Lüks saatçiliğin Uzakdoğulu güçlü ismi Grand Seiko, dünyanın en hassas mekanizmasını tanıttı.
Oldukça uzun ve ince yassı bir teli alın, spiral şekilde kıvırın, iyice kıvırın, daha fazla kıvrılamaz hale gelinceye dek devam edin. Sonra bir anda telden elinizi çekin. Tebrikler, potansiyel enerjiyi kinetik enerjiye çevirdiniz. Aynı zamanda mekanik saatinizin güç kaynağı zemberekteki enerjiyi de bir çırpıda boşalttınız. İşte, elle veya rotor vasıtasıyla kurulan bu tel, yer yüzündeki tüm mekanik saatlere çalışabilmeleri için gereken enerjiyi sağlıyor. Mekanizmaya dair onlarca detay da, saatin zaman tutma kabiliyetini direkt veya doğrudan etkileyebiliyor. Mekanik saatin icadından beri süregelen bir olgu olan hassasiyet savaşları, yüzyıllar sonra dahi saat dünyasının en ilgi çekici konularından biri olarak popülaritesini koruyor. Seiko, cepheye henüz sürdüğü T-Zero mekanizmasıyla gelmiş geçmiş en yüksek hassasiyete mekanik kalibreyi ürettiğini söylüyor.
Yukarı paragrafta bahsi geçen zemberek, en sıkı sarılı halinde maksimum potansiyel enerjiye sahip. Haliyle kalibrenin hareketli parçalarına oldukça yüksek bir tork değeri uyguluyor. Zaman içinde, zemberekteki güç azaldıkça, bu telin diğer parçalara aktardığı tork da azalıyor. Haliyle güç aktarımında dengesizlikler oluşabiliyor. İşte bu dengesizliği bertaraf edebilmek için sarkaç (pendulum) mantığıyla çalışan bir balans çatalı, zembereğe hapsolmuş enerjinin kontrollü bir şekilde çarklara aktarılmasını sağlıyor. En azından teoride durum böyle. Pratikte ise maalesef her şey yolunda gitmeyebiliyor.
Sorunun kaynağı, zembereğin farklı zamanlarda farklı tork değeri ile çarkları döndürmeye çalışması olarak tanımlanabilir. Bu durumda her koşulda aynı tork değerine sahip bir zemberek, her zaman istenilen hızda çalışan bir mekanizma anlamına geliyor. Bunun için yüksek saatçiliğin başvurduğu yöntemlerden biri “Fusée-Chain” mekanizması. Konik bir dişli üzerine yerleştirilen ve inanılmaz küçük parçalardan oluşan zincirin çektiği zemberek, her turunda tork kaybediyor olsa da, dişlinin bağlı olduğu konik yapının katlı formu sayesinde tur çapları sürekli değiştiğinden, dişlilere aktarılan güç değeri sabit kalabiliyor. Oldukça karmaşık ve kendine özgü dezavantajlarıyla gelen bir sistem.
Bir diğer yöntem olan sabit güç aktarım mekanizması ise, zembereğin yanına konumlandırılan sabit güç yayının balansa sürekli olarak aynı tork değerini iletmesini sağlıyor. Zemberekten gelen enerjiyi kontrollü salınımlar halinde denge düzeneğine aktaran sabit güç aktarım yayı, yüksek hassasiyet değerlerine ulaşılabilmesi için kullanılan yardımcı sistemlerden yalnızca biri. Sabit güç aktarım mekanizması, Fusée-Chain sistemine göre daha küçük ve daha az hareketli parça içerdiğinden, kol saatlerine uyarlanması daha kolay bir çözüm ancak mühendislik ve tasarım ile ilgili sorunlar, bu sistemin de mekanizmalara entegre edilmesini inanılmaz derecede zorlaştırıyor.
Zemberekten çıkan gücün düzenlenmesi işinde ise, bir diğer yüksek saatçilik ürünü Tourbillon balans yayı devreye giriyor. Tourbillon, yer çekimine sürekli olarak aynı açıdan maruz kalan balans yayının, zemberekten gelen ve zaman içinde azalan tork değeriyle yeteri kadar başa çıkamaması ve genlik değerindeki sapmalardan dolayı saatin hassasiyet değerinin istenilen seviyelerde tutulamaması problemlerinin üstesinden gelmek için tasarlananmış bir sistem. Bunun yanında saat severlerin en çok peşinden koştuğu komplikasyonlar arasında yer alıyor.
Eylül 2020 itibariyle tanıtılan Grand Seiko T0 Constant-Force Tourbillon mekanizma, saatçilik tarihinden bir ilke imza atarak, adından da anlaşılacağı üzere, Tourbillon ile sabit güç aktarım mekanizmasını eş eksende bir araya getiriyor ve teoride dünyanın en hassas mekanik kalibresini saat severlerin hizmetine sunmaya hazırlanıyor.
Grand Seiko T0’ın tek farkı, dünyada ilk defa sabit güç mekanizmasını Tourbillon balans taşıyıcısıyla eş eksene yerleştirmesi değil. Seramikten üretilen durdurma çarkı, mikro elektro-mekanik sistem (MEMS) teknolojisiyle üretilen dişliler ve daha birçok yüksek saatçilik detayı, T0’ın bir araya gelmesinde rol oynuyor.
T0, Grand Seiko’nun 9S65 mekanizması baz alınarak üretilmiş. Haliyle üzerinde birçok denenmiş ve yıllar içinde kendini kanıtlamış mühendislik detayı barındırıyor. Şok ve darbelere çok daha dirençli regülatörsüz balans, 4Hz (28800vph) frekansında çalışan balans yayı ve 50 saatlik güç rezervi de mekanizmanın özellikleri arasında yer alıyor.
T0 gibi yüksek hassasiyet iddiasıyla ortaya çıkan bir mekanizmanın, hem hassas hem de pratik bir şekilde ayarlanabiliyor olması da gerekiyor. Bunun için de durdurulabilen saniye kolu en önemli detaylardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Balans yayının bir kolla durdurulamaması Seiko mühendislerini bir engel teşkil edememiş olmalı ki, Tourbillon kafesine müdahale ederek “hacking seconds” özelliğine kavuşan mekanizma, kullanıcısına rakipsiz bir zaman ayarlama tecrübesi yaşatabiliyor.
Grand Seiko Caliber T0 için Japon horolojisinin zirvesi dersek yanlış bir ifade kullanmış olmayız. Hatta T0’da kullanılan mühendislik, üstün işçilik ve tasarım seviyesinin İsviçre dahil tüm dünya markaları için bir kilometre taşı niteliği taşıyor olması işten bile değil. T0 şimdilik konsept bir mekanizma. Henüz seri üretime geçilmedi ve görünen o ki ufukta Seiko mühendisleri için zorlu ama bir o kadar da heyecanlı bir süreç görünüyor. Tabii biz saat severler için de.