Rolex Daytona 116500 LN İncelemesi

Rolex Daytona 116500 LN İncelemesi

rolex-logo.jpg

Muhtemelen gelmiş geçmiş en başarılı çelik kronograflardan biri olarak anılan Rolex Daytona’nın evrimi boyunca ulaştığı doruk noktası Baselworld 2016 fuarında tüm çıplaklığıyla gözler önüne serildi. İlk olarak 18K Everose altın kasa-deri kayış kombinasyonuna uygulanan seramik “Cerachrom” bezel, Rolex meraklılarınca büyük bir heyecanla karşılanmıştı ve bu güncellemenin çelik kasalı versiyona ne zaman uygulanacağı büyük bir merak konusuydu. Pembe altın kasadan sonra Daytona’nın 50. Yılı anısına platin kasa ve bilezikli seramik bezel Daytona’yı üreten Rolex, yüksek fiyat etiketiyle hayranlarını hayal kırıklığına uğratmıştı, ta ki 2016 Baselworld fuarına kadar.

Rolex-daytona-chocolate.jpegRolex-Daytona-Platin.jpeg

Rolex modellerinde köklü değişiklikler yapılırken bu serinin önce altın, daha sonra çelik-altın ve en sonunda çelik modelleri piyasaya sürülür. Seramik bezel uygulaması da Rolex gibi muhafazakâr bir firma için oldukça büyük bir değişikliği işaret etmekte. Markanın yukarıda bahsettiğim sıralamaya uymadan çelik kasalı versiyonu üretmesi ise garip ve bir o kadar da sevindirici bir karar zira Daytona ailesi içinde kullanışlılık ve ulaşılabilirlik açısından en makul modelle karşı karşıyayız.

Rolex_COSMOGRAPH_DAYTONA_116500LN-3-.jpg

Saatin kasası artık üretimine son verilen 116520 modeliyle tamamen aynı, zaten kusursuzu yakalamış bir modeli değiştirmeye ne gerek var? 40mm çapında 904L çelikten üretilen kasa saatte tarifi imkânsız bir konfor ve kalite hissi yaratıyor. Adından da anlaşılacağı üzere saatteki en büyük yenilik bezel kısmının artık çelikten değil seramikten üretiliyor oluşu. Cerachrom malzeme olarak bezel kısmı için çok yerinde bir tercih. Aşırı sert yapısı çizilmelere karşı inanılmaz bir dayanıklılık sağlarken saatin eskimeye en müsait kısmının da her daim yeni kalmasını sağlıyor.

Eski versiyonda çelik ve altın kasalı modellerin bezellerindeki yazı fontları ve konumlandırmaları farklıydı. Bundan böyle çelik modellerde de altın ve platin versiyonlardaki karakter kullanımına geçilmiş. Bezeldeki sayıların ve yazıların iç kısımları yüksek basınç ve sıcaklık altında platin dolgu ile boyanmış. Kısacası karşımızda eskitilmesi imkânsız bir parça bulunuyor. Tek sorun haddinden fazla sertlikte darbelerde kırılganlığın artmış olması. Şahsen yeni bezelin görüntüsünü hem işlevsel hem de görsel açıdan fazlasıyla başarılı buldum.

Rolex_COSMOGRAPH_DAYTONA_116500LN.jpg

Rolex Daytona 116500 LN, iki farklı kadran rengi ile satışa sunulacak. Siyah kadran eski versiyonda olduğu gibi kronograf halkalarının etrafında metalik çerçeve bulundururken, beyaz kadranda aynı kısımlarda metalik yerine siyah çerçeve kullanılmış. 1970’li yıllarda üretilen Paul Newman görüntüsüne yakınlığı sebebiyle beyaz kadranlı versiyonun nispeten daha popüler olacağını tahmin ediyorum.

Rolex_COSMOGRAPH_DAYTONA_116500LN-8-2.jpg

Kadrandaki kırmızı Daytona yazısı her zaman olduğu gibi kararında uygulanmış, saate karakter katan bir detay. Kollar ve indeksler beyaz altından imal edilirken iç kısımları Rolex’in patentli Chromalight fosforlu malzemesiyle doldurulmuş. Karanlıkta mavi renk veren luminova piyasanın en güçlü ve uzun süre ışıma yapan kimyasal karışımlarından biri.

Rolex_COSMOGRAPH_DAYTONA_116500LN-6-.jpg

Saatin ön kısmında bezelden hafifçe yukarı doğru taşan düz bir safir kristal cam kullanılmış ve bir Rolex geleneği olarak AR kaplamaya yer verilmemiş. Arka kapak ise her zamanki gibi kapalı tasarlanmış ve üzerinde herhangi bir işleme/yazı bulunmuyor. Triplock tepeye ve vidalı kronograf butonlarına sahip saatin su geçirmezlik değeri 100 metre olarak belirlenmiş.

new-rolex-cosmograph-daytona-kapak.jpg

Rolex_COSMOGRAPH_DAYTONA_116500LN-5-.jpg

Saatin bileziği eski modelde olduğu gibi 904L çelikten üretilmiş, baklaların orta kısımları parlak, yan kısımlar ise fırçalanmış finisaja sahip. Sanat eseri niteliğinden toka ve 5mm’e kadar hassas ayar imkânı veren Easylink mekanizması saatin bilekte yarattığı ipeksi dokunuşa pekiştiren detaylardan.

Rolex_COSMOGRAPH_DAYTONA_116500LN.jpgRolex_COSMOGRAPH_DAYTONA_116500LN-4-.jpg

Rolex yalnızca görsel açıdan değil, teknik açıdan da kusursuzu hedeflemiş ve bunu başarabilmiş nadir markalardan biri. In-house üretilen Caliber 4130, güzellik yarışması kazanabilecek nitelikte olmasa da dünyanın en iyi kronografları arasında yer almayı başarıyor.

new-rolex-daytona-calibre-4130.jpg

Çift yöne kurma özelliğine sahip rotor saatin içinde en ufak bir titreşim veya ses yapmıyor. 28800vph hızında çalışan mekanizma kronograf kapalıyken 72 saatlik güç rezervine sahip. Her şeyden önemlisi COSC standartlarında üretim yapan firma artık kendi kriterlerini devreye sokarak kronometrik ölçümlerin de ötesine geçiyor ve günlük yalnızca +2/-2 saniyelik sapma değeri vaat ediyor. Kadrandaki “Superlative Chronometer” yazısı da markanın teknik üstünlüklerinin yazılı kanıtı olarak kullanıcısına göz kırpıyor.

Rolex-Daytona-4130-Movement.jpg

Bir önceki çelik Rolex Daytona ile ilgili birçok şehir efsanesine rastlamak mümkündü. Bunların içinde en yaygın anlatılanı da sahip olmanın zorluğu ve aylar hatta yıllar süren beklemelerdi. Modelin son zamanlarında bu durum etkisini zayıflatmış olsa da çelik kasalı Rolex Daytona hiçbir zaman kolay ulaşılabilir bir model olmadı. İyi ilişkilerle saatçilerin masalarına çıkarılan modelleri saymazsak elbette! Görünen o ki yeni modelde de benzeri hikâyelerle karşılaşacağız.

Şimdiden bayi ve butiklerin sayfalar uzunluğundan bekleme listeleri oluşturduğu kulağımıza gelen bilgiler arasında. Rolex Daytona 116500 LN kadran renginden bağımsız şekilde 11300€ liste fiyatıyla sonbahar aylarında dünyanın her yerine yayılmış Rolex bayi ve butikleri aracılığıyla satışa sunulacak. Eski modele kıyasla yapılan 400€’luk zam ise böylesine bir marka ve model için makul seviyede denilebilir. Almayı düşünenlerin ise hiç beklemeden isimlerini listelere yazdırmalarında fayda var. Rolex’in tüm saatlerinde 5 sene gibi alışılagelmişin ötesinde uzun bir garanti süresi verdiğini de belirtmekte fayda var.

Rolex_COSMOGRAPH_DAYTONA_116500LN-10-.jpg

Saat dünyası kimi fanatikler için ikiye ayrılıyor; Rolex ve diğerleri olarak. Her ne kadar fazlasıyla agresif bir tutum olsa da Rolex Daytona 116500LN’yi incelediğimizde saatin kadranında görünen tacın markanın logosundan çok daha fazlasını ifade ettiğini anlamak için saat uzmanı olmaya kesinlikle gerek yok. Kusursuz form, kusursuz fonksiyon, tartışmasız prestij, kalite ve sağlamlık. Sanırım bir saatten beklenebilecek ne varsa Rolex Daytona 116500 LN idareten değil tamamen karşılıyor.

Eğer saate dair olumsuz özellikler bulmak için kendimi zorlarsam birkaç nokta gözüme çarpıyor. Şahsi olarak tarih komplikasyonu günlük hayatımda oldukça işime yarayan bir özellik. Rolex ise kadran bütünlüğü korumak amacıyla Daytona modellerine bu komplikasyonu yerleştirmiyor. Eh ne diyelim, bu güzelin de kusuru bu olsun. Özellikle sıcak yaz aylarında bileğimin çapında milimetrik değişimler olabiliyor. Easylink yerine Submariner ve Sea-Dweller’daki gibi Glidelock benzeri daha hassas ayar imkânı sağlayan bir klips de güzel ve işe yarar bir detay olabilirdi ancak bu sefer de tokanın boyu uzayacak ve saatin şıklığından ödün verilmesi gerekecekti. Son olarak camın yalnızca alt kısmına AR kaplama uygulanabilirdi ancak bu zaman da kadranın ışıltılı ve göz alıcı güzelliği kullanıcısına daha az yansıyacaktı.

Kısaca Rolex Daytona 116500 LN, gerek fiyatı, gerek özellikleri ve daha da önemlisi kalitesiyle 2016 ve ilerleyen yılların bu fiyat kategorisindeki en mantıklı saatlerinden biri olmaya aday. Almayı düşünenler için en büyük sorun ise muhtemelen bekleme listelerini aşıp saate ulaşabilmek olacak.