İsviçre Saat Endüstrisi’nin en önemli sertifikasyonlarından sayılan Geneva Seal/Hallmark Of Geneva (Cenevre Mührü) ve bu sertifikasyonların kapsamını kendi saatlerini değerlendirmek için yeterli görmeye Patek Philippe’in kendi mührü olan Patek Philippe Seal kavramlarına kısa bir bakış.
Geneva Seal/Hallmark Of Geneva
Geneva Seal, Cenevre saatçilik okulunun kol ve cep saati mekanizmaları arasında yalnızca en kaliteli olanlarına verdiği nişan, arma, mühür. Bir yandan da bir işaretten çok daha fazlası, bir mirasın, yıllar süren araştırmanın-geliştirmenin, üstün işçiliğe karşı saygı duruşunun kelimelere dökülmüş hali.
Cenevre kantonunun resmi armasını mekanizması üzerinde taşımaya hak kazanan saatler için düşünülebilecek tek durum, benzersiz bir işçiliğe sahip oldukları ve üzerinde fazlaca insan emeği bulunduğu gerçeği. İlk olarak 1886 yılında uygulanmaya başlanılan kıstaslar, günümüzde yasalarca koruma altında.
Bir mekanizmanın Geneva Seal’a sahip olabilmesi için birçok görsel ve teknik üstünlüğü bünyesinde barındırması gerekiyor. Bunlar parçaların polisajından, taşların konumlandırmasına ve hatta opsiyonel kronometrik hassasiyete kadar geniş bir yelpazeye yayılıyor.
Geneva Seal’a, Patek Philippe’in 2013’ten eski modelleri ve Vacheron Constantin, L.U.C. Chopard, Cartier, Roger Dubuis, Gerald Genta gibi markaların bazı modellerinde rastlamak mümkün.
Patek Philippe Seal
123 yıldır Geneva Seal ile mekanizmalarını taçlandıran Patek Philippe, 2009 yılında radikal bir kararla kendi mührüne geçtiğini meraklılarına duyurdu. Bu kararın altında sebepler ise markanın büyüklüğünü bir kez daha gözler önüne seriyor.
Patek Philippe’in Geneva Seal ile ilgili ciddi eleştirileri bulunmakta. Bunlardan ilki mevcut armanın mekanizma performansına yeterince dikkat etmiyor oluşu. Bir diğeri ise ölçütlerin saatin tamamından ziyade yalnızca mekanizmayı kapsıyor olması. Oysa Patek Philippe için mükemmeliyet yalnızca mekanizmayı değil, saatin bütününü ele alan bir kavram.
Patek Philippe, Geneva Seal komitesine mevcut kıstasların daha da sıkılaştırılması için başvurduğunda olumsuz cevap alınca, İsviçre saat endüstrisinin belki de en heyecanlı gelişmelerinden birine imza atması gecikmemiş.
Bir Patek Philippe’in onurlandırılabilmesi için gereken koşullar, birçok üreticinin hayal dahi edemeyeceği seviyelerde sıkı kurallara bağlı. Neredeyse her parça için özenle uygulanan finisaj teknikleri yetmezmiş gibi, COSC standartlarıyla dalga geçercesine belirledikleri hassasiyet kıstası bu armanın ne denli derin anlamlar taşıdığının yalnızca bir kanıtı.
