange başarılı bir beyin cerrahını canlandırıyor. Zaman zaman yüksek egosuyla sevimsizleşen doktor, mesleki başarısıyla her daim kazanmaya alışmış bir karakter. İlerleyen dakikalarda trajik bir trafik kazası sonucu doktor, kısmen parmaklarını kontrol etme becerisini kaybediyor ve bu duruma bir çözüm aramak için yola koyuluyor. Her ne kadar film anlatmayı çok sevsem de, bu özelliğim etrafımdakilerce hiç hoş karşılanmadığından paragrafımı sonlandırıyorum.
Gelelim bizleri ilgilendiren esas sahneye. Doktor şık bir davete katılmak üzere giyinirken, smokinini tamamlamak için saatlerle dolu bir çekmeceyi açar. İçinde neler var neler...
Çekmecenin en başında bizi beyaz kadranlı bir Rolex Daytona 116520 karşılıyor. Klasik bir seçim... Hemen yanında bulunan gri kadranlı saat tanımlanabilir olmaktan biraz uzak. Romen rakamlı bir kadran ve Patek Philippe’lerde görmeye alıştığımız çok parçalı bilezik dikkat çekiyor. Hemen yan tarafta bir adet Jaeger-LeCoultre Reverso Ultra Thin 1931 Rouge bulunuyor. Onun yanında da TAG Heuer Monaco Chronograph. Alt sıraya geçtiğimizde, beyaz kadranlı küçük çaplı klasik saat yine tanımlanabilecek kadar detaylı görüntü vermiyor. Hemen onun yanında bulunan Nato kayışlı siyah kadranlı saatin indeks ve kollarındaki eskimiş radyum/trityum görünümü saatin yaşı hakkında bizlere ipucu verirken marka ve modeli maalesef yine belirleyemiyoruz.
Kutudaki birçok saat kendini göstermezken bir tanesi var ki beyaz perdeye adeta imzasını atıyor. Jaeger-LeCoultre Master Ultra Thin Perpertual, film boyunca doktorumuza eşlik eden yegâne saat oluyor. İlk sahnelerdeki davete giderken doktorun bileğine taktığı model, ilerleyen dakikalarda camının kırılmasıyla bir kez daha rol çalıyor.
Paslanmaz çelik kasaya sahip JLC Ref. 130842J’nin ölçüleri 39mm x 9.2mm. Safir kristal camı ve 50 metre su geçirmezlik değeriyle hem kullanışlı hem de çok şık, komplikasyonlu bir modelden bahsediyoruz. In-house üretim ve otomatik kurgulu Caliber Ref. 868/1’e sahip modelin, sonsuz takvim fonksiyonu sayesinde hiçbir ilave ayara ihtiyaç duymadan uzun yıllar boyunca doğru gösteren bir takvime kavuşuyoruz. Normalde safir kristal arka kapak ile satılan modelin filmde karşımıza çıkan versiyonu kapalı bir arka kapağa sahip. Bu alanı böylesine boş bırakmak elbette düşünülemezdi. “Time will tell you how much I love you ~ Christine “ cümlesiyle süslenen arka kapakta verilen mesajı filmi izleyenler hemen anımsayacaktır.