Takvimler 1954 yılını gösterdiğinde, Pan-American Havayolları iş birliğiyle üretilen Rolex GMT-Master modelinin piyasaya çıkışı, saatçilik dünyasında bir efsanenin doğuşuna işaret ediyordu. Bugün, özellikle mavi – kırmızı bezeliyle gelmiş geçmiş en ikonik tasarımlardan biri olarak kabul edilen “Pepsi” lakaplı GMT-Master 2 modeli, üç farklı versiyonuyla Horobox okurlarının huzuruna çıkıyor.
Rolex GMT-Master 16710, 126710 ve 126719 referanslı modellerin hepsi, “BLRO” kısaltmasıyla birlikte saat severlere sunuluyor. BLeu ve ROuge, yani mavi ve kırmızı renk kodlarının referanslara işlendiği saatlere hayranları tarafından uygun görülen “Pepsi” lakabı da buradan gelmekte.
Rolex’in Pan-American havayolları ile iş birliği içinde geliştirdiği GMT-Master modeli sık seyahat eden, sürekli farklı zaman dilimlerine geçiş yapan pilotlar düşünülerek tasarlanmış. Saate eklenen ilave kol (GMT kolu) ve 24 saatlik skalaya sahip, çift yöne dönebilen bezel sayesinde, aynı anda üç farklı saat diliminin takibi mümkün hale gelmiş. Mavi ve kırmızı renkli bezel sayesinde de takip edilen farklı zaman dilimleri için gece – gündüz durumu da rahatlıkla ayırt edilebilmiş.
Rolex GMT-Master, saat dünyasına GMT komplikasyonunu kazandıran model olarak da biliniyor. Haliyle, saat severler arasında, ayrı bir yeri, haklı bir ünü var. Şunu dürüstçe belirtmeliyim ki, şu an önümde duran üç farklı saat temelde aynı değerler esas alınarak üretilmiş olsalar da, gerek bilekte gerek görüntüde bambaşka hisler yaratmayı başarıyorlar ve emin olun ki bu hisleri tarif etmek için “hayranlık” kelimesi dahi yetersiz kalıyor.
16710BLRO modeli için bir devrin kapanışı diyebiliriz. Zarif oranlara sahip, 40mm çapında paslanmaz çelik bir kasanın içinde yer alan kadranda yine kibar detaylara yer verilmiş. Unutmayın ki, Super Case daha kalın boynuzlara ve kurma kolu koruma çıkıntılarına sahip kasa ile Maxi Dial yani irileşen indeksler ve kollar uygulamasına geçiş, aynı zamana denk geliyor. Haliyle 16710, 1954’ten 2000’lerin ilk yıllarına kadar devam eden devri simgeleyen, bir ustalık eseri olarak karşımıza çıkıyor. 16710’un modern varislerine göre en büyük farkı bezel kısmında ortaya çıkıyor. Paslanmaz çelik bezelin üstünde yer alan mavi – kırmızı insert, alüminyumdan imal edilmiş. Haliyle renk tonları, günümüz seramik bezelli versiyonlardan bir hayli farklı. Daha metalik ve canlı bir duruş sergileyen bezelin renkleri, zaman içinde, UV ışınlarının etkisiyle solarak saate karakteristik bir duruş kazandırmayı da ihmal etmiyor.
Eski nesilde yer alan bilezik ve özellikle klips detayları, dürüst olmak gerekirse, günümüz standartlarına göre, oldukça demode kalıyor. Bilezikte yer alan orta baklaların içinin boş olması ve klipsin ince sacın bükülmesiyle üretilmesi saati hafifletiyor ancak bilekteki sıkılık ve doluluk hissini de yok ediyor. Horobox envanterinde yer alan 16710 modeli aynı referans numarasına sahip modellerden kâğıt üzerinde hafif ancak uygulamada oldukça ağır bir farkla ayrılıyor; mekanizma. 3185 kodlu kalibreden yeni nesil 3186 kalibreye geçiş döneminde üretilen saatimiz, piyasada çok az bulunan yeni nesil mekanizmayla çalışıyor.
126710BLRO modelinin çıkışı, eminim birçok saat sever için horoloji tarihinin en heyecan verici gelişmelerinden biri olarak anılmakta. Her ne kadar yeni nesil GMT-Master II modelinin tanıtımı 2007 yılında gerçekleşse de, 126710 BLRO modeli için tam 11 yıl beklememiz gerekmişti. Bu gecikmenin esas sebeplerinden biri mavi ve kırmızı renkleri bir arada seramik bezele aktarmanın zorluğuydu. Rolex’in ürettiği seramik bezeller, yüksek sıcaklık ve basınç altında yekpare şekilde üretiliyorlar. Haliyle çift renkli bir bezel üretmek mühendislik açısından kendi zorluklarını da beraberinde getiriyor. Rolex’in konuyla ilgili bulduğu çözüm şöyle; bezel ilk aşamada tamamı kırmızı renkte olacak şekilde üretiliyor. Sürecin ilerleyen aşamalarında, bezelin yarı kısmında uygulanan kimyasal ile üst tabakada mavi-lacivert renk elde ediliyor. UV ışını altında ortaya çıkan komple kırmızı bezeli seyretmek de ayrı bir zevk.
126719BLRO modelinin en dikkat çekici detaylarından birini de bilezik kısmı oluşturuyor. Şahsi fikrim, çok daha şık ve kibar bir görüntüye sahip Jubilee bilezik, Oyster’ın sportif ve sade duruşunu benimsemekte zorlananlar için mükemmel bir seçim. Jubilee’nin konfor konusunda da Oyster bilezikten fazlasını sunduğunu itiraf etmek zorundayım. 126710, mekanizma konusunda da temel aldığı 116710’dan ayrılmakta. Markanın yeni nesil kalibre serilerinden 3285’e ev sahipliği yapan model, artırılmış güç rezervi ve olağanüstü hassasiyet değerleriyle sektör standartlarını belirmeye devam ediyor. Mavi – kırmızı bezelin albenisini çelik kasa ve bileziğin kullanışlılığıyla yaşamak isteyenlerin tek alternatifi 126710BLRO, şimdiden modern klasikler arasına girmeyi başarabilmiş, fazlasıyla özel bir saat.
Ama daha özeli var! 126719BLRO: Zaman içinde pek çok markanın farklı modellerine ulaşma, deneme ve kullanma şansını elde ettikten sonra rafineleşen beğenilerimi ve artık doyma noktasına gelen saat hobimi tekdüzelikten kurtaran ve bana artık unutulmaya yüz tutmuş o özel hisleri yaşatan saat. Uğruna nice fedakarlıklar yapılabilecek bir kadrana sahip 126719BLRO, sadece benim için değil, üretici Rolex için de oldukça özel bir model. 40mm çapında, 18K beyaz altından üretilen kasanın size hissettirdiklerini anlatabilmem için saati bileğinize takmam gerekiyor. Aksi takdirde fotoğraflara bakarak, “çelikten ne farkı var ki?” demeniz hem saate hem de bana haksızlık olur. Beyaz altının ağırlığının ve üstün Rolex mühendisliği sayesinde oluşan sıkılığının verdiği hissi tarif etmek hiç kolay değil. Esas farkı oluşturan meteor kadran için ise kelimeler tamamen yetersiz kalıyor. Düşünün; uzayın derinliklerinden, milyonlarca kilometre uzaktan gelen ve yüzbinlerce yıldır seyahat eden kaya parçası dünyaya düşüyor ve o parçanın dikkatle şekillendirilmesiyle elde edilen kadran saatinizde yer alıyor. Nefes kesici. Rolex tarafından üretilen her kadran, karakteristik detaylarla birbirlerinden ayrılıyorlar. Dolayısıyla her 126719BLRO için “tek üretim/unique piece” yakıştırması yapılabilir. Öte yandan yeni nesil kalibre 3285, 18K beyaz altından üretilmiş olsa da markanın diğer saatlerinden alışkın olduğumuz Oyster bilezik ve mavi-kırmızı bezel gibi detaylar, bilindik özellikler olarak karşımıza çıkıyor.
Hangi versiyonu olursa olsun, Rolex GMT-Master gibi bir saatçilik efsanesine sahipseniz, kolunuzda bir mühendislik harikasından fazlasını taşıdığınıza emin olabilirsiniz. İşin daha güzel yanı ise şu; yeni üretilen hiçbir versiyon bir öncekinin eski ve istenmeyen olmasına sebep olmuyor. Yıllar içinde güncellenen tasarım ve teknik detaylarıyla mükemmellik standardını ileri taşımaya devam eden Rolex’in, önümüzdeki yıllarda hem GMT-Master II hem de diğer modeller için bize ne gibi sürprizler yaşatacağı da büyük bir merak konusu.
