Kısa bir süre önce Horobox’ ta detaylı incelemesini yaptığımız Zenith’in El Primero Chromaster Power Reserve modelini yaklaşık 10 gündür bileğimden çıkartmıyorum. Saat hakkında fikir sahibi olmak için fazlasıyla yeterli olan bu süreden sonra kendime bu soruyu sordum:
Neden El Primero almalıyım?
Aslında bu soruya iki farklı açıdan bakarak değişik cevaplar vermek gerekiyor.
Bileğindeki saati sadece aksesuar olarak düşünen ve taktığında hem kendisiyle hem de girdiği ortamla uyumlu olmasını isteyen kullanıcı profili için bu sorunun cevabını birkaç ana başlıkta toplayabiliriz:
MARKA PRESTİJİ
Siz mekanik saat dünyasına çok aşina olmasanız, çevrenizde bu konuya vakıf saatseverlerin sayısı hiç de az değil. Zenith’in marka olarak bilinirliğinin ise tartışılacak bir konu olmadığı aşikâr. Zenith isminin saat dışında birçok farklı ürünle anılıyor olması gibi bir durum var lakin bilekte taşınan bir Zenith, hele ki o bir El Primero ise sizin için her zaman bir prestij kaynağı olacağı da şüphesiz.
GÖRSEL ŞIKLIK
Zenith El Primero’nun onlarca modelinden hangisini seçerseniz seçin, mekanik saatlerden hiç anlamayanların dahi dikkatini çekecek kadar göz alıcı bir tasarıma sahip olduğunu söylersek abartmış olmayız. Farklı kadran dizilimleri, değişik renk kombinleri, komplikasyonların entegrasyonu ve her bileğe uyum sağlayacak kasa boyutları ile Zenith El Primero, şıklığınızın her daim tamamlayıcısı olmaya aday duruyor.
ÜRETİM KALİTESİ
Her kullanıcının istisnasız önem verdiği bu detay için Zenith’in sunduğu kalite, en tecrübeli saat meraklıları için dahi tartışmasız yeterli olacaktır. Kullanılan malzemelerin kalitesi ve üretimin her aşamasındaki sayısız kalite kontrol, Zenith El Primero’nun kullanıcısına maksimum kalitede ulaşması için gereken tüm koşulları sağlıyor.
FİYAT/PERFORMANS
Zenith El Primero ürün grubu için, lüks segment içerisinde yer alan bir koleksiyon diyebiliriz. Dolayısıyla genel olarak 10.000 CHF’nın üzerinde fiyatlarla satılan modeller için ucuz demek mümkün değil ancak kendi fiyat sınıfındaki saatlerle kıyaslandığında sunduğu avantajlar ise yabana atılacak gibi değil.
“Neden El Primero almalıyım? “ sorusunu mekanik saat tutkunları için sorduğumuzda ise, aklıma gelen cevaplar kesinlikle daha heyecan verici.
Geçtiğimiz günlerde saat virüsünden fazlasıyla etkilenmiş değerli dostlarımla sıkça yaptığımız buluşmalardan birine, bileğimde Zenith El Primero ile katıldım. Saatin fazlasıyla dikkat çektiği samimi ortamda, marka ve özellikle El Primero ürün grubunda yer alan mekanizmalar hakkında keyifli sohbetler yapma şansımız da oldu.
“1969 yılında dünya insanoğlunun ayda yürüme hikâyesiyle sallanırken aynı zamanda mekanik saatçilikte de bir devrim konuşuluyordu” diye başlayan konuşmam yaklaşık yarım saat sürdü diyebilirim. Dünyanın ilk “Column Wheel” diye tabir ettiğimiz, modül eklentisi olmadan entegre otomatik kronografa sahip kalibresi sayılan El Primero’nun tarihi hikâyelerle dolu.
Öyle ki altı yıl kullanıldıktan sonra 1975 yılında Quartz kalibrelere olan ilgi sebebiyle üretim dışı kalan El Primero’nun hayata dönüşünde, efsane marka Rolex’in isminin geçmesi bile keyifli bir sohbet konusu olmaya yetiyor. 1983 yılından itibaren Ebel ve Rolex’ten aldığı siparişler sayesinde ellerindeki stokları tüketen Zenith, birkaç yıl içinde El Primero mekanizmaları tekrar üretmeye başlamış.
Bu hikâyelerle bağlantılı olarak neden El Primero almalıyım sorusunun bir cevabı daha var aslında. O da kalibrenin yüksek frekansla ( High Beat ) çalışıyor olması. Üretildiği 1969 yılında çok nadir görülen bu teknik özelliğin, günümüzde de pek fazla örneği bulunmuyor. Kısaca açıklamak gerekirse zembereğin saat başına yaptığı vuruş sayısı diyebileceğimiz özellik sayesinde, kronograf ile yapılan ölçümlerin hassasiyeti 1/10 saniyeye kadar düşürülebiliyor.
Yıllardır birçok markadan saatim oldu ama Zenith El Primero’yu ilk kez detaylı bir şekilde inceleme şansı yakaladım. Kısaca özetlemek gerekirse geniş bir yaş aralığına hitap eden El Primero’nun farklı kombinasyonları sayesinde her çeşit kıyafetle giyilebilecek harika bir aksesuar ve prestij unsuru olduğunu söyleyebilirim. Saatlere ayırdığınız bütçe içerisinde yer alabiliyorsa ciddi bir şekilde denemenizi tavsiye edebileceğim El Primero modellerinden birini kendi koleksiyonuma da katmam kesinlikle an meselesi.
