Muhtemelen, bu yazıda altın ya da platin kasalı ve bilezikli birkaç modelin sıralamasını ve teknik özelliklerini görmeyi umuyorsunuz. Sizi hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ama konu tahmin ettiğinizden çok daha büyük!
1980’li yılların başına gelindiğinde kuvars (pilli) saatlerin önlenemez yükselişi dünyanın en büyük ve gelişmiş pazarlarından İsviçre Saat Endüstrisine tarifsiz bir zarar vermişti. Seiko ve Citizen önderliğinden ilerleyen Asya pazarı müşteri beklentilerinin ve taleplerinin değişmesini fırsat bilerek büyümüş, lüks tüketim mekanik saatlere olan ilgiyi yok etme seviyesine getirmişti. Bundan dolayı, sektörden kazan sağlayan yüzlerce İsviçreli saat markası iflas bayrağını çekmiş, binlerce insan işsiz kalmıştı. Kuvars krizinin kısa özeti bizlere köklü tarihçenin ve geleneklerin bir çırpıda nasıl yeniliğe yenik düşebileceğinin gösterimiydi.
O halde İsviçre’de aynı silahı kullanmak, mevcudu yepyeni bir bakış açısıyla ele almak zorundaydı. Dünyanın en ağır kol saatinin hikayesi de böyle başlıyor. Almanya, Frankfurt’ta bulunan Commerzbank Genel Müdürlük Binası. 1984 yılı, yani Swatch’ın kuruluşundan yalnızca birkaç ay sonrası. Binanın dış cephesine asılmış, 162 metre uzunluğunda, 13 ton ağırlığında sapsarı bir Swatch. Üstelik saat çalışıyor! Kadranda ise sırayla şunlar yazılı: Swatch, Swiss ve DM60 (saatin fiyatı). Kocaman bir gökdelenin cephesine bu devasa heykeli asmak İsviçre saatçiliğinin başkaldırısından başka ne olabilirdi? Bu kışkırtıcı ve riskli hareketin yansıması, hem Swatch hem de Commerzbank için fazlasıyla olumlu oldu.
Swatch 1. yıldönümü, Technicolor akımının başlangıcı, Guinness Rekorlar Kitabı’na giren bu saat ile kutlamıştı. Swatch’ın İsviçre saatçiliğini kurtarması bir yana, günümüz popüler kültürüne olan etkisini incelemek için sayfalar yetersiz kalacaktır.
Aradan geçen 37 senenin sonunda Swatch, 1984 yılında büyük bir sansasyonla piyasaya sunduğu koleksiyonunu canlandırma kararı aldı. 1984 Reloaded koleksiyonu, yeni bir çağın başlangıcına tekrar şahit olmak isteyenler için Biyo-seramik kasalar ve benzersiz renk temalarıyla geliyor.
Beyaz, gri, sarı, kırmızı ve siyah renklerin hâkim olduğu 5 farklı model, 1984 Reloaded koleksiyonu çatısı altında yeni sahiplerini bekliyorlar. Üstelik, 34mm ve 41mm’lik biyo-seramik kasa, kuvars kalibre ve Swatch’ın sonsuz sayıda alternatif kayış seçeneği ile.
Not: Sizi bir palyaçoya çevirmeden kola takılabilir en ağır saat, araştırmalarıma göre, yarım kilograma yaklaşan ağırlığıyla Audemars Piguet Royal Oak Offshore 42mm Platinum. Piyasanın en çok ilgi gören platin kasalı saatlerinden Rolex Daytona 116506’nın ağırlığı ise 283 gram.
