Panerai ile Bronz Çağına Yolculuk

Panerai ile Bronz Çağına Yolculuk

İtalyan ruhunu İsviçre mühendisliğiyle birleştiren Panerai, yedinci bronz kasalı modeliyle gövde gösterisine devam ediyor.

Denizlere ve denizciliğe gönül vermiş herkes bilir bronzun önemini. Bakır temelli en önemli alaşımlardan biri olan bronz, içeriğinde yer alan kalay ve diğer metaller dayesinde son derece sert ve dayanıklı bir hale bürünmüştür. Bu da onu, keşfedildiği yıllarda, üretim kolaylığı ve işlevselliğinin de etkisiyle, ilerlemenin sembolü haline getirmiştir. Dalış başlıklarından gemi ekipmanlarına dek geniş bir skalada kullanılan bu alaşım, yüzyıllar boyunca insanlığın hizmetinde kalmıştır, kalmaya da devam etmektedir. Elbette, günümüz koşullarında, paslanmaz çelik başta olmak üzere, bronza kıyasla çok daha hafif ve güçlü alaşımlar bulunmaktadır. Neyse ki lüks saatçilik en iyiyi değil, yarattığı ve yaşattığı hikayelerle duygulara en çok hitap edeni aramaktadır.

panerai-bronz-cagina-yolculuk-1.jpg

İşte tam da bu düşünceyle harekete geçen Panerai, 2011 yılında müthiş bir modelle çıkagelir. 47mm çapında Luminor Submersible 1950 (sonraki yıllarda sadece Submersible olarak anılmaya başlandı) kasası baz alınarak geliştirilen model, bronzdan üretilir ve yeşil kadranıyla sadece Panerai meraklılarının değil, neredeyse tüm saat severlerin dikkatini çeker. 3 gün güç rezervli otomatik kalibre P.9000 ile donatılan saatten sadece 1000 adet üretilir.

panerai-bronz-cagina-yolculuk-2.jpg

O yıllarda Panerai’nin dümeninde efsanevi yönetici Angelo Bonati bulunmaktadır. Kayıtlarda geçen bir bilgiye göre, PAM00382 referans numaralı bronz Submersible markanın koleksiyonunda yer alan tek bronz kasalı saat olmasına ve tekrar üretilmemesine karar verilir. Bu da onu tüm Panerai modelleri arasında benzersiz bir yere taşır. 382 modelinin şanslı takipçileri hızla oksitlenen bronz kasalarının büründüğü benzersiz görüntüleri heyecanla sosyal medya ve forumlarda paylaşmaya başlar. 

panerai-bronz-cagina-yolculuk-3.jpg

Panerai’nin bronz kasalı saat üretme fikrinin altında yatan felsefe, her saatin fabrikadan aynı koşullarda çıkması ve sonrasında kullanıcının yaşam tarzına ve koşullarına bağlı olarak benzersiz bir şekilde “patina” alması, böylece her saatin birbirinden farklı ve kişiye özel bir görüntüye sahip olmasıydı. Bu durum zaman içinde her PAM00382 modelinin adeta bir tek üretim (unique piece) olarak nitelendirilmesi anlamına geliyordu.

panerai-bronz-cagina-yolculuk-4.jpg

3 yıl sonra, 2014 yılında, Panerai PAM00507 modeliyle tam olarak şok etkisi yarattı. Bonati’nin, bronz kasalı tek saat PAM00382 olacak sözü unutulmuşa benziyordu. 1000 adetle sınırlı sayıda üretilen PAM00507, selefinin güç rezerv göstergesi eklenmiş versiyonu olarak karşımızda duruyordu. Yine 47mm çapında Luminor Submersible 1950 kasaya sahip modelin içinde otomatik kalibre P.9002 yer alıyordu. Bu sayede, saatin kadran kısmında kalan güç rezervi göstergesi bulunuyordu. Bu durum sadece PAM00382 sahiplerini değil Panerai’ye gönül vermiş birçok Paneristi’yi rahatsız etmişti. Tutulmayan bir söze bağlı güven kaybı, markanın sırtını dayadığı hayran kitlesinin bağlılığını ve tutkusunu zedelemişti. 

panerai-bronz-cagina-yolculuk-5.jpg

2017 yılının başında marka üçüncü bronz kasalı modelini tanıttı. Yine 1000 adet üretilen PAM00671, 47mm çapında bronz kasaya ve bu seferlik mavi renkli kadrana sahipti. Otomatik kalibre P.9010 ile hayat bulan saat kadranla uyumlu renkte deri kayış ile hayranlarının karşısına çıktı.

panerai-bronz-cagina-yolculuk-6.jpg

2017 yılının Kasım ayında dördüncü bir bronz kasalı Panerai ortaya çıktı. Yine 47mm çapında kasaya sahip saatin kadran rengi kahverengiye dönmüştü. Otomatik kalibre P.9000’den gücünü alan modelden yalnızca 1 adet üretildi ve bu saatin açık artırma ile satışından elde edilen gelir Royal Yachting Association’a bağışlandı.

panerai-bronz-cagina-yolculuk-7.jpg

2019 yılında yine kahverengi kadranlı ancak bu sefer, bronz Panerai’ler için bir ilk olarak, kahverengi seramik bezele sahip PAM00968 modeli tanıtıldı. Limitli üretim yerine standart koleksiyonda yer alan saat otomatik kalibre P.9010’a sahip. 

panerai-bronz-cagina-yolculuk-8.jpg

2021 yılında seriye bir Submersible daha eklendi; PAM01074. 42mm çapında bronz kasaya ve mavi renkli kadrana sahip saatin kalbinde otomatik kalibre P.900 bulunuyor. Blu Abisso takma adıyla çağırılan saat de tıpkı bir önceki modelde olduğu gibi standart koleksiyon içinde yer aldı.

panerai-bronz-cagina-yolculuk-9.jpg

Şimdi ise yepyeni bir bronz Panerai ile karşı karşıyayız. PAM00760, ilk defa bir Radiomir kasasını bronz materyali ile buluşturuyor. 47mm çapındaki saat yeşil renkli, dokulu kadrana ve pleksiglas cama sahip. Kurmalı kalibre P.3000 ile çalışan modelin fotoğrafları sessiz sedasız internette dolaşmaya başladı.

panerai-bronz-cagina-yolculuk-10.jpg

PAM00382, hem Panerai markası hem de saat endüstrisi için devrimsel bir modeldi. Bronzu saat dünyasına katan ilk saat değildi ancak benzersiz bir albeniye sahipti. Sonrasında onu takip eden her bronz Panerai sanki orijinal versiyonu yaşatmaya çalışırcasına çabaladı ama sanki hep bir şeyler eksik gibiydi. Verilen bir sözün tutulmamış olması markaya gönül vermiş hayranlardan bazılarını küstürdü, Panerai’nin kasasına ise milyonlarca Euro eklenmesini sağladı. 

panerai-bronz-cagina-yolculuk-11.jpg

İlerleyen zamanlar için bir öngörüde bulunmak güç. Panerai’nin gerçek ruhunu yaşatacak baz modeller, neyse ki, halen satıştalar. Eh, bize de iki kollu kurmalı Luminor’larla ve Radiomir’lerle eski günleri anmak düşüyor.