MB&F’nin yeni modeli HM10, en sadık dostunuz olmaya geliyor.
Bir erkeğin saatiyle olan ilişkisini, köpeğiyle arasında kurulan özel bağa benzetiyor MB&F. Yıllarca süren beraberlik içine sığdırılan yaşanmışlıklar ve anılar bu bağı daha da güçlendiriliyor, adeta perçinliyor. HM10 “Bulldog” ile de bu özel bağın kurulması amaçlanmış. Tıpkı insan ve hayvanlar âleminden en sadık dostları arasındaki bağ gibi...
Maximillian Büsser ve arkadaşları, MB&F, fazlasıyla hayalperest, vizyoner ve yaratıcı bir ekip. Üstelik hepsi tam bir bilim kurgu hayranı. Doğadan, bilimden ve sanattan esinlenmekte de üstelerine yok. 10 numaralı horolojik makineleri için de kuralı bozmamışlar. Bulldog’dan ilham alınarak tasarlanan HM10 da horolojinin zirvesine oynayan bir şaheser edasıyla karşımızda.
HM10, biri Grado 5 titanyum, diğeri 18K kırmızı altın ve Grado 5 titanyum karışık olmak üzere iki farklı kasa seçeneğine sahip. Kasaların ölçüleri; 54mm x 45mm x 24mm. Uzun lafın kısası HM10 Bulldog, kesinlikle “kullanışlılık” kriteri ön planda tutularak tasarlanmış bir saat değil. Zaten 1000 beygir ve üzeri hiper arabanızı market aracı olarak kullanmadığınız gibi, herhangi bir horolojik makineyi de gündelik saat olarak kullanmanız mantıksız çünkü MB&F okazyonlara uyum sağlayabilecek saatler üretmek yerine, başlı başına gecenin yıldızı olabilecek saatler üretiyor.
Kasanın üst yüzeyi asimetrik olarak iki parçaya ayrılmış durumda. Üst kısımda geniş bir yüzey ve iki adet kurma kolu yer alıyor. Solda yer alan tepe kurma, sağda yer alan tepe ise ayar imkânı sağlıyor.
Yüksek bombeli safir kristal camın ardındaki kadrana baktığımızda, tanıdık tasarım detaylarıyla karşılaşıyoruz. Mesela ortada asılı duran devasa balans, küçük kubbeler halinde konumlandırılmış saat ve dakika göstergeleri, kusursuz finisaj gibi... Saatin hemen arkasını çevirdiğinizde ise, zekice tasarlanmış bir ayrıntı daha gözümüze çarpıyor. HM10, güç rezervi göstergesine sahip. Saatin zembereğinde kalan enerjiyi takip edebileceğiniz yer ise mekanizmanın arkasında bulunan Bulldog çenesi. Çene kapandıkça saatin uyku zamanı da yaklaşıyor. Neyse ki uyandırmak son derece kolay. Bu arada, güç rezervi takibini saatin arkasını çevirmeden de yapmak mümkün. Arka kapak görevini üstlenen bombeli safir kristal cam sayesinde bileğinize dik bir bakış atmanız çene açıklığını, pardon, kalan gücü görmeniz için yeterli.
Saate dair en az kasa kadar ihtişamlı bir diğer detay da boynuz tasarımı. Esnek boynuzların getirdiği işlevsellik ile bu boyutlarda bir saatten beklenmeyecek konfor seviyesine ulaşan HM10, aynı anda hem özgün hem de pratik olunabileceğini kanıtlıyor. Saatin su geçirmezlik düzeyi 50 metre olarak belirlenmiş.
Yazının başında MB&F’in bu saat için sahibiyle kuracağı özel bağdan bahsetmiştim. Peki, bunu basıl sağlıyor? Kadran yerleşimi gereği saati yalnızca bileğine takan kişinin zamanı okuması mümkün, diğer açılardan saat ve dakika göstergelerinin işaret ettiği bölgeler rahatlıkla okunamıyor. Kalan güç rezervi göstergesi için de aynı durum geçerli. MB&F saatin arkasına esprili bir mesaj eklemeyi de ihmal etmemiş: “Forget the dog, beware of the owner.” Bir MB&F kullanıcıysanız “sıra dışı” olduğunuz tescillenmiş demektir.
HM10’un kalbinde Uzun yıllar süren bir araştırma ve geliştirme sürecinin sonucu olarak tasarlanan elden kurmalı mekanizma yer alıyor.
301 parçadan oluşan, 34 taşlı mekanizma 18000vph frekansında çalışıyor ve 45 saatlik güç rezervi sunuyor. Saat ve dakika kubbelerinin üzerinde yer alan sayılar Super-LumiNOVA ile kaplandığından, karanlıkta ışıldayan bir Bulldog ile karşılaşmanız olası.
MB&F HM10, altın-titanyum versiyonunda kahverengi dana derisi kayış ve özel tasarlanmış, kırmızı altından üretilmiş katlanır klips ile sunuluyor. Titanyum versiyonda ise mavi renkli dana derisi kayış ve cırtlı kapama sistemine sahip titanyum tokaya yer verilmiş. Fiyatlar ise şu şekilde:
- HM10 Titanium: CHF 98,000 / USD 105,000 / EUR 92,000 + Vergi
- HM10 RT (red-gold and titanium): CHF 112,000 / USD 120,000 / EUR 105,000 + Vergi