Haute Horlogerie’nin yükselen yıldızı F.P. Journe’nin aykırı serisi Vagabondage modellerini yakından inceliyoruz.
21. yüzyıl, saatçilik dünyası için fazlasıyla heyecan verici gelişmelere ev sahipliği yapıyor. Bu gelişmelerin başında ise şüphesiz yeni oyuncular ve onların sıra dışı modelleri geliyor. 200 yılı aşkın süredir devam eden saatçilik geleneğine yeni bir soluk getiren küçük girişimler, bağımsız isimler ve egzotik üreticiler, saat severlere hem görsel hem de mühendislik şölenleri sergiliyorlar.
F.P. Journe de bu isimlerden biri. Kendisinin saatçilik dehasını anlatmak ise, başlı başına bir makale konusu. Saatlerinde kullandığı karakteristik detaylar, benzersiz mekanizmalar ve nefes kesici kasa-kadran kombinasyonları ile birleşince, ortaya kendi isminden yarattığı marka ile anılan ve çoktan modern klasikler arasına girmeyi hak eden modeller çıkıyor.
Bu makalede ise zaten horoloji dünyasına karşı sergilediği aykırı tutumla dikkatleri üzerine çeken markanın tabiri yerindeyse serseri koleksiyonu Vagabondage saatlerini inceliyoruz. F.P. Journe’nin bu konuda hayranlarının karşısına, içinde tıpkı tasarımlarında olduğu gibi kendine özgü detaylar barındıran felsefi bir ironiyle çıktığı apaçık ortada. Vagabondage kelime anlamı olarak serserilik, avarelik demek. Bu seriye bu adın verilmesi ise ailenin ilk üyesi, Vagabondage I’in serserice ortada gezinen dijital saat göstergesinden geliyor. Oysa ki ben, Journe’nin bu ailesine baktığımda müthiş bir şıklık, benzersiz bir tasarım ve saat dünyası için fevkalade bir güzellik görüyorum. Sanat eserinden hallice saatlere serseri ismini yakıştırmak da herhalde ancak Journe gibi bir dehanın aklına gelirdi. Ne enteresandır ki, Vagabondage serisinin hiçbir modelinin kadranına F.P. Journe yazısına rastlamak mümkün değil. Kendine güvenin altında yatan sonsuz bir mütevazılık...
Journe’nin Vagabondage serisinin kökleri 2004 yılına dayanıyor. Antiquorum Müzayede Evi’nin 30. Yıldönümü için F.P. Journe’den tek üretim 3 adet saat isteniyor. Sarı, beyaz ve pembe altından tek adette üretilen saatler ICM Vakfı yararına düzenlenen müzayedede en yüksek fiyatı ödeyen saat severlere satılıyorlar. Üstelik bu saatlerin kadranlarında F.P. Journe yazısı da bulunmuyor.
Bu açık artırmadan sonra Journe 69 adet, platin kasalı ve 18K altın mekanizmalı bir seri daha üretiyor ve ona Vagabondage I adını veriyor. Hiçbir reklam yapılmadan sessizce üretilen ve sahiplerine ulaştırılan saatler, ortaya çıktıkları andan itibaren birer efsane olarak anılmaya başlıyorlar. Resmi olarak satışa çıkmayan saatlerin horoloji dünyasına getirdiği yeni soluk, kelimenin tam anlamıyla tüm koleksiyoncuların iştahını kabartıyor.
2004 – 2006 yılları arasında üretilen Vagabondage I, patentli, düz kaplumbağa (flat tortue) formlu kasasıyla markanın en sıra dışı modeli olarak kayıtlara geçiyor. 69 adetle sınırlı şekilde üretilen ana seriye ek olarak 10 adet de pırlantalarla bezenmiş versiyonun piyasaya sürüldüğü modelde, 41mm x 34mm x 6,7mm ölçülerinde kasa kullanılıyor. Altından üretilen gri kadran, saate dair en özgün detayı üzerinde barındırıyor. Kadranın ortasına yerleştirilmiş balans, 3Hz (21600vph) frekansında çalışıyor. Balansın etrafına konumlandırılan saatlerin yazılı olduğu disk sıradan bir zaman gösteriminden çok daha fazlasını vaat ediyor. Dakika sayacının bağlı olduğu pencere ilgili saati gösterirken saat diskiyle beraber dönmeye başlıyor. Bir sonraki saate gelindiğinde kısa bir süreliğine dakika penceresi ve saat diski senkronizasyonlarını kaybediyorlar. Bu esnada yeni pozisyonuna gelmiş saat penceresi, bir sonraki turu için hazırlığını tamamlamış oluyor. Saatin kalbinde, 18Kpembe altından üretilen, 19 taşlı, 48 saat güç rezervine sahip kurmalı Caliber 1504 bulunuyor.
2010 – 2018 yılları arasında üretilen Vagabondage II, tıpkı bir önceki seride olduğu gibi flat tortue kasaya sahip, ölçüleri ise 45mm x 37,5mm x 8mm. Bu üyeden gezegenin tamamında, platin kasa ile 69 adet, pırlantalarla süslenmiş platin kasa ile 10 adet, 18K pembe altın kasa ile ise 68 adet bulunuyor. 3Hz (21600vph) frekansında çalışan, 31 taşlı, 28 saat güç rezervine sahip kurmalı kalibre 1509 ile hayat bulan saat, bana göre serinin en albenili kadran tasarımına sahip. Zıplayarak ilerleyen, dijital gösterimli saat ve çift haneye bölünmüş dakika pençelerini bünyesinde barındıran kadran, koyu renkli safir kristalden üretilmiş. Kadranın alt kısmında bulunan küçük saniye ve üst kısımda bulunan kalan güç rezervi göstergeleri ile Vagabondage II benzersiz bir şıklığa sahip.
2016 – 2019 yılları arasında üretilen ve ailenin şimdilik son üyesi olarak kayıtlara geçen Vagabondage III için üretim adetleri şöyle: 69 adet platin kasa, 10 adet pırlantalı platin kasa, 68 adet 18K pembe altın kasa. 3Hz (21600vph) frekansında çalışan, 18K pembe altından üretilmiş, 32 taşlı, 30 saat güç rezervine sahip mekanizma ile donatılan saatin iskelet kadranında, dijital saat ve iki haneye ayrılmış dijital saniye göstergeleri yer alıyor. Zıplayarak ilerleyen disklerin ne denli büyük enerjilere ihtiyaç duyduğu düşünülürse, Journe’nin Vagabondage III modelinde yarattığı kalibre için cesur ve büyüleyici kelimelerini bir arada kullanabiliriz. Merkezde bulunan dakika göstergesine ek olarak saat 1 pozisyonunda kalan güç rezervi ibresine de ev sahipliği yapan modelde, Journe’nin olağanüstü işçiliğini her noktada görebiliyorsunuz.
Bu horoloji tufanından sonra Vagabondage saatlerine serserilik yapıyor demek ne kadar doğru olur bilemiyorum ancak serideki her saatin başlı başına bir şaheser oldukları su götürmez bir gerçek. Dileriz, ilerleyen zamanlarda farklı Vagabondage modelleri ile tanışma fırsatı yakalar, F.P. Journe’nin dehasının zevkini daha çok çıkarabiliriz.