Sadece son yılların değil tüm zamanların en başarılı fiyat/performans modelleri arasındaki yerini koruyan model ailesi, konsepte başarıyla adapte edilmiş dijital ekranlı modellerle genişliyor.
Tanıtıldığı günden bu yana popülaritesinden bir şey kaybetmeden gelişmeye devam eden koleksiyon, digital devrimine gönderme yapan retro modellerle yeniden saat severlerle buluşuyor. Sadece İsviçre değil saat sektörünün geneli için lokomotif markaların başında gelen Tissot’un innovasyona olan bağlılığına nostaljik bir vurgu yapan koleksiyon, 35mm ve 40mm olarak iki kasa seçeneği ile geliyor.
Modellere geçmeden önce Tissot’nun Quartz ve Digital teknolojileri ile olan geçmişine bir göz atalım.
Saat dünyası için birçok ilki barındıran 1969 yılına dair bir önemli gelişme de, Japonya'da yaşandı. Dünyada devrim yaratacak quartz teknolojisi ile donatılmış yeni bir saat modeli tanıtıldı. Otomatik mekanizmayı, ondan çok daha dakik olan, daha az bakım gerektiren ve daha uygun fiyatlı quartz osilatör ile değiştiren Japon üreticiler, saat endüstrisinde kartların yeniden dağıtılmasına sebep oldu. Öte yandan, bu ilerleme giderek hız kazanmakta olan dijital teknolojilerin gelişimiyle eş zamanlı olarak ortaya çıkmıştı. Kadranlarda analog yerine LED (ışık yayan diyot) veya LCD (sıvı kristal) dijital gösterimin kullanılmaya başlanması, daha önce düşünülmesi mümkün olmayan yeni fonksiyonların yolunu açtı ve yeni bir segmentin ortaya çıkmasını sağladı.
Bu uyarı atışına tepki veren İsviçreli üreticiler, hemen çalışmaya başladı. Rekabet sertti, kriz onları çok zorluyordu, ancak bu duruma tepki vermekte gecikmediler. Her şeye rağmen, lüks bir niş olarak kalan mekanik saatçilik geleneğinden kopmamayı tercih etseler bile, bununla paralel olarak pazarın talebine daha iyi adapte olmuş quartz modeller de üretmeleri gerektiğinin bilincindeydiler. Çok kısa bir zaman içinde yeni çözümler geliştiren Tissot da benzer bir süreçten geçti.
Yalnızca üç yıl sonra, yani 1972 yılında ilk quartz mekanizmalı ve dijital ekranlı Tissot modeli tanıtıldı. Siyah deri kayışlı bu modelde, saat ve dakika modern metalik kadranın üzerindeki dar bir pencereye yerleştirilmiş dijital ekranda gösteriliyordu. Hiçbir zaman piyasaya sürülmeyen ve prototip olarak kalan bu saat yine de Tissot'nun bu alandaki ilk adımlarının önemli bir tanığı oldu.
Nasıl yeni bir saat bileşeni olarak quartz osilatörün ortaya çıkışı mekanik saatçiliği sarstıysa, dijital görüntüleme de saat kavramını kökünden değiştirdi. Kadran yerine ekran kullanımı olasılıkları artırıyordu. Çok geçmeden saatler, çok fonksiyonlu birer alete dönüştü.
Otomobil karoseri tasarımcısı Nuccio Bertone (1914-1997) tarafından Tissot için 1976 yılında tasarlanan sansasyonel Tissot Stratos by Bertone daha o tarihte bu çok yönlülüğe sahipti: Son derece dakik bir biçimde saati (ayda maks. +/-5 saniye hatayla saat, dakika ve saniye) göstermesinin yanı sıra eksiksiz olarak tarihi (ay, gün ve yıl) gösteriyor, iki ayrı saat dilimine programlanabiliyor ve starttan finişe kadar geçen süreyi saniyenin 100'de birine kadar hassasiyetle tur zamanları da dahil olmak üzere ölçebiliyordu. Ayrıca farklı modlarda kullanılabilen gece aydınlatmasına sahipti.
Yeni tanıtılan model ailesi, günümüz PRX konseptini 1977 yılında
tanıtılan Caliber 2040 ile donatılmış, Tissot Digital modeliyle
harmanlıyor. PRX’in entegre bilezikli sport-chic saat konseptine
başarıyla uyarlanan LCD ekran, saat severlere hem nostaljik hem de
eğlenceli bir deneyim sunuyor.
PRX Digital tamamen altın PVD ve siyah veya gümüş kadranlı paslanmaz çelik seçenekleri de içeren üç farklı seride sunuluyor. Tüm modeller 35mm ve 40mm kasa alternatifleri ile geliyor ve İsviçre yapımı DGT-2040 Quartz dijital mekanizma ile hayat buluyor. Safir kristal camların eşlik ettiği modeller, koleksiyondaki diğer versiyonlarda olduğu gibi, 100 metreye kadar su basıncına dayanım sunuyor. Değiştirebilir entegre metal bilezik ile donatılan kasaların kalbinde, çift zaman dilimi, gün-tarih, kronograf, zamanlayıcı, alarm ve güçlü arka ışık özellikleri sunan Caliber DGT-2040 görev yapıyor.