Omega son James Bond filmi Spectre’ye özel 7007 adetle sınırlı sayıda ürettiği Seamaster 300 “Spectre” Limited Edition modelini satışa sundu. Daniel Craig en başarılı Bond mudur bilemeyiz ama bu saatin Omega tarafından üretilen en başarılı limitli üretim Bond saati olduğu kesin.
Normalde saatle beraber gelen aksesuarlar ve kutuyu fazla önemsemeyiz ancak bu sefer içeriğin kesinlikle es geçilmemesi gerekiyor. Oldukça büyük ebatlarda çok ince bir işçilikle hazırlanmış bir kutuyla karşı karşıyayız. Şifreli bir kilit sistemine sahip ve tahmin edeceğiniz üzere şifresi “007”. Düğme, menteşe ve diğer tüm detaylar öylesine özenli hazırlanmış ki, saate dair beklentileriniz bir anda birkaç katına çıkıyor.
Saati bileğinize taktığınızda da bu beklentilerinizin ne kadar haklı olduğunu ve Omega’nın da sizi tatmin etmedeki başarısını hayranlıkla izliyorsunuz. 41mm çapında çelik kasaya sahip saatin bazı yüzeyleri parlak bazı yüzeyleri ise mat hazırlanmış. Saatin boyutları o kadar orantılı ki, bunca zamandır süregelen büyük çaplı saat modasının yavaş yavaş yerini klasik modellere bırakmasını sevinçle karşılayanlardanım. Saatin bezeli normal üretim versiyondan farklı olarak dakikalara değil saatlere bölünmüş, seramik üzerine Liquidmetal® teknolojisiyle üretilmiş bezel halkası 1’er saatlik atlamalarla hem sağa hem de sola dönebiliyor.
Saatin kadranı mat siyah renkte, indeksler ve kollar ise vintage görünümlü kırık beyaz tonlarında tercih edilmiş, luminovası mavi-yeşil renkte ve saatin karanlıkta son derece parlak bir görüntü sergilemesini sağlıyor. Saate dair en önemli detaylardan biri de saniye kolunun şekli. Normal serideki ok şeklinde tasarlanan saniye kolu bu versiyonda yerini “lolipop” modeline bırakmış. Bu tasarım Omega’nın yıllar önce ürettiği orijinal 300M modeline yapılan bir atıf.
Saatin önünde ve arkasında safir kristal cama yer verilmiş, su geçirmezlik değeri ise 300 metre. Omega önceki serilerinde yaptığı hatayı bu sefer tekrarlamamış ve AR kaplamayı camın sadece iç tarafında kullanmış. Bu sayede safir kristalin cam üzerindeki kaplama çiziklerinin yaratacağı hoş olmayan görüntünün de önüne geçilmiş. Arka kapakta safir kristal seçimi oldukça makul bir tercih olmuş çünkü sanat eseri kıvamında hazırlanan mekanizmayı seyretmek gerçek bir zevk.
Omega’nın in-house geliştirdiği otomatik kalibresi 8400 ile hayat bulan saatin Co-Axial eşapman sistemi, 15.000 Gauss manyetik akıya dayanıklı olması ve 60 saatlik ortalamanın üzerinde güç rezervi dikkat çeken özellikleri arasında. Mekanizma, elbette bir Omega klasiği olarak kronometre(COSC) seritifikasına sahip. Saate dair bu noktadaki tek eleştirimiz tarih komplikasyonunu barındırmaması üzerine. Kadran bütünlüğünü bozmadan eklenecek bir tarih penceresi saati işlevsel açıdan çok daha üst noktalara taşıyabilirdi.
Saat kutu içeriğinde gri siyah çizgili nato kayış ile beraber geliyor. Bu kayış herhangi bir şekilde dışardan temin edebileceğiniz bir ürün değil. Gerek kalite, gerek tasarım açısından piyasadaki muadillerinden çok daha yukarılarda bir ürün. Sağlamlığı ve konforu ideal oranlarda, saatin görüntüsüne katkısı ise muazzam seviyelerde.
Saat ayrıca, normal serideki bilezikten farklı olarak, tamamen satine yüzeylere sahip bileziği de kutu içeriğinde barındırıyor. Bileziği takabilmek için gerekli olan aparatlar, tornavida ve lup da, kutunun içinden çıkıyor. Doğrusu, bu mat bilezik saatin karakteriyle inanılmaz bir uyum içerisinde, dileriz normal serideki bilezik de ilerleyen zamanlarda bu versiyonla değiştirilir.
Saatin bilekteki duruşu ve konforu olabilecek en yüksek seviyelerde. 7007 adetlik limite pek limit diyemesek de, sayının bu denli fazla tutulmuş olması saate sahip olmak isteyenler adına pozitif bir durum olarak değerlendirilebilir. Şu zamana kadar üretilen Bond versiyonları saat meraklılarının gözüne daha çok bir pazarlama taktiği olarak görünmekteydi ancak bu sefer Omega kesinlikle çok başarılı bir saat ortaya çıkarmış.
Eğer Bond ve Omega’ya sempati besliyorsanız, mutlaka bu modeli denemenizi tavsiye ederiz.