Omega, Dalgıç Kronografı konseptinin kilometre taşı oyuncularından Diver 300M Chronograph model ailesi ile bu sportif segmentin kurallarını yeniden belirliyor.
Omega’nın dalgıç saatleri konusundaki geçmişini eminim tüm saat severler biliyordur. Markanın, engin denizlere duyulan merakın zirve yaptığı 1950li yıllarda başlayan macerası bugün, ilk günkü heyecanından hiçbir şey kaybetmeden devam ediyor. Üstelik sırf bu amaca adanmış geniş bir koleksiyon ile: Omega Diver 300M.
Omega Diver 300 konsepti, markanın dalgıç saatleri konusunda ulaştığı tecrübenin de bir göstergesi aslında. Zaman içinde, gelişen teknolojiden faydalanarak sürekli güncellenen koleksiyon, özellikle 1990lı yıllara damgasını vuran ve James Bond filmlerinde Pierce Brosnan’ın bileğini süsleyen modelleriyle sadece saat dünyasında değil, beyazperdede de bir ikon olmayı başarıyor.
Bu arada bu model ailesinin bana özel bir detayı da var; Saat merakımın lüks marka ve modellere kaymaya başladığı yıllar olan 2000ler’in başında aldığım Omega Seamaster Professional 300 Chronograph, ilk lüks saat alışverişim olarak bende özel bir yere sahip.
İnceleme için seçtiğimiz model Omega Diver 300M koleksiyonunun Co-Axial Master Chronometer Chronograph 44 model ailesi içerisinde yer alıyor. Dalgıç Kronografı gibi zorlayıcı bir segmentin sadece üyesi değil bir nevi standart belirleyeni konumunda olan modele gelin yakından bakalım.
Model 44mm çapında 17mm yüksekliğinde tasarlanmış, paslanmaz çelik bir kasayla geliyor. Bilekte hissedilir bir tokluğa sahip kasanın tasarımında, Seamaster 300 Professional ailesinden hatırlayacağımız birçok detay yer alıyor. Görsel manada modelin geçmişine saygı duruşunda bulunan bu detaylar, hem teknolojik hem de fonksiyonel manada, modern çağın saat standartlarını fazlasıyla karşılıyor. Mesela tek yöne dönebilen dalgıç bezeli artık seramik mine ile geliyor. Kilitli kronograf butonları, konsepte uygun renklendirilmiş seramik malzemeden üretiliyor. Model ailesinin vazgeçilmez unsurlarından Helyum Çıkış Vanası da ergonomik tasarımıyla saat 10 konumunda yerini alıyor. 300 metre su basıncına dayanıklı tasarlanan kasanın artık sadece önünde değil arka yüzünde de safir kristal cam yer alıyor.
Modelin kadranı da yine Omega SMP 300 ile hafızalara kazınan detaylara ev sahipliği yapıyor. Elbette ileri teknolojinin nimetlerinden faydalanarak... Kadran zemini Zirconium Oxide (ZrO2) seramik alaşımından üretiliyor. Bu sayede başta güneş ışığı olmak üzere zamanın yıpratıcı etkilerinden etkilenmeyeceğinin de garantisini veriyor. Seçtiğimiz modelde gri/mavi olarak işlenen tema, klasik dalga desenli zemin, SMP 300 tipi iskelet kollar ve büyük markörlerle sunuluyor. Kadranı hem daha sade hem de daha kullanışlı hale getiren Bi-Compax (çift alt-kadranlı) Kronograf dizilimine, saat 6 markörüne gizlenmiş tarih penceresi eşlik ediyor.
Bunca ileri teknoloji ürünü güncellemeye yer veren bir modelin mekanizmasından da farklı bir durum beklenmez... Modele hayat veren otomatik kronograf özellikli Calibre 9900, Master Chronometer sertifikasıyla yine standartları belirliyor. Kolon çarklı ve dikey kavramalı tasarlanan Co-Axial (eş akslı) mekanizma, tam kurulumda 60 saate kadar güç rezerv süresi sunuyor. Ayrıca mekanizmanın tam 15.000 Gauss şiddetinde manyetik akı direncine sahip olduğunu da buraya ekleyelim.
Omega SMP 300 ruhu bizleri bilezik kısmında da yalnız bırakmıyor. Bond Watch unvanlı model ailesin ile sektörün modern klasikleri arasına giren metal bilezik, hem konfor hem de görsel manada modeli başarıyla taşıyor.
Omega Diver 300M Co-Axial Master Chronometer Chronograph 44, kendi adıma konuşmak gerekirse, 19 yaşındayken kullandığım ilk otomobilim olan 1976 Pontiac TransAm’ın 2021 teknolojisiyle donatılmış şekilde tekrar önüme sunulması gibi hissettiriyor. Objektifliğimi elimden geldiği kadar korumaya çalıştığım bu yazımı “mutlaka bileğinizde deneyin” diyerek noktalıyorum.
Herkese iyi haftalar...
