İsviçre saat ustalığının eşsiz İtalyan estetiği ile birleşiminden oluşan Panerai, geçmişte İtalyan “Gamma Commando”larının deniz altında zamanı rahatça okuyabilmeleri için, askeri kullanıma uygun pek çok saat üretmiştir. Panerai, 1997’de Richemont Grup çatısı altında faaliyet göstermeye başladığından bu yana aynı kişi tarafından yönetiliyor: Angelo Bonati. Panerai’nin başına 1997’de geçip, bugün tüm dünyada en çok bilinen ve saygı duyulan saat markalarından birini yaratan Angelo Bonati’nin felsefesi ise şu:
“Her modern Panerai temelini geçmişinden alıyor. Saatlerin kasasından, tokalarına ve hatta kayışlarına kadar… Eğer bunu yapmazsanız yolunuzu kaybedersiniz. Eğer geçmişe saygı duymazsanız, size kimse saygı duymaz. Geleceğimiz için geçmişimizi düşünmek zorundayız ve bunu yaparken aynı zamanda yeniliklere de açık olmazsak, yapacak bir şeyimiz kalmamış demektir.”
Panerai’nin PAM00703 referanslı fenomeni ise bu sözlerin somutlaştırılmış halinden başka bir şey değil.
Panerai’nin ilk kez birkaç ay önce Floransa’daki “Dive into Time” sergisi sırasında ön gösterimini yaptığı, 99 adet limitli, kasa kenarlarındaki ve mekanizmasındaki mükemmel işlemeleri ile gözlere ziyafet sunan PAM00672’yi hatırladınız mı? Şimdi bu saatten dünyada sadece bir (1) tane olduğunu düşünün; buna mavi “sunburst” kadran, Luminor 1950 kasa, 5 farklı komplikasyon ekleyin. İşte o saat PAM00703.
PAM00703’ün Luminor 1950 kasası 47 mm çapında ve çelikten %40 daha hafif, aşınma, paslanmalara karşı çok daha dayanıklı Grade 2 Titanyum’dan üretilmiş. Ayrıca aaat 100 metre su geçirmezlik değerine sahip ancak saatin kasasına bakınca ne kullanılan materyal ne de su geçirmezlik değeri ilginizi çekiyor. Kasanın etrafındaki ve boynuzlardaki mükemmel işlemeler, daha ilk bakışta sizi kendisine hayran bırakıyor. Tamamının tek bir usta tarafından oyulduğu kasaların işlemelerini yapmak tam bir hafta sürüyor.
Oymalar “Bulino” adı verilen bir teknik ile yapılıyor. Bu sanatın kökleri 15. Yüzyılın ilk yarısında, Flander bölgesinde insanların “burin” adını verdikleri bir keski ile gümüşleri veya bir takım plakaları oyma, delme, işlemede kullanmalarına dayanıyor. Aynı teknik bugün hala usta İtalyan zanaatkârlar tarafından kullanılıyor.
Oymaların ana temasını ise kasanın kenarlarında yer alan “Giglio Fiorentino” ya da Floransa Zambağı adı verilen desen oluşturuyor ve kattığı derinlik ile Luminor 1950 kasasını daha da güzelleştiriyor. Kasadaki bir diğer ayrıntı patentli tepe koruma kolunun üstten değil alttan açılarak kullanılması. Tepe korumasındaki “FIRENZE” işlemesi ise çok güzel bir detay olarak göze çarpıyor.
Saatin kadranı 1930’lu yıllarda Officine Panerai tarafından yaratılan, en karanlık koşullarda bile maksimum okunabilirlik sağlamak üzere tasarlanmış “sandviç kadran”. Kadran iki farklı katmadan oluşuyor; rakamların ve saat işaretçilerinin yer aldığı üst kadran ve Super Luminova ile kaplanmış alt kadran. Kadran ile ilgili bir diğer detay ise sunburst olarak tabir edilen işlemin uygulanmış olması. Işığı yansıtarak şaşırtıcı ve etkileyici efektler oluşturan gün ışını dekoruyla geliştirilmiş mavi kadrana, Floransa’nın, Panerai’nin kurulduğu ve bu modelin ilham kaynağı olması nedeniyle “Firenze” adı işlenmiş. Kadranda da bir adet Floransa Zambağı deseni bulunuyor.
“LUMINOR 1950 FIRENZE Tourbillon GMT dünyada eşsiz olması, Luminor 1950 kasası ile mükemmel uyum yakalayan işlemeleri, Panerai’nin yenilikçi mekanik ustalığının ve tarihine olan bağlarının maddi bir göstergesi olarak her saat ve özellikle Paneristi’nin denemesi gereken bir sanat eseri. ”
Komplikasyona ait göstergelerinin kadranda dağılımı gayet dengeli ayarlanmış. Luminor Marina’larda gördüğümüz küçük saniye göstergesi, saat 9 yönünde yer alıyor. Fakat bu gösterge küçük saniyenin yanı sıra Tourbillon’un dönüş hızını da gösteriyor. Saat 3 yönünde ise ikinci zaman dilimi için gece/gündüz göstergesi ve ikinci zaman dilimini gösteren saat kolu da bulunuyor.
Officine Panerai, 2002 yılında Neuchatel’deki kendi fabrikasına taşındığından bu yana kalibre üretimindeki iddiasını da her gün arttırmaya devam ediyor. 2005 yılında ilk in-house kalibresi P.2002’yi geliştiren firma, o günden bu yana hiç durmadan çalışmalarına devam etti ve en son bu yıl içerisinde “ilk” dakika tekrarlayıcı saatini üretti.
Ancak Angelo Bonati’nin bir duruşu vardı: “Eğer diğerlerinin yaptıklarının aynısını yaparsak, bir şey yapmamış oluruz”. Bu düsturla hareket eden Panerai farklı bir tasarım yaptı. PAM600’ün dakika tekrarlayıcısı üç gonktan oluşuyordu ve geleneksel 15 dakika gonk yerine 10 dakikalık zaman dilimlerinde ve saat başlarında gonkluyor ayrıca her iki zaman dilimi için de ayarlanabiliyordu.
Bu saatte de yenilikçi yönünü kullanan marka, PAM703’te tamamen Panerai tarafından tasarlanan, üretilen ve birleştirilen P.2005 Tourbillon kalibresini kullandı.
P.2005 kalibre saat, dakika, küçük saniye, 30 saniye Tourbillon, GMT, gece/gündüz göstergesi ve güç rezervi göstergesi komplikasyonlarını bir arada sunuyor. Tabii ki bir kaç farklılıkla. Panerai’nin patentli Tourbillon sistemi, klasik Tourbillonlardaki gibi yere paralel olarak yatay bir eksende değil, denge eksenine dik olarak ve dakikada iki tur atarak dönüyor. Küçük saniye göstergesinde bulunan bir nokta ile de Tourbillon’un turunun kaçıncı saniyesinde olduğu gösteriliyor.
Tourbillon dakikada iki tur atarak saatteki pozisyon değişikliklerine benzerlerinden daha hızlı tepki vererek daha keskin bir zaman ölçümü sağlıyor. Ayrıca görsel zevk vermesi açısından Tourbillon kafesinin içi ayna ile kaplanmış. Böylece Tourbillonu bütün açılardan izleme şansına sahip oluyorsunuz.
Kalibre 37,2 mm çapında ve 9,1 mm kalınlığında. 31 taşlı, 3 tulumba ile 6 gün güç rezervi sağlayan mekanizma, 239 parçadan oluşuyor ve saatte 28.800 titreşimle çalışıyor.
LUMINOR 1950 FIRENZE Tourbillon GMT dünyada eşsiz olması, Luminor 1950 kasası ile mükemmel uyum yakalayan işlemeleri, Panerai’nin yenilikçi mekanik ustalığının ve tarihine olan bağlarının maddi bir göstergesi olarak her saat ve özellikle Paneristi’nin denemesi gereken bir sanat eseri.
