Sektörün dev ismi Omega, yaklaşık dört yıl önce İsviçre’nin Bienne şehrinde yapımına başladığı yeni fabrikasının açılışını, birçok seçkin davetlinin bir araya geldiği özel bir etkinlik ile hizmete soktu. İleri teknoloji ve estetiğin buluştuğu görkemli tesis, ünlü Japon mimar Shigeru Ban’ın imzasını taşıyor.
İsviçre saat endüstrisinin temel taşlarından biri de şüphesiz ki Omega. Tarihindeki sayısız başarı ve yeniliğin yanı sıra Ay’da kullanılan ilk kol saati, Co-Axial eşapmanlı dâhiyane mekanizma tasarımı ve beraber çalıştığı ünlü marka elçileri ile saatçilik dünyasında her zaman ilk akla gelen isimlerinden biri olan marka, şimdi de yeni fabrikasıyla kendinden söz ettirecekmiş gibi duruyor.
21. yüzyılın mimarlık ve tasarım alanında en yenilikçi kişiliklerinden biri olarak gösterilen Shigeru Ban’ın tasarladığı fabrika, dışarıdan bakıldığında etkileyici bir görüntü sunuyor. Ancak tahmin edebileceğiniz üzere, içeri girdiğinizde bıraktığı etki çok daha fazla oluyor.
Gezi boyunca bizleri hiç yalnız bırakmayan ve hepimizle teker teker ilgilenen markanın CEO’su Raynald AESCHLIMANN’ın konuşmasıyla başlayan açılış töreninde, Swatch Group CEO’su Sayın Nick HAYEK ve Federal Ekonomik İşler - Eğitim ve Araştırma Dairesi (EAER) Başkanı Sayın Johann N.Schneider-AMMANN’da yaptıkları kısa konuşmalarla misafirleri yeni fabrika hakkında bilgilendirdiler.
Açılış kurdelesi kesilirken, bu üç önemli isme mimar Shigeru BAN da eşlik etti ve törenin ardından binanın içine doğru ilk adımlarımızı attık.
Beş kattan oluşan yeni binada ahşap dokunuşlar göze çarpıyor. Omega’nın yeni fabrikası tasarlanırken verimlilik ön planda tutulmuş. Montaj, bilezik üretimi, kalite kontrol ve hatta yüklemeler bile bu fabrikadan yapılacak şekilde planlanmış. Personel eğitimi için ayrı bir bölüme sahip olan bina, seçkin ziyaretçilerini de karşılamaya hazır durumda. Stok ve lojistik faaliyetleri de yine bu fabrika üzerinden yürütülecek.
Başta da belirttiğim üzere tasarımın yanı sıra teknoloji de en üst düzeyde. İnsan tecrübesinin robotik yardımla mükemmel uyumu, fabrikanın özünü oluşturan değerlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Ben dahil tüm ziyaretçileri adeta büyüleyen depolama sisteminden ise bahsetmeden geçemeyeceğim.
Binanın merkezine kurulu bölüm yaklaşık 15 metre yüksekliğinde. Saniyede 4 metre hızla hareket robotik kollar 30.000’den fazla kutu içerisinden saat yapımı için gerekli tüm parçaları talep eden masaya ulaştırabiliyor. Bu sistemin saatte 1.400’den fazla operasyonu gerçekleştirebilmesi gerçekten inanılmaz. Sadece konusunda uzman iki operatörün kontrolüne izin verilen merkezi stok sisteminde, muhtemel bir yangın başlangıcını önleyebilmek için bölüm içerisindeki oksijen oranı %15,2’ye düşürülmüş.
Omega bu fabrika da teknoloji çıtasını öyle yukarıya taşımış ki markaya özel METAS testi bile artık robotik kollar ve sistemler yardımıyla yapılıyor. METAS sertifikasyon sürecinde bulunan 8 ayrı testin tamamının yapılabildiği 3.Kat’ta yer alan özel bölümde, manyetik ortam dayanıklılığını test etmek için kullanılan 15.000 Gauss gücünde dev mıknatıslar görev yapıyor.
Bu kadar teknolojinin içerisinde insan dokunuşunun gerekliliği de tabii ki unutulmamış. Üretilen saatlerin gerektiği gibi ayarlandığı ve sahibine ulaştırılmaya hazır olduğuna dair tüm test sonuçları, Omega’nın tecrübeli çalışanları tarafından tek tek kontrol ediliyor. “Swiss Made” tanımlamasını, marka faaliyetlerinin tüm süreçlerine başarıyla adapte eden Omega, en güçlü özelliği olan çalışanlarının daha verimli şekilde görevlerini yerine getirebilmeleri için hemen her detayı düşünmüş. Fabrikanın havalandırma ünitelerinden gelişmiş toz toplama sistemlerine kadar yeni tesisin her detayı sürecin kusursuz ve kesintisiz bir şekilde işlemesi için tasarlanmış.
Şimdiye kadar pek çok farklı saat markasının üretim tesislerini görme fırsatı yakaladım ancak hiç birinin beni Omega’nın bu yeni fabrikası kadar etkilediğini söyleyemem. İleri teknolojiyi sadece saat üretmek için değil, çevreye saygılı ve doğa dostu çözümler ile birlikte entegre eden ve bunu insan dokunuşunun önemini unutmadan uygulayabilen Omega’yı tebrik ediyorum.
Bu güzel ziyaret etkinliği için başta markanın Halkla İlişkiler ve Pazarlama Müdürü Sn. Anıl Köprülü’ye ve tüm Swatch Group Türkiye ailesine teşekkürlerimizi sunarız.
