Saat dünyasının efsanelerinden Richard Mille ile tenis duayeni Rafael Nadal, iş birliklerinin 13. yılını yeni modellerle kutluyor.
Bir yanda şampiyonlar şampiyonu, sayısız Grand Slam, Fransa Açık, Avustralya Açık ve Wimbledon’ların aranılan ismi, Federer’in ezeli rakibi, kısaca “Toprağın Kralı” Rafael Nadal. Diğer yanda saat dünyasının ezber bozanı, egzotik üreticilerin baş tacı, teknolojinin ve tasarımın sınırlarını zorlamaktan asla çekinmeyen Richard Mille. Uzun lafın kısası her iki isim de kendi alanlarında dünyanın en iyileri arasındalar ve bu ikilinin bir araya gelmesiyle meydana gelen oluşum için söylenebilecek tek söz “nefes kesici”.
Spor alanında faaliyet gösteren bir medya kanalı olsaydık Nadal’a ait paragraflarla yazıma devam etmek isterdim ancak saatlerin büyüleyici dünyasına geri dönerek hikâyeyi RM gözünden ele almak istiyorum. Nadal ve Mille’nin yolları 2008 yılında kesişiyor. O günden bu yana iki ünlü ismin iş birliğiyle üretilen saatler, gerek maçlarda Nadal’ın kolunda gerek koleksiyoncuların bileklerinde tam performans çalışmaya devam ediyorlar.
Rafael Nadal ve Richard Mille ortaklığıyla üretilen saatleri iki kategori altında değerlendirebiliriz. İlki tourbillon balans sistemine sahip RM 27 serisi, diğeri ise standart tip balanslı mekanizmasıyla RM 35 serisi. RM 27 modellerinden şu ana kadar 5 versiyon yapıldı. RM 35’te ise, orijinal model olan RM 35’ten sonra gelen 1, 2 ve 3 no’lu seriler Nadal’a ithaf edildi.
RM 27 modeli, karbon nanotüp kasasıyla hafiflikte çığır açan bir modeldi. Saat o kadar hafifti ki, öz kütlesi 1gr/cm3’ten küçük olduğu için suda yüzebiliyordu. 50 adetle sınırlı sayıda üretilen tourbillon saat, Nadal’ın kolunda maçlarda boy göstererek ününü artırdı.
RM 27-01 için de durum pek farklı değildi. Yine 19 gramın altında ağırlığıyla ile Nadal’a tenis müsabakalarında müthiş bir konfor yaratan saatin tourbillon mekanizması, gerilmiş çelik ipler üzerinde asılı halde duruyordu. 5000G’ye kadar darbe dayanımı sunan modelden 50 adet üretilmişti.
Sonraki model olan 27-03 ise karbon TPT mekanizma köprülerinden ziyade, 10.000G’lik darbe dayanımı ve sıra dışı sarı-kırmızı karbon TPT kasasıyla gündeme gelmişti. 50 adetle sınırlı sayıda üretilen model, elden kurmalı tourbillon mekanizmaya sahipti.
RM 27 ailesinin şimdilik son versiyonu olan RM 27-04, tıpkı bir tenis raketinde olduğu gibi, gerilmiş teller üzerine yerleştirilen özel bir tourbillon mekanizma ile Rafael Nadal ve diğer şanslı 49 müşteriye hizmet ediyor. TitaCarb adı verilen ve karbon enjekte edilmiş polyamidden üretilen kasaya sahip modelin gerek darbe dayanımı gerek hafifliği yine ön planda.
Standart tip balanslı RM 35 ailesine geçtiğimizde ise, Richard Mille model gamının en beğenilen ve tercih edilen saatleriyle bir araya geliyoruz. Kurmalı kalibresi ve sportif kasasıyla gönüllere taht kuran RM 35-01, siyah ve beyaz renkli karbon ve kuvars TPT kasa seçeneklerine sahip.
Bir sonraki model olan, RM 35-02'de ise siyah ya da kırmızı renkli karbon ve kuvars TPT kasaya yer verilirken, kurmalı kalibre yerini otomatik versiyona bırakmış durumda.
Henüz tanıtılan ve RM 35 ailesinin en gelişmiş üyesi olan RM 35-03'te ise, beyaz ve mavi renkli karbon ve kuvars TPT kasalar bulunuyor. RM 35-03'te ilk defa kullanılan ve “kelebek rotor” adı verilen sistem, hareketli rotor kanatları sayesinde saatin ani yön değişikliklerinden zarar görmesini engelliyor. Yoğun fiziksel aktiviteye girileceği zaman kullanıcı tarafından aktifleştirilen mekanizma, rotoru oluşturan iki kanatçığı 180 derecelik açıyla konumlandırarak bir nevi karşı ağırlık oluşmasını sağlıyor ve saat otomatik kurma işlemini askıya alıyor. Bu sayede yüksek ivmeli bilek hareketlerinin mekanizmaya ani ve beklenmedik seviyede yük bindirmesinin önüne geçiliyor.
Sırada ne var derseniz cevap şimdiden hazır: RM 27-05! Bakalım bu modelde nasıl bir teknolojik çılgınlık ile karşılaşacağız?